11.Bölüm

89 6 0
                                    

Kaanın gelmesi işime gelmişti. Bu iş çokça karmaşıkkken birde duygularla uğraşamazdım. İçinden cılız bir ses fısıldıyordu sen insanları kandırabilecek birisi değilsin diye ama yüksek ve güçlü bir ses onu susturuyor ve bağırıyordu. Bu zamana kadar bize kimse acımadı bizde onlara acımamalıyız. Talha ve Kaan sözlü olarak bir tartışmaya girmişlerdi. Ayağa kalkıp odadan çıktım. Arkamda şaşkın iki yüz bıraktığıma emindim. Arkamdan onlarında çıktıklarını kapının kapanmasıyla anlamıştım. İkiside iki yanıma yerleşirken onlara bakmadan merdivenlerden inmeye başladım. O sırada büyük bir gürültü koptu ayağıma bir şey değdi. Herkes kocaman olmuş gözlerle bize bakarken gözlerim merdivenin sonuna kaydı. Gözleri kapalı sırtı üstü yatan bedeni hemen tanıdım arkamı döndüğümde ise Talha umursamaz bir şekilde omuz silkti. Zerrin hanım oğlunun adını haykırıp sandalyesinden fırlarken herşey biranda olmuştu. Harekete geçmem gerektiğini anlayıp merdivenleri hızlıca indim. Zerrin hanım ve eşi oğullarının başında ayıltmaya çalışırken çalışanlar etrafta koşuşturuyordu. Masadaki diğer kişiler ise öylece oturmuş izliyorlar hatta Aslı hanım zevkle yemeğini yiyordu. İşim bitmeden geberip gitmesini istemiyordum zaten sonu benim elimden olucaktı. Aşağı indiğimde Zerrin hanımın gözleri beni buldu. Ve bağırmaya başladı.

"Senin gelecekteki kocan yerde bilinci kapalı yatıyor sen orada onun dibindesin sen gerçekten annenin dediği gibisin...."

Kaşlarım havalandı,hemen dibimde olan Talhayı fark ettim.

"Annem benden nasıl bahsetmişti, Zerrin hanım?"

Dişlerini sıktı ve etrafına baktı. Bede merdivenleri inip yanına ulaşmıştım. Kolumu tutup beni kendine çekti ve kulağıma fısıldadı.

"Sen gerçekten or-"

Ne diyeceğini anlayıp hemen kolumu çektim ve sesimi yükselttim.

"Bana böyle nidalarda bulamazsınız! Yaşınızda başınızdan utanın!"

O sırada Aslı hanım elindeki çatılı ve bıçağı sertçe masaya bıraktı. Ve ayağa kalktı tek kaşı yukarı kalkarken bize doğru yürümeye başladı.

"Alyaya ne söylediysen banada söylesene! Hadi söylesene"

Zerrin hanım seslice güldü.

"Sesli söyleyeyim herkes duysun Alya Demirer 'in ne halt olduğunu"

Dişlerimi sıktım.

"Ben ne haltmışım söyle kurtul!"

Bana iğrenç bir bakış attı ve boğazını temizledi.

"Mesela Talha Kayanın sende gözü var! Herkese ince boncuk dağıtıyorsun kısaca birşey söylerdimde ağzımı bozmak istemiyorum!"

Aslı hanım dişlerini daha fazla sıkarken kaşlarım alayla havalandı.

"Öncelikle sizde terbiye falan yok söylemesenizde söylemiş kadar oldunuz!"

Dudağımı ıslatıp devam ettim.

"Ayrıca madem annem söyledi niye oğlunuzu bana layık gördünüz?! Bir dakika doğru oğlunuzun kusurunu kapatmak için. Harbi ya o zavallı kıza ne oldu? Kaç lirayla susturdunuz onu?"

Herkesten şaşkınlık nidaları yükselirken bana ölürücekmiş gibi bakıyordu ama susmadım.

"Zerrin Kara, pardon ama benim şerefimin bekçisi siz değilsiniz sizi ilgilendirmez, ki öyle birşey yapacak biri değilim! Ne kadar kabul etmesenizde Kaan benim kocam değil! İşiniz gücünüz mağazin, annemle aranızda hiçbir fark yok!"

Aslı hanım omzuma dokunurken yüzünde bir tebessüm vardı. Bu kez o devam etti.

"Benim oğlum öyle birisi değil böyle çamur atamazsınız, ayrıca sizi çok ayıplıyorum. Daha çocuk olmaktan yeni çıkan bir genç kıza böyle nidalarda bulanamazsınız. Şuan karşınızda Alya gibi başka bir kız olsaydı çoktan ağlayarak buradan çıkmıştı. Onda ki  gücü siz anlayamazsınız çünkü siz hiçbir zaman onun gibi olmazsınız, ancak kocanızın parasını yersiniz"

İmkansızlığın İmkanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin