12 Bölüm

72 5 0
                                    

Anne diye mırıldandı. Gözlerinden yaşlar süzülürken annesine yalvardı.

"Anne lütfen çok açım anne lütfen çıkamama izin ver"

Annesi ufak bir kahkaha attı.

"Ah tatlım gelecekte bunları yaptığım için teşekkür edeceksin"

Kafasını iki yana salladı.

"Annecim paramız mı yok? Oyüzden mi yemek yiyemiyorum?"

Önümde elinde duran ekmeğe baktım üzerine reçel sürülüydü. En sevdiğinden

"Hayır istemeyeceğin kadar paramız var"

Dudaklarını büktü.

"Ozaman neden çok açım, annecim ekmeğinden bir ısırık alabilirmiyim?"

Anlamadı küçük kız annesinin onu sevmediğini sadece bir piyon olarak kullandığını anlamadı para için herşeyi yapan kadın herşeyi ufacık günahsız küçük kız çocuğundan çıkardı.

Kız çok ağladı ama her defasında annesine büyük bir umut ve sevgiyle baktı. Çok çelimsizdi zenginliğin için asıl fakirliği yaşıyordu. Sevgi fakirliği sevgiye muhtaçtı bir damla sevgi onu mutlu edecekken başından aşağı nefret için yağmurlar yağdırdılar. Kız çocuğu defalarca bayıldı, hastalandı, doktorlar defalarca açlıktan olduğunu söyledi nezaman doktor gelse göstermelik azda olsa yemek ve doktorun verdiği ilaçları içiyordu. Birde birkaç dakika koltukta oturan ve onun gibi sarı saçlı kızın izlediği çizgifilmi ama annesi bağırıp onu tekrar camdan kapısı olan killer gibi bir yere kilitliyordu. Çizgi film izleyen kız ise şaşkınca onlara bakıyor ve önündeki çikolataları yiyordu. Sarı saçları örülüydü ucunda kırmızı kurdeleler takılıydı. Üzerinde kırmızı güzel bir elbise vardı. Küçük kız çocuğun ise hafta bir kez işkence gibi yaptığı banyo dışında kirli görünüyordu. Gözleri ağlamaktan kıpkırmızıydı. Elleri titriyordu oturduğu yerde ufak bir yer kaplıyordu üzerindeki mavi kirlenmiş bir etek ve beyaz kısa kollu hava soğuk olmasına rağmen bu şekilde giyinmişti. Beyaz kısa kollu tişörtünde ufak kan lekeleri vardı. Koskacaman evin içi sıcacıkken burası dışarıdan daha soğuktu. Ağlamaktan bağırmaktan yoruldu kimse yardım etmedi babası ise susmayı tercih etti. Bazen sesizce cam kapıdan onları izlerdi. Yemek yiyişlerini sarı saçlı kızı elleriyle beslemelerini sonra tatlı yediklerini televizyon izlediklerini anne ve babasıyla güzel oyunlar oynadıklarını izler ve sesizce ağlardı. Günlerden küçük kızın alyanın doğum günüydü. Alya 4 yaşına giriyordu. O akşam yine o soğuk yerdeydi. Tüm gün bir sürü hazırlık yapılmıştı. Küçük kız dışarı çıkacağını düşünüp sevindi. İlk önce yemek yediler ama o umudunu kesmeden onları izledi sonra pasta geldi üzerinde okumadığı bir yazı vardı. Alyanın yerine sarı saçlı güzel kız üfledi mumları. O gece Alya daha fazla dahada fazla ağladı. Doğum günü onsuz kutlanmıştı. Pasta yemişlerdi. O günden sonra tüm doğum günlerini sevmemeye başladı. Birdaha bağırmadı en önemlisi ağlamadı. Annesi şaşırıp onu dışarı çıkardı ama alya sanki o gece ruhunu kaybetmiş gibiydi. Güzelce duş aldırdı dadısı güzel ve temiz kıyafet giydirdiler saçlarını topladılar. Ama onun ruhsuzluğu devam etti. Birgün babasının gerçek yüzünü gördü ve hayata tamamen küstü. Ve o sarı saçlı güzel kızı bir nevi unuttu çünkü odasında kalmaya başladı başlayalı o kız ortalıkta yoktu. Onu asla birdaha göremedi. Az olsada yemek yedirdiler. Artık açlıktan bayılmıyordu mesela ama asla karnı doymuyordu. Küçük bir kız çocuğunu doyurmak nekadar zorduki? Bir parça ekmek veya bir tabaktan daha az yemekle doyabilecek kadar küçüktü. Küçük kız ufak bir parça ekmeğe bile razıydı ama ondan daha azına sahip oldu. Demir ailesi öz kızlarını değil başka çocuklara sevgi verdi, öz kızlarının değil başka çocukların karnını doyurup anne babalık yaptılar. Öz kızları ise büyük bir işkence içince büyüdü. Ama küçük kız bencillik etmedi mutlu olan her çocukta mutlu oldu karnı doyan her çocukta kendi karnı doymuş gibi oldu ama gerçekler acıydı. Gerçekler acımazsızdı, servetleri birsürü çocuğa kolayca doyurabilrdi ama o kendi öz kızları dışında tüm çocukları doyurmaya ve onları sevgi vermeye adadılar kendilerini. Alya büyük bir sevgisizliğe büyüdü doğması bile büyük bir yanlış gibiydi. Küçük kız kendi asla sevmedi çünkü onu anne ve babası bile sevmemişti. Anne ve babasının sevmediği kızı kim severdi ki? Kimse küçük kızı gerçekten sevmedi. Ve gerçek sevgiye hasret büyüdü. Büyüdü ve tüm ipleri eline aldı.

İmkansızlığın İmkanı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin