1: Bizim öykümüz

2.7K 687 1.8K
                                    

Selam! Umarım hoşunuza gider. İyi okumalar!💕 (başlama tarihi alayım)

 İyi okumalar!💕 (başlama tarihi alayım)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1: Bizim öykümüz

''Güneş! Hadi artık kalk kızım!'' 

Annemin bana seslenmesiyle gözlerimi araladığımda hava daha yeni aydınlanıyordu. Okula gitmek benim için işkence gibi bir şeydi. Insomnia yani ciddi seviyede uykusuzluk problemim vardı. Asla uyuyamıyor, gece bir sürü kabus görüyor, sabah uyanınca da savaştan çıkmış gibi oluyordum.

Kısaca uyku benim için ölümden beterdi. 

''Geliyorum anne.'' dedim zar zor çıkan yorgun sesimle. Yavaşça doğrulup gardırobumdan siyah eşofmanımı ve mavi kazağımı aldım. Nisan ayına giriyor olmamıza rağmen havalar hâlâ serindi.

Mutfağa geldiğimde kızarmış ekmek kokusu biraz olsun beni iyi hissettirmişti. Yemeğe başlamadan önce hep yaptığım gibi çatal, bıçak ve kaşıklarımı üçer saniye yıkadım. Bunu yapmak zorundaydım, nefret etsem de.

''Babanla konuştuk Güneş...'' diye başladı annem söze. Merakla kaşlarımı kaldırıp ona baktığımda söylemeye emin olamıyor gibiydi, arkası dönüktü ve işine devam ediyordu. ''Seni bir psikoloğa götürmemizin zamanı geldi. Rehber hocan da bunun iyi bir fikir olduğunu düşünüyor.'' Hiçbir şey söyleyemedim, psikoloğa gidecek kadar kötü bir halde olduğumu sanmıyordum. 

''Buna gerek yok anne. Biliyorsun, basit takıntılarım var sadece: kaşık, çatalı belli süreyle yıkama, kapıyı kilitleyince fotoğrafını çekme gibi şeyler. Büyük bir şey olmadığını biliyorum.''

Annem endişeyle beni süzerken ''Bu kadar olmadığını biliyorsun.'' diyerek tadımı kaçırmıştı çoktan. Kızarmış ekmeklere üzgün bir bakış atıp çantamı aldım ve durağa doğru yürümeye başladım. Annemin arkamdan bir şeyler söylemesine izin vermeden çıkmıştım.

Benim yaşama nedenim müzik dinlemekti. Her saniyemi müzik dinleyerek geçirebilirdim. Şu ana kadar intihar etmediysem tek sebebi yeni çıkan müzikleri duyamayacak olmamdı. Kulaklıklarımla son ses müziğimi dinlerken şarkının sözleri beni gülümsetiyordu.

'Bunaltıcı düşlerinden sakın uyanma
Kendini bir böcek gibi hissedeceksin'

Şarkı dinlemek, dünyada başıma gelen tek güzel şeydi sanki.

'Sırtında kabuk bağlamış bi'kaç büyük yara
Her defasında kendine zulmedeceksin.'

O sırada otobüsümün gelmesiyle birkaç kişiyle beraber otobüse binmiş, cam kenarlarından birine oturmuştum. İnsan içinde olmak beni çok rahatsız ediyordu. Fazlasıyla geriliyordum. O yüzden en iyisi dışarıyı izleyip müzik dinlemekti.

''Güneş abla!'' Kulaklıklarımı çıkarıp yanıma oturan Ece'yi görünce gülümsedim. Hüzünlü bir gülümsemeydi bu. Ece, eski en yakın arkadaşım Ege'nin kardeşiydi. 

GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin