10: Berin'in Hikâyesi

484 246 312
                                    

Selam, biraz aradan sonra geldim. Beklettiğim için üzgünüm, aceleye gelsin istemedim.

Telafi edebilmek için biraz uzun bir bölüm yazmaya çalışacağım.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, 2K olduk:') İyi okumalar dilerimm.

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin, 2K olduk:') İyi okumalar dilerimm

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

10: Berin'in Hikâyesi

"Güneş... İyisin canımın içi, çok iyisin. Merak etme."

Ege'nin titreyen sesiyle sıkıca yumduğum gözlerimi açtım. Bahsettikleri yumuşak yere düşmüştüm. Sadece ciddi şekilde başım dönüyor ve ağrıyordu.

"Başım..." dedim zar zor. "Çok dönüyor. Çok ağrıyor." diyerek devam ettim ağlarken.

"Siz hastaneye gidin, hemen yolun biraz ilerisinde sağ tarafta hastane var. Ben evle ilgilenirim."

Melih'in konuşması bana belli belirsiz gelirken Ege, minnettar bir şekilde gülümseyip beni arabaya götürdü.

Kim yaptı bunu bize? Kim, ne istedi bizden?

"Sakin ol tamam mı canımın içi, çok az kaldı."

"Ege..." dedim titrerken. "Ben yaşamak istemiyorum."

Ege ani bir frenle arabayı durdurdu ve şok içinde bana döndü.

"Saçmaladığının farkındasın değil mi?"

"Ciddiyim." dedim ruhsuz ve ağlamaktan bitmiş bir şekilde. "Benim yüzümden başımıza kötü bir şeyler gelmesinden çok yoruldum."

Ege, dolan gözleriyle ellerimi tuttu. O sırada fark ettim ki elleri hep çizilmişti. Yüzünün de sol tarafında birkaç çizik vardı, kanaması durmuştu.

"Bir daha böyle bir şey duymak istemiyorum, seni kendi ellerimle psikoloğa götürmek de istemiyorum. Şimdi hastaneye gidiyoruz ve seni sakinleştiriyoruz." dedi ciddi bir şekilde. Elime ufak bir öpücük bırakıp arabayı çalıştırdı.

Başımı gökyüzüne çevirdim. Yıldızlar bu gece çok güzeldi. Burada ışıklar çok az olduğu için gökyüzündeki yıldızlar hep gözüküyordu.

Hastaneye ulaştığımız sırada zorla arabadan indim ve acile geldik.

Birkaç testten sonra sakinleşmem için bir serum verildi. Serum boyunca boş boş tavanı izledim.

"Melih arıyor." dedi Ege telefonunu göstererek.

"Hoparlöre alsana." dedim bitkince.

Telefonu hoparlöre aldı ve yanıma eğildi.

"Alo, Ege?"

"Efendim."

"Güneş yanında mı?" diye sordu tedirgince.

GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin