12: Gökyüzünde Kaybolmak

411 222 212
                                    

Selam, en son yeterince kötü bir yerde kalmıştık, hemen devam edelim.

İyi okumalar, oy ve yorumlarınızı bekliyorum<3

>Medyadaki şarkıyı açabilirsiniz, bölüm içinde geçecek.

>Medyadaki şarkıyı açabilirsiniz, bölüm içinde geçecek

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12: Gökyüzünde Kaybolmak

Yazardan

Ilık esen rüzgarla beraber hava iyice kararmıştı.

"Ben çıkıp Güneş'e bakayım." diyerek Ömer sofradan kalktı.

Ege çok kötü hissediyordu. Ömer'in Güneş'in yanına çıkacak olması onu rahatlamıştı.

Ömer, yavaş adımlarla Güneş'in odasına çıktı. Kapı kapalı olduğu için önce birkaç kere çaldı.

"Güneş... Benim. Ömer." dedi sessizce. Ama Güneş cevap vermedi, "Güneş?" dedi Ömer tekrardan. Yine cevap gelmedi.

"Kapıyı açıyorum bak." diyerek uyarıda bulundu önce. Güneş yine cevap vermedi.

Ömer endişeyle kapıyı açtı. Gördüğü manzara şok ediciydi.

Gözleri bandanayla bağlanmış bir Güneş, bileklerinden kan akıyor. Yatakta hareketsizce yatıyor.

"Güneş..." dedi Ömer şok içinde. "Ne yaptın kendine!" diye öfkeyle bağırdı. Gözünden yaşlar akarken bandanayı hızla çözdü Ömer.

"Sakın Güneş." dedi, "Sakın ölme!" Ömer gözyaşlarıyla önünü zar zor görürken bandanayı en çok kan akan sol bileğine bağladı hemen. Etraf, yerler, yatak, her yer kan içindeydi.

"Beni duyabiliyor musun Güneş?" diye sordu Ömer korkuyla. Güneş yanıt vermedi, yüzü bembeyazdı. Elleri buz gibiydi.

"Berk abi! Ege! Melih!" diye bağırdı Ömer. Defalarca bağırdı. "Ambulans çağırın!"

Bahçeden sesleri duyan Melih, Ege, Berk koşarak yukarı çıktı. Berin ve Nalan Hanım da peşlerinden geldi.

"Ne oldu oğlum ya?" diye sordu Ege merakla.

"Güneş..." dedi Ömer. Söylenecek bir şey yoktu.

Her şey o kadar hızlı gelişti ki kimse takip edemedi.

Ege'nin şok içinde ağlamaya başlaması, Nalan Hanım'ın bayılması, Berin'in ağlamaktan başka hiçbir şey yapamaması, Melih'in ambulans çağırması, Berk'in kardeşine kavuştuğu ilk hafta onu kaybedecek olması ve Ömer'in Güneş'i merdivenlerden hızla ambulansa taşıması...

Hayat böyleydi işte. Bugün vardık, bir saat sonra yoktuk. Hiçbir şey belli değildi. Anı yaşamak o kadar önemliydi ki biz kaybetmeden fark edemiyorduk.

GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin