Selamlar!
Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm, iyi okumalar dilerim<3
15: Cenaze
Tanıdık beyaz tavan, kolumda serumu görünce gözlerimi devirdim.
Hastane güzeli olmak bunu gerektiriyor. Bir de bayıl istersen Feriha'nın 2.0 haliyim resmen.
"Canımın içi, iyisin değil mi?"
Sadece başımı salladığımda midem bulanıyordu.
Neden öldüler, nasıl öldüler, cenazeleri ne zaman, cenazeye katılacak mıyım? O kadar soru vardı ki kafamda. Tek bir cevap yoktu. Sorular yüzüyordu resmen.
"Nasıl olmuş?" diye sordum merakla ve sessizce.
Teyzem dahil hepimiz hastane odasında serumumun bitmesini bekliyorduk.
"İntihar." dedi Melih ciddi ses tonuyla.
Gözlerim dolarken ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum.
"Cenazeleri yarın öğlen defnedilecekmiş."
Melih'e baktığım sırada teyzemin gözlerinin dolduğunu da fark etmiştim. Her ne kadar hiç haz etmese de kardeşi ölmüştü.
"Gidecek miyiz?" diye sordum zor çıkan sesimle.
"Sen nasıl istersen kuzum. Ben gideceğim. İsterseniz siz evde bekleyebilirsiniz."
"Biz de gelelim." dedim net bir şekilde.
"Tamam canım, yarın sabah yola çıkarız. Ben biraz bahçeye çıkacağım. Güneş'i çok yormayın."
Teyzem gülümsemeye çalışırken yanımızdan kalkıp bahçeye çıktı. Ege de yanıma eğilip elimi tutarken konuşmaya başladı.
"Yapmak zorunda değilsin biliyorsun değil mi?"
"Ne olursa olsun gitmek istiyorum." dedim sesim titrerken.
Ellerimi bırakmadan yanıma oturdu. Gözyaşlarım akmamak için savaş veriyordu her zamanki gibi.
"Ağlamak yok ama tamam mı?" dedi gülümsemeye çalışırken. "Ağlayıp kendini daha da yıpratmana izin vermem."
Gülümsemeye çalışarak ona baktım ben de.
"Söz." dedim titreyen sesimle ve tekrar ettim. "Ağlamak yok."
Ağlamak yok, ağlamak yok.
"Serum bitmiş, hemşireyi çağırayım ben."
"Biz de çıkalım, bahçede bekleyelim."
Melih'i onaylayarak diğerleri dışarı çıkarken Ege de hemşireyi çağırdı. Daha sonra bitmiş bir hâlde arabaya binip yol boyunca sadece dışarıyı izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş
Teen FictionZıtlıkların uyumu... Güneş, lise sonda okuyan ve birden fazla psikolojik rahatsızlıkla boğuşan bir kız. Bu da onun, ailesinin, arkadaşlarının öyküsü. Kim bilir belki de sizin öykünüzdür? Belki de aynı şeyleri yaşadınız, kimse fark etmedi. Halının al...