Ev

20.2K 1.5K 457
                                    

Salih ile birlikte uyumak için koridorda odaya doğru yürüyorduk.

"Ev bakmaya başladım ama fiyatlar çok yüksek." dedim yanımdaki yürüyen Salih'e dönerek.

"Benden sıkıldın mı lan yoksa? Kaçıyorsun bakıyorum da." dedi triplenir gibi , "Hayır öyle değil komutanım. Başından beri eve çıkmak istiyordum zaten. Zor oluyor böyle." dedim gülümseyerek.

"Burda sana bebekler gibi bakıyorlar oğlum mis gibi, yemeklerde beleş ben hayatta gitmem." dedi , onun bu dediğine güldüm.

"Christopher." diyen arkamdaki albayın sesine döndüğümde, "Emredin komutanım." dedim , "Benimle gel." dedi , Salih'e kısa bir bakış atıp albayın peşinden gittim.

Albay odasına girdi ardına ben girdim. Masanın üzerinde duran bir kaç evrak ve posta zarfını bana uzattı.

"Bunları Yıldırım yüzbaşına götür." dedi , elindekileri aldım.

Şaşkındım , neden ben gidiyordum? Onca asker varken. Ayrıca hem de bu saatte.

"Yıldırım yüzbaşına yardım eden Merih hastalandı. Onun yerine götürürsün." dedi , "Emredersiniz komutanım." dedim ama içimde huzursuzluk vardı.

"Komutanım başkası da yapabilirdi niye ben?" diye sordum , yürek yemiştim.

"Karargâhta tatsızlık istemiyorum. Aranızdaki anlaşmazlık neyse buna bir son verin , varsa sorununuz getirin çözelim." dedi sertçe , Yıldırım yüzbaşının bana karşı olan tutumundan haberi vardı demek ki..

"Benim bir sorunum yok komutanım. Yabancıyım diye benden haz etmiyor." dedim , albay anlıyorum anlamında kafasını salladı.

"Evinin adresi bu kağıtta yazıyor. Araç kapıda." dedi ve elime ufak bir kağıt verdi.

"Emredersiniz komutanım." dedim ve odadan çıktım.

Odaya doğru yürümeye başladım, kafamda binbir türlü şey geçiyordu. Bu saatte onu rahatsız ettiğim için kızacak mıydı acaba?

Odaya girdiğimde montumu almak için dolaba yöneldim elimdekileri yatağın üzerine bıraktım.

Yatakta oturmuş telefonuna bakan Salih bana döndü "Nereye?" dedi , "Yıldırım yüzbaşının evine gidiyorum." diye cevap verdi.

Şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu "Nasıl? Bu işlere Merih bakıyordu. Sen ne alaka?" dedi , "Merih hastaymış." dedim ve montumu giydim. "Tuhaf.." dedi ve telefonuna döndü.

"İyi geceler." dedim aynı şekilde karşılık verdi ve odadan çıktım.

Karargâhın bahçesinde geldiğimde havanın fazla soğuk olduğunu fark ettim. Elimdeki evrakları sıktırdım.

Rüzgarda esiyordu. Felaket bir hava vardı. Hazır olan askeri araca bindim ve verilen adrese doğru sürmeye başladım.

Az da olsa gergin sayılırdım. Muhtemelen evrakların verileceğinden haberi vardı ama benim geleceğimden yoktu. Adamın karşısına sürpriz yumurta gibi çıkacaktım.

Evin önüne geldiğimde evrakları alıp arabadan indim , apartmanın kapısına geldim ve "Yıldırım Öztürk" yazan yere bastım.

Çok geçmeden kapı açıldı , asansöre binip üst kata çıktım.

Dairesinin önüne geldiğimde, gereksiz heyecan yaptığımı fark ettim. İster istemez ondan çekiniyordum.

Kapıyı iki kere tıklattım. Biraz geçtikten sonra Yıldırım kapıyı açtı.

Kızarmış kahve gözleri , morarmış göz altları , gri eşofman ve siyah tişörtle kapıyı açtı. Beni görünce yüzü anlık şaşırsada geri o ifadesiz ve soğuk haline döndü.

TEĞMEN - GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin