Herkese helooooo! Nasılsınız kedolarım??? Umarım iyisinizdir!!
Oy vermeyi ve paragraf aralarına sizden bir iz bırakmayı unutmayın. Keyifli okumalar🤍
Eve girdiğimde annemlerin eve döndüğünü kapının önünde ki ayakkabılardan anlamıştım. Annem ve abim salondaydı.
Elimde ki anahtarı salonda ki masanın üstüne bıraktığımda ikisinin de bakışları bana döndü. "İyisin çok şükür." dedi annem derin bir nefes alırken.
"Ben iyiyim, siz nasılsınız?" dedim annemin yanına otururken. Abim önümüzde, ayaktaydı. Kahverengi saçları dağılmıştı ve kahverengi gözlerinin beyazı kırmızıydı. Yorucu bir gün olduğu belliydi.
"İyiyiz biz." dedi abim saçlarıma ufak bir öpücük kondururken.
"Ne oldu? Sonuç ne?" dedim abime bakarken. Sıkıntıyla nefesini verdi. "Mahkemeyi 4 ay sonraya ertelediler. O zamana kadar da uzaklaştırma kararı aldılar."
Gözlerimi büyüttüm. "Çok özür diliyorum ama ebesinin nikahı yani." Abim sıkıntıyla başını salladı.
Anneme baktığımda gözlerinin sulandığını gördüm. Dudaklarımı bükerek boynuna sarıldım. "Ağlama. Biz varız yanında." dedim kulağına fısıldayarak.
Bizi sarmalayan abimin kollarını hissettim. Annemi de beni de sarıp sarmalıyordu. Belki baba sevgisi görememiştim ama abim yeterdi bana.
"Ay tamam, ağlamayacak artık kimse." diyerek geri çekildiğimde ikisi de mecbur geri çekildi. Konuyu değiştirmem gerekiyordu.
"Anne okulda lunapark gezisi var, gidebilirim değil mi?" dedim ona sevimli sevimli gülümserken. Anımda gülümsememe karşılık verdi. "Gidebilirsin tabii annem,"
Yanağına kocaman ve sulu bir öpücük kondurdum. "Teşekkür ederim!"
^^
Okula giderken somurtuyordum çünkü ne Kumru ne Ömer ne de Egemen okula geliyordu. Umut ise öğleden sonra belki gelebilirmiş. Ben niye geldim ki bugün okula ya?
Sınıfa girdiğimde Egemen'in yerinde olan Buse'yi gördüğümde kaşlarımı kaldırdım. Elinde oynadığı telefondan kafasını kaldırınca beni gördü ve bana kocaman gülümsedi. Ufak bir tebessümle karşılık verdim.
Sırama otururken o konuşmaya başladı. "Kimse gelmeyince ikimizin yan yana olması gibi mükemmel bir fikir geldi aklıma. Nasılım ama?" dedi tek gözünü kırparak.
Kulaklıklarımı çıkarırken ona cevap verdim. "Harika." Aslında bugünün bizimkiler olmadan keyif vereceğini düşünmüyordum. Malum, son olanlardan sonra.
"Sağ ol şekerim, sen de öylesin." Dedi bana kocaman gülümserken.
Aklına bir şey gelmiş gibi aydınlanma yaşadı. "Ay ben sana ne soracaktım, unuttum. Senin baban..." Baba kelimesi geçtiği an vücudum bir yay gibi gerildi. "Evinizi mi bastı?"
Bir an boşluğa düştüğümü sandım. Bunu o nereden öğrenmişti? Okulun bunu bilmemesi, kimsenin bu bilgiyi bilmemesi gerekiyordu.
Gülümsemeye çalıştım. Gözlerimi hareket ettirene kadar dışarıya baktığımı anlayamamıştım. Buse'ye baktığımda gözleri bende değildi ve sırıtıyordu. "Ne alaka?" Sesimi duyduğu an yüzünde ki ifadeyi silip bana baktı.
Omuz silkti. "Bilmem, öyle duyumlar aldım."
"Kimden?"
"Anneni ve abini karakolda görmüşler. İfade verirken duymuşlar."
"Kim duymuş Buse?" Sesim sertleşmeye başlamıştı.
Ürkek bir şekilde cevap verdi. "Bilmiyorum, okul koridorunda konuşurlarken duydum ben de. Bana niye kızıyorsun ki şimdi?"
Gözlerimi sertçe yumup sakinleşmek amacıyla derin bir nefes aldım. Gözlerimi açtığımda beni izlediğini gördüm. "Tamam, sana çıkışmam yersizdi. Üzgünüm."
Omuz silkerek "Bir şey olmaz ya, boşver. Alıştım artık böyle şeylere." dedi.
Ayağa kalktım. "Ben bir lavaboya gideceğim." Dedim ve kimsenin yüzüne bakmadan sınıftan çıktım. Ders saati yaklaştığı için koridor dolmaya başlamıştı. Sınıftan çıktığım an herkesin bakışlarını üstümde hissettim. Göz ucuyla koridora baktığımda öyle hissetmemin gayet normal olduğunu, bana bakarak fısıldadıklarını gördüm.
O fısıltılar beynimde büyüyüp çığlık sesi gibi gelmeye başladı.
"Sanırım babası onları terk etmiş, geçen günse evlerini basmış. Bir insan babasını hiç polise şikâyet eder mi? Polis olacak bir de."
"Yazık, babası sevmiyormuş onları. Kim bilir ne yaptılar da adam nefret etti onlardan."
Tuvalete girdiğimde bu seslerin azalacağını sanmıştım ki yanılmıştım. Aynada kendilerine bakarken dedikodu yapan kızlar ben geldiğim an susup bana bakmışlardı.
Gözlerimi onların üstüne çevirdiğimde bakışlarını kaçırıyorlardı. Tuvalet kabinine girdim ve klozet kapağını kapatarak üstüne oturdum.
"Kız okulun yeni eğlencesi oldu." dedi bir kız gülerek. Etraf bulanıklaşmaya başlayınca gözyaşlarımı geri gönderme amacıyla kafamı yukarı doğru kaldırdım.
Babam yüzünden zorbalığa uğruyordum. Babam yüzünden. Benim yapmadığım şey yüzünden ben zorbalığa uğruyordum.
Ders zili çaldı, kızlar tuvaletten çıktı ve tuvalette kimsenin olmadığına dair emin olduğumda bıraktım kendimi.
4 ders boyunca aynı yerde, aynı pozisyonda kaldım. Yok yazılmak, dersler falan hiç umurumda değildi.
^^
5. Dersteydik şu an. Kapının açılma sesi geldi. Kapım tıklatıldı. Bir süre ses gelmedi. Ardından o ses geldi. "Rüya?" Umut kızlar tuvaletindeydi.
Ağlamam kesik kesik iç çekişlere dönmüştü, ta ki Umut'un sesini duyana kadar. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Umut'un duyması hiç umurumda değildi.
Kapıya daha sert vurdu. "Rüya, açar mısın lütfen kapıyı? Lütfen." dedi kapıyı şiddetle tıklatmaya devam ederken.
Hıçkırıklarımın arasından zar zor konuştum. "Git buradan Umut, lütfen."
"Seni görene kadar hiçbir yere gitmiyorum."
Ağlamaya devam ettim.
"Ağlama, içim gidiyor. Kapıyı aç ki en azından gözyaşlarını sileyim güzel gözlerinin altından. Lütfen Rüya."
Oturduğum klozetin üstünden kalktım ve kapının kilidini çevirdim. Çevirdiğim gibi Umut kapıyı kendine doğru çekerek bana baktı.
Gözlerimin kızardığını gördü fakat gördüğü bir şey daha vardı. Paramparçaydım. Kimsenin görmediği şeyleri Umut görüyordu.
Beni kendinde çekerek sarıldı. Kollarımı ona sararken ağlamaya devam ediyordum.
"Şşh, geçti. Sakin ol. Ağlama, yanındayım. Daima." Bir yandan saçlarımı okşuyor, bir yandan da kulağıma bir şeyler fısıldıyordu.
Birkaç kız gelip garip garip bize bakmıştı ama Umut'un umurunda değildi.
Birkaç dakika sonra sakinleştiğimde geri çekildim. Gözlerine baktım ve gülümsedim. "Teşekkür ederim, her şey için. İsminin anlamını veriyorsun."
Umut gülümsedi ama anlamadığını anlıyordum. "Nasıl yani?"
Kafamı hafifçe sağa eğdim. "Bana umut olduğun için teşekkür ederim.
_____
Bu arada siz her halinizle güzelsiniz. Her türlü. Kumru'nun da dediği gibi fiziksel özellikler sadece bir betimlemedir. Bu bir insanın sevmesine engel olmaz. Olduğu insanlar da var tabii ki ama her insan öyle değildir.
Sizi seviyoreee🥴🤍

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmeyen Travmalar
Teen Fiction"Gülümsemen gülümsememe neden oluyor. Bulaşıcı ve büyüleyici bir gülümsemen var." Bu beklenmedik iltifatı karşısında nefesimi tuttum. Başını omzuna doğru yatırarak bu şaşkın görüntümü gülümseyerek izledi. Başlangıç Tarihi: 02.01.23 Düzenlenip yayı...