1.8

1.4K 149 307
                                    

Heloooo kedolarım nasılsınız?? Umarım iyisinizdir. Diyecek bir şey bulamadım bu yüzden bölüme geçiyorum ahkzhakdnc

Böyle Gitme - Kendimden Hallice
Durma yağmur durma - Gripin

Oy vermeyi ve paragraf aralarına kendinizden bir iz bırakmayı unutmayın. Keyifli okumalar🤩

Duyduğum şeyle kalbim yerinden fırlayacakmış gibi hissettim. Yutkundum ve gözlerimi yere çevirdim. Yağmur hâlâ yağıyor ve bizi ıslatmaya devam ediyordu.

Umut itiraf ettiği şeyi hazmetmem için sabırla cevap vermemi bekliyordu.

Her ne kadar Umut'la zaman geçirmekten deli gibi hoşlansam da hislerimden emin değildim. Bunu ona söylemek için kendimi cesaretlendirdim ve Umut'a baktım.

Boğazımda ki kaşıntıyı yok etmek amacıyla hafifçe öksürdüm. Hasta olacağım belli olmuştu. 

Vereceğim cevaptan korktuğunu gözlerinde görebiliyordum.

"Seninle zaman geçirmekten gerçekten çok hoşlanıyorum ama," Duraksadım. "Ama sana karşı olan hislerimden emin değilim. Seni seviyorum tabii ki, ama bu duygu bu kadar ileri seviyede mi bilmiyorum."

Umut'un gözlerinde ki parçalanmayı görmüştüm bu yüzden gözlerimi kaçırdım. Kaçırmasaydım onun karşısında ağlayabilirdim.

Boğazını temizledi. "Iı, pekâlâ. Yarın okulda... konuşuruz?" Ona bakmadan kafamı salladım.

"Sen daha fazla üşüme burada. Git hadi eve. Zaten hasta olacağın belli, boğazının acıdığını tahmin edebiliyordum." Onu bir nevi reddetmeme rağmen bana bu şekilde anlayış göstermesi kendime karşı öfkelenmeme sebep oldu.

"Sen gelmeyecek misin?" Göz ucuyla ona baktığımda bana değil de kaldırıma baktığını gördüm.

Kafasını salladı. "Geleceğim ama yarım saat sonra. Sen önden git, bünyen hassastır senin. Çabuk hastalanacaksın yoksa."

Ona veda bile etmeden arkamı döndüm ve ondan uzaklaşmaya başladım. Vedalaşmamamın sebebi o değildi. Ona karşı duyduğum utançtı.

Onun ağır bakışlarını sırtımda hissettiğim sürece omzuma on kat daha fazla yük biniyordu sanki.

^^

Evin zilini çaldığımda o kadar çok üşüyordum ki dişlerim birbirine çarpıyordu.

Annem kapıyı açtığında beni sırılsıklam gördü. "Kız senin bu hâlin ne? Sırılsıklamsın, gel çabuk içeriye, gel!" Kaşlarını çatarak kolumdan tutup içeriye çekti beni. Ayakkabılarımı annemin kapıyı açmasını beklerken çıkartmıştım.

"Çoraplarını çıkar." Dediğini yaparak beyaz çoraplarımı çıkardım.

"Tamam, şimdi onu sepete atıyorsun ve kıyafetlerini alıp banyoda üstünü değiştiriyorsun. Çıkardığın kıyafetleriyse sepete atıyorsun. Anlaşıldı mı?"

Başımı sallayarak odama ilerledim. Sade beyaz kapüşonlu sweatshirt'i dolabımdan çıkarttım. Altına kelebekleri sarı olan mavi pijama altını da öyle. İç çamaşırlarımı da çekmeceden çıkarıp odamdan çıktım.

Banyonun önüne geldiğim sırada abim banyodan çıktı. Benim sırılsıklam hâlimi görünce sırıttı. "Islak sıçana dönmüşsün lan. Tipe bak tipe, dişleri birbirine çarpıyor bir de." Diyerek kahkaha atınca omzuna vurdum. Tabii ki onun omzu yerine benim elim acıdı.

Geçmeyen TravmalarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin