KALBİMİN ACI ÇIRPINIŞI

409 249 442
                                    

        Nüket içindeki kalp kırıklığı ile üzüntü birbirine karışmış bir halde  evine gitti. Aşk ya da hoşlanma ne derseniz deyin acı kalbe işlediği gibi güven kırgınlığı ruhunu da  esir almıştı  .Herkes bu uzun süren ilişkinin evlilikle biteceğini umarken beş yıldır güvendiği adam onu hüsrana uğratmıştı. 
           Ayrılığın ardından arkadaşı ve yakın dostu Suna' yı aradı Nüket .Bir barda buluşmaya karar verdiler.Nüket gözyaşlarını ailesinden gizlemeye çalışarak ve onlara fazla görünmeden evden çıkıp Suna ile buluşacağı barın yolunu tuttu.
         Arabayı kullanırken bir taraftan etrafa boş boş bakıldığını fark etti. Artık hayatında koca bir boşluk   vardı.
Yıllarını verdiği birçok
acıyı ,gülümsemeyi paylaştığı adam onu bu hayat yolunda kenara atmış sanki hiçbir şey yaşanmamış gibi onun temiz duygularının anlamı olan ilişkisini  suçlamıştı. İnsan ,nasıl bu kadar değişebilirdi? Murat onun üzerine titrerdi.Ne Murat' ı değiştirmiş olabilirdi?
            Kafası allak bulak olan Nüket birden kendine geldi. Etrafında kimse yoktu ,yolda trafik yoğunlaşmıştı; korna sesleri etrafta yankılanıyordu. Kendi kendine "Nüket dedi, kendine gel . "Bu düşünceler Nüket' in zihninde birbiriyle yarışırken Suna ile buluşacağı barın önüne çoktan geldiğini anladı . Arabayı müsait bir alana park etti ve koştura koştura bara girdi.
             Nüket Suna' nın elinde bira şişesiyle tek başına içtiğini görünce hemen koşup Suna' ya sarıldı. Saatlerdir zor tuttuğu göz yaşları akmak için sanki Suna' yı beklemişti.Beş yılın acısı göz yaşlarından bir pınar gibi dökülüp Suna' nın boynuna aktı. Suna en yakın dostunu hiç bu kadar acı çekerken ve ağlarken görmemişti. Sanki Nüket güçlü görünmek pahasına gözyaşlarını tutmuş, onu görünce de kendinden geçmiş, bir çocuk gibi hıçkıra hıçkıra ağlamıştı. Ağladıkça arada Murat 'a saldırmaktan da geri durmayan Nüket in ne dediği pek anlaşılmıyordu.Tek anlaşılan" Katil "kelimesiydi.Bir süre birbirlerine sarılmış halde durdular. Sonra Suna Nüket' in kendine gelmesi için uyardı. "Nüket ,o moron için kendini böyle üzme. Değmeyeceğini sen de anlayacaksın. Sana her zaman canını sıkmasına izin vermemeni söylemiştim ,unuttun mu ?"dedi.Nüket biraz olsun bu sözleri duyunca kendine geldi.
            Suna, Nüket' in kendine geldiğini görünce içindekileri ona bir bir söyledi."Neden yeni elbise aldın ?Çok mu zenginsin sanki!! Sana o kadar kızdım ki bir de o adam için . Her zaman o adamın seni üzeceğinden korkardım . Evet ,en sonunda yaptı. Seni üzdü .Bu andan itibaren onu bitiriyorsun. Hayatına yeni bir başlangıç yapıyorsun." Nüket bunları Suna' dan duymayı hiç beklemiyordu.
Aslında arkadaşı haklıydı. Bir de o adamlar için kıyafet almıştı. "Ne aptalca" dedi kendi kendine.
Bir bira da bana söyleyelim Suna' cığım deyince Suna etrafta dolaşan gargonlardan birine eliyle bir bira işareti yaptı.
             Nüket birası gelince hemen içmeye başladı . Sanki dünyanın acısını biradan çıkarıyordu. Terk edilmeyi yaşayan bir tek o değildi. Birçok kadın ya da erkek ilişkilerini bittiriyordu.Bir biradan sonra bir tane daha içti.İçtikçe sarhoş olmaya başladı.  Suna da onla beraber içiyordu. Bir süre konuşmadan sadece biralarını içtiler.Sonra Nüket alkolünde etkisiyle saçmalamaya başladı."Suna beni azarlamaya bırak . Neden her şey benim hatam ,o da hiçbir yenilik getirmedi ilişkiye. Birkaç yıla kadar formumun zirvesindeydim. Biliyor musun?....İlk aşkım Berk aradı ve beni özlediğini söyledi."
Nüket alkolün etkisiyle cümleleri olayları birbirine karıştırır olmuştu.

      Suna kendi kendine " Yine başladık" dedi.
     Nüket "Hatırlamıyor musun?Birkaç yıl önce sana bir üniversite öğrencisinden  bahsetmiştim.Telefon numaramı almak için saatlerce evin önünde beklemişti.O zamanlar otuz bir yaşındaydım. "
Nüket konudan konuya atlamaya devam ediyordu. Suna bir süre dinleyen taraf  oldu. Çünkü arkadaşı üzgündü ve onu teselli etmeliydi. Biraz zaman geçtikten sonra Suna' da Nüket kadar olmasa da sarhoş olmaya başladı.Nüket 'in saçmalamalarına daha fazla dayanamadı ve konuşmasına müdahale etti .
"Bu konuları neden açıyorsun Nüket, senin de eski günlerinden kaçamayan insanlardan ne farkın var?Ayrılmak istedi ve sen de öylece kabul mu ettin ?Elinden gelenin en iyisi bu mu? Ben olsam yüzüne tokatı patlatırdım." dedi.
         Nüket alkolün etkisiyle Suna' yı durmuyordu.  Sadece kendi söylediklerine odaklanmıştı. " Ah ! Eskiden şansım ne yaver giderdi. Ben o kadar kötü müyüm? Söylesene o kadar acımasız mıyım?"gibi birbirinden kopuk cümleleri bir biri ardı sıra sıralamaya devam etti.
       Suna 'nın da zaman geçtikçe  Nüket' ten aşakalır  yanı kalmadı. Nüket konuştukça o da karşılık veriyordu."Fena halde alımsız olmak ,eşsiz bir özellik olabilir?Sen daha ziyade ...Doğru senin bir numaran yok."diyordu.
        Nüket daha da sarhoş oldu ve Suna' ya sataşmaya başladı. " Sen kendine arkadaş mı diyorsun ?"dedi.Suna da artık Nüket' in dediklerini duymuyor sadece konuşuyordu.
Suna da cümleler karmaşası daha da arttı .Artık cümleler birbirini kovalıyor bazen sıra sıra diziliyor bazen  etrafa saçılıyordu." Ancak bir fark yok . Neden ?Birçok erkeğin ideal kadın tipi şudur: Yeni bir genç kız. Bu ilk terk edilişinin değil.Sana söylüyorum .Standartlarını yükseltmelisin veya bu konuda bir şeyler yapmalısın."
          Nüket Suna' yı dinlemiyordu. "Biraz daha bira istiyorum . Garson bakar mısınız?" diye seslendi.
Garson "Buyrun!"  diye karşılık verdi.
Nüket  "Bir bira alabilir miyim?" deyince  Garson  "Hemen geliyor hanımefendi "dedi.Garson birayı getirdi. Nüket koskoca bardağı bir dikişte içti. Başı dönüyor,midesi bulanıyor,bir sağa doğru yöneliyor bir sola doğru doğruluyordu.Artık ayrılık acısı da yoktu. Hiçbir şey hissetmiyordu.  Kuş gibiydi. Sanki uçacak ,sürekli gülecek, hoplayıp zıplayacaktı.Zihni de bedeni mutluydu. O sıra da Suna da masaya bacağını vurdu. Hafiften canı yandı. Bir an kendine geldi.Nüket' im 
"Yeterince içtik  hadi kalkalım . "
           Nüket hadi kelimesinden başka bir şey duymadı  .Bir taraftan gülüyor ,bir taraftan "Bağıra bağıra şarkı söylemek istiyorum."diyordu.
Suna sandalyeden kalktı . Nüket' in koluna girdi ve "Artık eve gidiyoruz. " dedi.
         Beraber kolkola girip masaya da içtikleri biranın parasını koyup dışarı çıktılar.Yolda ikisi birden sallanıp durdular bir ara şarkı söylediler.
            Suna bir taksi çağırdı şarkı söylemekten kısılmış sesiyle "Beyoğlu ,Darıca Sokağa bir taksi." Taksici bu iki bayanın  alkollü olduğunu anlayınca şöfor koltuğundan kalkıp arkaya oturmalı için arabanın arka kapısını açtı. Yan yana oturdular.  Nüket,  alkol etkisi altına tam anlamıyla  girmişti. Yol boyunca hem ağladı hem şarkı söyledi. Suna ise uyuyakaldı.Taksici önce Nüket 'i   evine bıraktı sonra da Suna' yı.Nüket
eve geldiğinde hala alkolün etkisindeydi ama evdekileri uyandırıpta laf işitmekten de çekiyordu. Önce lavaboya gitmeye karar verdi. Bir de  baktı ki  içindeki kırgınlıklarla aklındaki düşünce yükleriyle lavabonun karşısındaki aynada  kendini izlerken buldu.Yine oklarını kendine döndürdü. Bu ilişki benim yüzümden mi bitmi?  Bütün bunlar benim suçum mu ? Farklı davransaydım yürür müydü? Nerede yanlış yaptım ? Acaba eskisi kadar güzel  ya da çekici değil miyim ?Bu soruların içinde yüzünü yıkayıp ,üstünü değiştirip kendini çocuk gibi hissettiği kedi desenli pijamalarını giydi. O gece hiç rahat uyuyamadı. Yatağın hangi yönüne dönse aklına türlü türlü  sorular geldi .

        Kendini suçlamadan öteye gitmeyen cevaplı cevapsız sorularla sabahı etti. Sabah bitkin ve mutsuz halde işe gitti.
         Nüket 'in hayatındaki yeniden yeşerişin  ilk kıvılcımlarını atacak olan Erkan ise kaderin cilvesi midir nedir  yurt dışından  Nüket 'in Murat 'tan ayrıldığını  gece dönmüştü .Kiraladığı bir artı bir dairesine valiziyle giriş yapmıştı. Erkan çok akıllı ve entelektüel  bir gençti. Yurt dışında bilgisayar ve yapay zeka üzerine eğitim almış ve İstanbul 'da büyük bir bilişim şirketinde oyun yaratıcısı olarak iş teklifi almıştı. Bu işe başlamak için de ülkesine geri dönmüştü. Erkan oldukça ilgi çekici bir seksen boylarında, düzgün fizikli ,gülüşü kızları kendine aşık edecek kadar çekici ,çekik gözlü sevimli yüzlü ve çocuk ruhlu bir gençti. Henüz Yirmi beş yaşındaydı. Ablası Suna' nın yardımıyla kiraladığı daire de ablası ona beraber çektirdiler bir fotoğraf bırakmış üstüne de geldiğinde mutlaka onu araması gerektiğini belirten bir not bırakmıştı.Erkan, evin içine girer girmez eve bir göz gezdirdi ve evi beğendi. Valizini açacak hali yoktu. Amerika gibi uzak bir ülkeden geldiği için bacakları yorgunluktan şişmişti.Önce üstünü çıkardı ve duş aldı. Valizinden çıkardığı pijamalarını giydi ve yatağa uzandı. Yeni hayatının ilk gecesinde uzun bir uykuya daldı.
            Zaman her an aynı mutlulukla ya da hüzünle dolu değildir. İçinde zıtlıkları da barındırıyordu. Erkan 'ın gelişi Nüket'in aşk için acı çekişi zamanın aynı anda işlemesi karşılaşacakları doğru ana gebeydi. Aşk zamanda gizli , kendince doğruları olan bir büyüydü sanki. Her kalp acı ya da tatlı çırpınışları içinde aşkın tanımını değiştirecek ana doğru adım adım   yürümez miydi?

KIRMIZI ŞEMSİYEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin