HELLOO
NABER ULAN UMARIM İYİSİNİZDİR 🔫🙂
🐥
Yoongi hala bana doğru düzgün bir yemek vermemişti, sadece bazen yüzüme şişeden su vuruyor onunla açlığımı ve susuzluğumu gidermemi sağlamaya çalışmamı istiyordu. Bileklerim bağlanmaktan ve sıkılmaktan kıpkırmızı olmuştu, gücüm yoktu.
Üstelik midem boştu ve neredeyse sürekli dayak yiyordum, ancak bir gariplik vardı. Son zamanlarda beni normal dövmüyordu, ciddi anlamda garipti. Bazen bir sandalyeye zincirliyor bana vuruyor, daha sonra beni öpüyordu, çoğu zaman ise sandalyede kucağıma oturuyor bana vurmadan yüzümü cimcikleyip dudaklarımı ısırıyordu.
Genellikle yaptığı şey bana kısacık şeyler giydirip ellerimi bağlayarak kucağına oturtmak ve bana dokunmaktı. Belimi okşuyor, dudaklarımı öpüyor, yüzümü seviyordu. Çok garipti, ancak daha garip olan beni kucağına alıp bebek misali sevmesi ruhumu okşuyordu.
Bana dokunduğunda karnım kasılıyor, kalbim çarpıyordu. Ondan hoşlanıyor olamazdım değil mi?
Sen öyle san aptal.
İç sesimin beni aşağılamasına göz devirdim, kafamın içindeki sesler asla benden yana olmazdı. Bazen beni sevmediklerini bile düşünüyordum.
"Midem," dedim açlıktan ağrı giren karnımla iki büklüm olurken. "Ah çok acıktım!"
Yavaşça ayaklandım ve kapıdaki camdan dışarı baktım, adamlar yoktu. Bu saatlerde öğle molasına gidiyorlardı, odanın kapısından yavaşça çıktım ve gizlice koridorda ilerleyip mutfağa girdim. Kimse yoktu, dolabın en üst rafında lezzetli bir ekmek duruyordu.
"Tanrım," dedim. "Çok yukarıda." Derin bir nefes verdim ve yanımdaki masanın altında duran tabureyi aldım, tezgahın önüne yerleştirip üzerine çıktım ve taburenin yardımıyla tezgaha çıktım.
Dolabın üzerine yetiştiğim sırada yanlışlıkla ayağımla tabureye vurmuş ve düşürmüştüm, bir küfür fısıldadım ve dolabın üstündeki ekmeğe uzandım. Tek ayağımın üzerine çıktığımda çıplak olan ayağımın altı ıslanmış ve zaten güçsüz bacaklarım titrediği için dizim kırılmış ve dengemi kaybetmiştim. Büyük bir çığlıkla düştüğüm sırada gözlerimi sıkıca kapatmıştım.
Büyük sıçtım, Yoongi beni gördüğünde çok kötü dövecekti. Çünkü kendime zarar vermeme çok kızıyor, bana sadece kendisinin zarar verebileceğini söylüyordu. Kendimi zeminde bulmak yerine güçlü kollar arasında bulmamla gözlerimi açtım bunun Yoongi'nin adamı olması için dua ederken.
Ancak karşımda duran yüz Min Yoongi'nin ta kendisine aitti. Zorlukla yutkundum.
"Aptal," dedi buz gibi sesi, soğuk bakışları üzerimdeyken zorlukla yutkundum. "Bir şey istediğinde adamlarıma söyleyebilirsin."
"Hepsi," diye fısıldadım. "öğle molasındaydı, kapıda kimse yoktu."
"Ve sende fırsat bu fırsat gidip bir şeyler yiyeyim dedin öyle mi? Gerçekten hiç akıllanmaz mısın sen,ellerini falan mı kesmeliyim seni yemeklerden uzak tutmak için?" Yutkundum.
"Ben sadece," diye geveledim ellerimi önümde birleştirip parmaklarımla oynadığım sırada dudak büzerken. "Sadece, kendimi tutamadım. Bana hak ver, 2 haftadır hiç bir şey yemiyorum, doğru düzgün su bile içmiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge//Yoonmin
Fanfiction"Seni," diye fısıldadı Jimin nefes nefese Yoongi'nin dudaklarına doğru. "Seni seviyorum, Min Yoongi." "Seviş benimle, Park Jimin!"