⚠BU BÖLÜMDE SMUT BULUNMAKTADIR⚠
🐥
"Yani," dedim sondaki harfi uzatarak yatakta sırt üstü uzandığım sırada telefonla konuştuğum Yoongi'ye. "Gitar ve piyano çalabiliyorsun öyle mi?" Bir süre bekledi ve cevapladı beni.
"Evet," dedi. "Ama yetimhaneden beri çalmıyorum, malum biliyorsun." Gülümsedim.
"Biliyorum." Derin bir nefes verdim ve bakışlarımı beyaz tavana dikerken mırıldandım. "Yoongi Min."
"Efendim?"
"Beni gerçekten seviyor musun?" Derin bir nefes verdi bu sefer, sanki bıkmış gibiydi.
"Jimin," dedi sesi ciddileşirken. "Neden buna inanmıyorsun? Seni gerçekten çok seviyorum ben, her şeyden çok. Lütfen artık inan bana." Derin bir nefes verdim tereddüt edercesine.
"O gün parkta söylediklerinde, çok ciddiydin Yoongi." Dedim gözlerim dolarken ve sesim titrerken. "Aklıma geldikçe kötü hissediyorum ve sen böyle konuştukça sana güvenemiyorum, eh doğal olarak da sevginden şüphe ediyorum."
"Haklısın güzelim, lanet olsun ki çok haklısın. Ama ben o gün orada ciddi olmalıydım, seni terk etmek zorundaydım ve eğer sen benden nefret edersen arkamdan daha az üzülürsün diye düşündüm, ancak daha sonra senden ayrı kalamadım beni kendine öyle bir bağladın ki Jimin seni kaybedeceğimi bile bile senden uzaklaşamadım." Başımı diğer tarafa çevirdim ve derin bir nefes verdim.
"Bilemiyorum Yoongi Min," diye mırıldandım. "Sana olan güvenim çok kırıldı, eskisi gibi güvenemiyorum sana."
"Kazanacağım," dedi kararlı bir sesle. "Güvenini yeniden kazanacağım sana söz veriyorum!"
"Umarım Yoongi," diye fısıldadım. "Umarım."
"Babanın amına koyayım Jimin," hafifçe kıkırdadığımda Holly'nin neşeli havlamasını duymuştum.
"Oğluşum mu o?" dedim heyecanla, bu sefer kıkırdadı.
"Evet," dedi. "O."
"Off onu da çok özledim, diyorum ki bir parka gidip dolaşalım bebeğimi de getir, onu da görmüş olayım."
"Ne yani?" dedi sinirle. "Beni görmek istemiyor musun?! Hepsi sırf Holly için mi? Ayıp be ayıp! Ben tanıştırdım sizi, şimdi beni aldatıyorsunuz! Yazıklar olsun size!" dediğinde büyük bir kahkaha attım. Daha sonra sakin bir sesle ekledi.
"2 saat sonra seni kaçırdığım barın yanındaki parkta buluşalım." Bu sefer hafifçe gülümsedim.
"Her şeyin başladığı yere gideceğiz yani," dediğimde derin bir nefes verdi.
"Pek güzel bir başlangıç değildi ama olsun," dediğinde kıkırdadım.
"Velet demiştin bana, yüzüme silah tutmuş ölümle tehdit etmiştin."demiştim dudak bükerken.
"Eh bunlardan daha beterini yapmıştım güzelim, ama şimdi bunu mu konuşacağız yani? Hadi hazırlan ben çıkmak üzereyim." Kısa bir kahkaha attım bu sefer.
"Pekala, hazırlanıp çıkıyorum." Yarım saatte hazırlanmış on beş dakikada çıkmıştım, olabildiğince hızlı gitmiştim o parka.
Yoongi parkın girişinde beni bekliyordu Holly'ye kırmızı vücudunu saran tasmasını takmış başına ufak bir toka kondurmuştu.
"Yiaaa," diye bağırdım heyecanla. "Off bebeğim çok tatlı olmuşsun!" Yoongi gülümserken hızla Holly'ye yöneldim, eğildim ve tasmasını Yoongi'nin elinden alırken Holly'yi kucağıma aldım. "Hepsi o puşt baban yüzünden, hep onun yüzünden bu kadar özledim seni ben bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge//Yoonmin
Fanfiction"Seni," diye fısıldadı Jimin nefes nefese Yoongi'nin dudaklarına doğru. "Seni seviyorum, Min Yoongi." "Seviş benimle, Park Jimin!"