1.1

7.1K 482 63
                                    

10.04.23

---♡---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---♡---

Parmaklarımın arasından akan kelimelere bulaşan sesin,
Kağıdı nazikçe öpen mürekkep gibi kalbime işleyen varlığınla
Aramızda yaşanamayan her an için duyulan hasret gibi
Seni gökyüzüne anlatacağım
Sonsuz olan o yerde,
Sonsuz gülüşünü saklayacağım
Başımı her kaldırdığımda
Sadece seni görebileyim diye

Gözlerimden istemsizce süzülen yaşla parmaklarımın arasındaki bıçak gibi kesen, kalbimdeki kanı her yere bulaştıran kalemimi defterin üzerine bıraktım.

Her şeyin fazlası zararlıydı.

Bir insanı bile en saf duygularla çokça sevmek zarardı. Sevginin fazlası da acıtıyordu. Çokluk sizi ele geçirdiğinde sessizce boğuluyordunuz. Severken, ona kıyamazken, merhametle bakarken kendinizi o duyguların çokluğunda istemsizce boğuyordunuz.

Şu an tam olarak bu durumun içindeydim. Bu kadar kısa sürede, onu kedilerle gördüğüm günden beri o kadar çok bağlanmıştım ki her hareketimde kendimi sorgular olmuştum. Ufak da olsa yanlış yapıp onu kendimden soğutmamak için benliğimle verdiğim savaşta, şiir yazarken kullandığım o kalemle hem kelimelerimi katlediyordum hem de yorgun kalbimi.

Dün bana attığı son iki mesaj sanki bu zamana kadar özenle yaptığım her şeyi yıkmıştı. Ona mesaj yazanın ben olduğumu bilmesi onun gözünde beni ne kadar da rezil konuma sokmuştu. Üstelik dakikalar önce kendisini tanımıyormuş gibi yaparken.

"İyi misin?" Başımda dikilen kişiye baktım dolan gözlerimle. Ömer, meraklı bakışları ile beni izliyordu.

"İyiyim, saol." Önümdeki şiir defterini kapatıp çantama yerleştirdim. Başımdaki ağrı kendini belli etmeye başlamıştı.

"Pek öyle gözükmüyorsun ama." Yanımdaki boş sıraya oturduğunda tebessüm etmeye çalıştım. Ömer, dershanede iyi niyetine inandığım bir kaç kişiden biriydi sadece. Ve şu anda benim için duyduğu endişeyi görebiliyordum.

"Sanırım derse kalmayacağım." Eşyalarımı toplamaya başladığımda Ömer ayağa kalkıp kendi sırasına doğru gitmişti.

"Bugün benim de hiç kalasım yok." Çantasını tek omzuna alıp yanıma geldiğinde itiraz etmeden birlikte dershaneden çıkmıştık. Belki de başka insanlarla iletişim kurmak, onların dünyasına dahil olmak beni daha az rezil yapardı. Ahi için kurduğum dünyada sanki en çok bana yer yoktu. Kendimi o dünyadan kovulmuş gibi hissediyordum.

"Hangi çiçek hem kafaya takılıp hem de yıkanır?

Yavaşça yürüdüğümüz yolda sorduğu soru ile hafifçe ondan tarafa dönmüştüm.

"Hangi çiçek?"

"Fes-leğen." Kahkahası sokakta yankılanınca istemsizce ben de gülmeye başlamıştım. Esprisi komik değildi ama gülüşünü bana da bulaştırmıştı.

"Bu biraz kötüydü." Dedim ona bakarken.

Eliyle yüzümü işaret etti. "Güldüğüne göre görev tamamlanmıştır."

Bu düşünceli ve nazik hareketi değerli olduğumu hissettirirken kendisine teşekkür etmiştim. Birileri tarafından önemsenmek bu dünyadaki varlığınızı tamamlıyordu.

"Ayrıca lütfen sınıfta somurtarak oturma. Hayat enerjimi sömürüyorsun." Omzuyla hafifçe benim omzuma dokundu. Uyarıyor gibi yaptığında ciddiyetle başımı salladım.

"Anlaşıldı kaptan."

Yolun çoğunu birlikte muhabbet ederek geçirdiğimizde en sonunda ayrılarak kendi evlerimize gitmiştik. Eve gelir gelmez kendimi duşa atmış ve saatlerce çıkmamıştım. Sıcak su tenimi yakarken kalbimdeki acı da gün yüzüne çıkıyordu sanki. Sevginin ardına saklanan acılar en tehlikeli olanlarıydı. Sevginin gücünden beslenir ve en sonunda en güçlü duygu haline gelirdi. Ve o zaman o duygulardan kaçamazdınız.

Duştan çıkıp bir şeyler yemiş ve nedenini anlamadığım yorgunlukla odama geçtiğimde telefonumu alarak yatağıma uzanmıştım. Onu bugün hiç görmediğim için belki de kalbim bana kırgındı; şu an acımasının başka hiç bir sebebi olamazdı.

En sevdiğim şarkılardan birini açtım ve cenin pozisyonunda sadece, hiç bir şey düşünmemeye çalışarak şarkının sözlerine odaklandım.

"Bebeğim göremiyor musun?"

"Benim için teksin."

"Ve eğer senin için tek değilsem, sakın söyleme."

Ağlamaya başladığımda göz yaşlarımla bir sürü şarkı ıslanmıştı. Her biri yaşadığım bu duygu karmaşasına şahit olurken kısacık duyduğum bir ses beni hayal dünyama sürüklemeye yetiyordu. Bildirim sesini duymamla telefona bakmam bir olmuştu. Belki de gün boyu beklediğim tek şey buydu. Ekranda gördüğüm isim, o isme ait mesaj tüm hikayeyi silip baştan yazacak kadar güçlüydü.

Ahi, benim hayal dünyamda kalemimi benden alarak her şeyi kendi kurallarına göre yazmaya başlamıştı. Ve ben ona asla engel olmak istemiyordum.

@ahibrnn : Bugün kafeye gelmedin

@ahibrnn : Çünkü hiç kimse kafeye benim için kağıttan yıldız bırakmadı

Görüldü

---♡---

Umarım düz yazı sizi sıkmıyordur

Seviyorsan Fısılda Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin