KARTAL -GAY

27

Bütün gün iş aramış, vaktini bununla geçirmiştim. Bana uygun işleri not edip, yarın görüşmek için gitmeyi düşünüyordum. Saat gece yarısını geçerken üstümdeki gömleğin düğmelerini çözmeye başlamıştım. Kartal ile ilk kez dışarıda, başbaşa yemek yiyeceğimiz için özenmiş, hiç giymediğim yeni gömleği giymiştim ama Kartal her zaman ki gelmemiş, haber bile vermemişti.Artık buna alışmıştım, sinirlenemiyordum bile.

Gömleğinin düğmelerini açarken çalan kapıya yan gözle bakmıştım. Gömleğin düğmelerini tamamen açana kadar kapı bin defa çalmıştı. Üstümden sıyırıp, attığım gömlek ile kapıya yine aynı yavaşlıkla yürümüştüm. Deliğe bakmadan açtığım kapının önünde Kartal, elindeki çiçek ile sırıtarak bana bakıyordu. Üstümü süzünce kaşları anında çatılmıştı.

"Lan bu hal ne?"Gözlerimi devirip, kapıyı kapatacakken araya ayağını koymuştu.

"Niye geldin?"

"Yavrum içeri geçelim anlatacağım neden gelemediğimi." Kapıyı tutmayı bırakıp, geri çekildiğimde içeri girmiş, dudaklarını yanağıma bastırmıştı.

"Merak etmiyorum." Salona geçecekken kollarını belime sarmış, beni kendine çekmişti.

"Yorucu bir gündü, biraz kokun ile dinleneyim." Kalçam ile onu ittirmiş, kollarının arasından kurtulmuştum.

"Trip atma gülüm, dosyaları çocuklar yanlış hazırlamış. Bütün gece onlarla uğraştık, telefonunda sarjı bittiği için göremedim aramalarını."

"Trip atmıyorum zaten, naparsan yap. Uyuyacağım ben." Önüme geçip, ellerimi tuttuğunda dudakları büzülmüştü.

"Koca adama yakışmıyor bu haller."

"Özledim napayım." Kollarımı boynuna sarıp, çenesine dudaklarımı bastırmış ama öpmemiştim.

"Özlediysen ekmeseydin." Belimden kendine çekmiş, vücutlarımızı birleştirmişti.

"Telafi edeyim mi?" Alt kısmımı ona doğru bir kere sürttüğüm an gözlerinin içi kararmıştı. Dudaklarım yukarı kıvrılırken dilimi çıkarmış ve çenesini yalayarak adem elmasına kadar inmiştim.

Dişlerim ile boynundaki çıkıntıyı ısırmış, ısırdığım yeri tekrar yalamıştım. Elleri kalçama inerken bu sefer dilimi hiç çekmeden kulağının altına kadar çıkarmıştım.

"İstemez." Geri çekildiğim an yüzündeki bozulmuş ifade ile daha çok sırıtmıştım.

"Arif ya, ayıp ama yaptığın." Gözleri ile alt kısmını gösterdiğinde omuz silkip, odama geçmiştim. Banyonun kapısı sert bir şekilde kapandığında bende yatağa geçmiştim. Yarım saat sonra Kartal, odaya sinirli bir şekilde girip yan tarafıma yatmıştı.

"Kaç yaşında adamım, sevgilim odada uyuyor ben banyoda kendimi çekiyorum."

"Yüzümü gördüğüne şükret köpek."

"Ya sabır." Arkam ona dönüktü, vücutlarımızı birleştirip bana arkadan sarıldığında itmemiştim. Kızgın haliyle bile gelip, yine beni sarıyordu.