39

7.6K 440 97
                                    

Sabaha kadar karakolun bahçesinde beklemiştim. Yanıma Asu ve Acar gelse bile ben tek kalmak istiyordum.

Kafam o kadar karışıktı ki bir şeyler düşünmeyi gökyüzü kendini gecenin karanlığına teslim ettiğinde bırakmıştım. Bazen ağlıyor, bazen Kartal'a fazla güvendiğim için çıkacağını biliyordum.

Acar'ın aldığı iki paketin son dalını içerken midem kasılmıştı. Hiçbir şey yiyesim gelmiyordu, Kartal çıkınca beraber yerdik. Ellerimi saçlarımdan geçirip, başımın ağrısı geçsin diye çekmiştirmiştim. 

"Bir şeyler getirdik sana." Asu elindeki çayı ve simidi yanıma bırakırken kafamı olumsuz anlamda sallamıştım. O yanımda otururken Acar, önümüzde durmuştu.

"Kartal yemiş midir bir şeyler? Vermişlerdir dimi?"

"Mercimek çorbası vermişler ama içmemiş."

"O mercimek sevmez ki, söylemedin mi?"

"Dinlemiyorlar beni." Kafamı aşağı yukarı sallayıp, bankta arkama yaslanmıştım. O yemediyse benimde karnımı doyurmam hoş olmazdı, vicdanım sızlıyordu.

"Abi hadi eve git. Abim çıkarsa ben seni ararım. Hava buz gibi, hasta olacaksın sonra abim çıkınca beni sikecek."

"Ben konuşurum onunla, ben gitmedim derim. Hadi siz geçin içeri." Asu'ya yalnız kalmak istediğimi sessizce söylediğimde ikisi de kalkmıştı. Beni tek bırakmak istemediklerini biliyordum ama kafam ufacık bir sesi bile kaldıramayacak kadar doluydu.

İnsanlar gelip, geçerken polisler kendi aralarında gülüyordu. Gayet normal olan bir şey bile gözüme batmıştı. Tekrar parmaklarımı saç diplerime sokup, çekiştirdim.

"Benim dokunmaya kıyamadığım saçlarını mı yoluyorsun?" Duyduğum ses ile donarken kafayı mı yedim diye düşünmeden edememiştim. Yavaşca arkama döndüğümde Kartal, yüzünde rahat bir gülümseme ile bana bakıyordu.

"Kartal?"

"Gülüm, gel hele." Kollarını açtığında oturduğum yerden kalkıp, koşarak kollarının arasına girmiştim. Hayal değildi. Suçsuz olduğu kanıtlanmış olacak ki çıkmıştı.

"Buradasın." Kollarımı beline sıkı sıkı sararken gülmüştü.

"Böyle giderse birazdan tahtalı köyü boylayacağım, nefes alamıyorum." Geri çekilip, göğsüne dudaklarımı bastırmıştım. Şu an birinin bizi görmesi umrumda bile değildi.

"Nasıl çıktın?"

"Duydum ki sevgilim sabahtan beri, tek başına bekliyormuş. Sikerim belanızı çıkarın lan beni dedim." O sıcak elleri ile buz tutmuş yanaklarımdaki yaşları silerken gülmüştüm. Bu durumda bile espri yapabiliyordu.

"Hemen evimize gidelim, lütfen." Yanaklarımı sevip, ellerini çekmiş ve bu sefer parmaklarımızı birleştirmişti.

"Gidelim yavrum."

"Abi." Acar nefes nefese yanımıza geldiğinde Kartal göz kırpmıştı. Acar birkaç saniye bekleyip, birden Kartal'a sarıldığında elini bırakmış ve geri çekilmiştim.

"Ölmedim lan, yaşıyorum.."

"Abi gözünü seveyim espri yapma." Acar geri çekilip, kafasını eğdiğinde onunda ağladığını fark etmiştim.

"Çocukları ara, güzel bir sofra hazırlasınlar. Hep beraber yiyelim." Acar hemen telefonunu çıkarırken Kartal beni tekrar kolunun altına çekmişti.

"Şimdi beraber yemezsek hepsi telaşlanır, sabaha kadar başımızda beklerler. Benim seninle işim var ama." Göz kırparak arabaya binmiş bende yanına oturmuştum. Aklı fikri hep oynaşmaktaydı ama bu, benimde onu özlediğim gerçeğini değiştirmiyordu.

Aslında Kartal hapse girecek yıllarca ayrı kalacaklardı ama kıyamadım. 3-4 bölüme final olur sonra birkaç tane de özel bölüm gelir. Öpüldünüz 🧡

KARTAL -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin