33

8K 473 43
                                    

Üstümdeki gömleği düzeltirken Kartal, bir haftadır olduğu gibi yine çalışma odasındaydı. Bahçe hariç dışarı çıkmamıştım, kimse ile de konuşmak istemiyordu canım. Kartal o kadar gergindi ki onunla bile çok az iletişim kuruyorduk.

O konuşmayı duyduktan sonra, ondan biraz korkmuştum. Beni sevdiğine şüphem yoktu ama o anki ses tonu, bakışları, hareketleri ve kurduğu cümleler zihnimde canlandıkça tüylerim ürperiyordu. Evdeki adamlarla göz göze bile gelmeye çekiniyordum. Hepsinin belinde silah vardı, Burak hariç.

Aynada son kez kendime bakıp, üstümü düzelttikten sonra cüzdanımı arka cebime koymuş ve odadan çıkmıştım. İş aramaya devam etmem gerekiyordu. Mutfağa gidip, bir bardak su içtikten sonra arkamı dönmüştüm ki Kartal kalçasını kapının kenarına dayamış, beni izliyordu. Onu görünce irkilmiştim. Geceleri yatağa çok geç giriyordu ve sabahları erken kalkıyordu. Göz altları hafiften morarmaya bile başlamıştı.

"Niye korkuyorsun?"

"Korkmadım." Kafasını sallayıp, beni süzmeye başladığında terleyen avuç içimi kumaş pantolona silmiştim.

"Nereye?"

"İş bakmaya gideceğim." Kalçasını kapının kenarından ayırmış ve yavaş adımlarla bana doğru yürümüştü. O bana geldikçe geriye adımlamak istiyordum.

"Haber vermedin?"

"Çalışıyordun." Beni tezgah ile arasına sıkıştırmış ve dibime kadar girmişti.

"Haber verebilirdin, aynı evin içindeyiz."

"Gece bile yatağa geç geliyorsun Kartal, çalışmaktan göz altların morarmış."

"İşler birikti." Hala yalan söylediği için gülmüş ve ellerimi göğsüne koyup, ittirmiştim. Bana gerçeği söylemesini sabırla bekliyordum ama bir haftadır, o konuya dair ağzından hiçbir şey çıkmamıştı.

"Geç kalıyorum." Onu geçecekken bileğimi tutup, beni kendine çekmişti.

"Git üstünü değiştir. Gitmiyorsun."

"İzin istemedim Kartal."

"Biliyorum."

"Geç kalmam." Ondan ayrılıp, kapının önüne geçmiştim.

"Arif, gitmiyorsun dedim." Ses tonu yükselirken ayakkabımı giymiştim. Ondan izin istemiyordum.

"İş bakacağım."

"Nasıl bir durumun içinde olduğumuzun farkında mısın? Bir hafta önce kapının önüne koyduğu çiçeği, evine girmesini unutmuş gibisin." Sesi gittikçe yükselirken yüzümü buruşturmuştum.

"Sesine dikkat et."

"Sikeyim, ben ne diyorum sen ne diyorsun."

"Ben senin kuklan değilim. İşe ihtiyacım var ve bende aramaya gideceğim."

"İşe falan ihtiyacın yok. Evde her şey var. İhtiyacın olan şeyi de alabilecek kadar param var."

"Senin paranı isteyen mi var?" Dişlerini sıkarak parmaklarını saçlarından geçirmişti.

"Arif!" Kapıyı açacakken ne ara aldığını bilmediğim anahtar ile kapıyı kilitlemişti.

"Odaya git."

"Onu bir yere mi hapsedeyim derken şaka yaptığını düşünmüştüm." Yüz ifadesi değişik bir hal alırken omzuna çarparak içeri girmiş ve odamıza gitmiştim. Arkamdan geldiğini adım seslerinden anlamıştım, o bana yetişemeden odanın kapısını kilitleyip, yere oturdum. Bir haftadır tutsak gibi hissediyordum, boğuluyordum ama Kartal bunu görmüyordu.

"Aç kapıyı."

"Emir verme bana. Şu an seni görmek istemiyorum." Birkaç küfür mırıldandığını duymuştum. Ardından sessizlik olurken kafamı kapıya yaslayıp, gözlerimi kapattım. Kartal gelişi ile hayatımı tepetaklak etmişti, şimdi yine aynısını yapıyordu.

KARTAL -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin