"Evet kızlar bir sonraki ders deneme olacaksınız." deyip sınıftan çıktı hoca. O dakika o dakika. Sınıfta bir bağırış kopmuş herkes eksikleri olan konuya çalışmaya başlamıştı. Bizim sınıfında sorunu buydu. Denemenin kendilerini denemek için olduğunu bir türlü anlamıyorlar. Sıramdan kalkıp Dilek'in sırasının önüne geldim. "Hadi dışarı çıkalım." dedim. "Olur." deyip o da kalktı ayağa.
Kol kola girip en arkada harıl harıl ders çalışan ve asla aşağı inmeyen arkadaşımız Havva'ya bağırdık. "Havva! Biz aşağı iniyoruz."
"Tamam!" diye bağırıp başını kaldırmadan çalışmaya devam etti. Hayır şu 10 dakikada ne kadar çalışabilirsiniz ki? Yangın merdiveninden en alt kata inip bahçeye çıktık. İmamhatip de okuyorum ve maalesef ki okulumda sadece kızlar yok. En üstteki 3 katta erkekler diğer alt katlarda da kızlar var. Girişlerimiz çıkışlarımız hatta bahçelerimiz bile farklı. Onlar bizden 10 dakika önce ve farklı bir yerden girip çıkıyorlar.
Dilek ile beraber bahçede bir o yana bir bu yana yürüdük. Teneffüs çalınca da sınıfımıza çıkıp hocanın gelmesini beklemeye başladık. Hoca gelip denemeleri dağıtınca da başladık.
Kulağıma dolan melodi ile kalemi elimden bırakıp dinlemeye başladım. Yürek şarkısının melodisiydi bu. Şarkıyı söylemiyordu sadece flüt ile çalıyordu.
Ölene dek, mezara dek, gel benimle dolaş..
Ah kimin için atıyor bu yürek?
Söyle kimin için atıyor bu yürek?
Şarkı bitene kadar çalıp şarkı bitince de çalmayı bıraktı.. Kalemi geri elime alıp sorumu çözmeye devam ettim. Çok şükür ki 5 sorum kalınca çalmaya başlamıştı. Çünkü o melodiden sonra bende akıl makıl kalmamıştı.
Kalan 5 sorumu da zar zor yaptıktan sonra son kontrollerimi yapıp cevap formunu hocaya teslim ettim. "Çıkabilirsin kızım." dedi gülümseyerek. Bende gülümseyip çantamdan telefonumu alıp indim aşağı.
Bir tane banka oturup Dilek'in çıkmasını beklemeye başladım. Dilek kapıda görününce gülümseyip el salladım. O da hemen hızlı adımlar ile yanıma geldi. Biraz deneme hakkında konuştuktan sonra dayanamayıp sordum. "Sen şu denemede flüt çalan çocuğu duydun mu?" dedim. "Duydum duydum." dedi. "Hımm evet. Çok güzel çaldı." deyip yüzüne baktım. Bir şey söyleyeceğimi hissetmiş olmalı ki sordu "Ne söyleyeceksin?" dedi gülerek. "Şey ya... Şu flüt çalan çocuğun kim olduğunu hatta numarasını öğrenme ihtimalimiz kaç?" dedim dayanamayıp. "Kardeşime sorarım. Bakalım biliyor muymuş kim olduğunu." dedi ve sırıtarak bana baktı. "Ayrıca ne yapacaksın sen kim olduğunu?" dedi. "Bilmem." dedim omzumu silkerek. "Çok güzel çalıyordu."
"Evet bende duydum güzel çaldığını ama ben arkadaşlarımdan çocuğun kim olduğunu bulmasını istemiyorum." dedi. "Of Dilek bir git ya." deyip oturduğum banktan kalktım. "Ben kantine gidiyorum." deyip kantine yürümeye başladım. "Tamam kız dur." deyip arkadan koluma girdi Dilek. Beraber kantine girip çikolata aldıktan sonra bir masaya oturduk.
Havva hızlı adımlarla yanımıza gelip bir sandalye çekip oturduğunda ona döndük. Çok sinirle ve hızlı hareket etmişti. "Havva iyi misin?" diye sordum. "Değilim." dedi. "Ne oldu kız?" diye sordu Dilek. "Matematikten 2 boş bıraktım ya. Düşünebiliyor musun 2 boş. Of!" deyip arkasına yaslandı. Evet evet 95 aldı diye ağlayan biri var karşınızda. "Bir şey olmaz canım. 2 boş ne ki? Bazıları bütün soruları boş bırakıyor." dedi Dilek. "Ne yapayım ben onları ya? Ya şu 2. olan Hamza beni geçerse?" diye sordu. Havva okul birincisi ve Hamza ile büyük bir rekabet içinde. Aslında rekabeti tek taraflı. Hamza onun pek rekabetli hallerini takmıyor olacak ki Bizim kız ile asla konuşmuyor. Tabi ki konuşmasın hatta Havva'nın da konuşmaması gerekiyor ama Havva dayanamayıp şu sınavda kaç aldın bundan kaç aldın diye soruyor. Hamza ise cevap verip Havva'ya kaç aldığını sormuyor. Havva da çatlıyor tabi. "Bu yaptığın kıskançlık ama Havva." diyerek konuşmaya başladım. "Ne alaka?" diye araya girdi Havva. "Çok alaka canım. Bak Nisa/54. surede ne diyor? "Yoksa onlar, Allah'ın lutuf ve kereminden bağışladığı nimetlerden dolayı insanları mı kıskanıyorlar?"
"Ben kıskanmıyorum tamam m?" dedi. "Havva kabul et az da olsa kıskançlık var. Yoksa bu hareketlerinin bir manası olamaz." dedim. "Of." diyerek kalktı Havva. Her ne kadar tripli halleri olsa da seviyoruz Havva'yı. Dilek ile birbirimize bakıp derin bir nefes aldık.
....................
Dilek:Kanka
Dilek : My brother biliyormuş o çocuğun kim olduğunu.
Dilek : Bak bu numarası 0536****
Siz: Tamam teşekkür ederim canım
Dilek : Rica ederim :)
.
.
.
Siz: Ölene dek,
Siz: Mezara dek,
Siz: Gel benimle dolaş
Siz: ah, kimin için atıyor bu yürek
Siz: söyle kimin için atıyor bu yürek?
0536**: ?
Siz: Çok güzel çaldın bugün.
0536**: ee?
Siz: ee yok
0536***: ee yani yazma amacın?
Siz: açıkçası bende bilmiyorum
Siz: dersteyken duydum
Siz: çok güzel çalıyordun
Siz: içimden bir ses yaz dedi
Siz: belki şeytandır
Siz: bilmiyorum
Siz: ama işte yazmadan da duramadım
0536**: Herkes acemice çaldığımı söyler genellikle
Siz: Hayır çok güzeldi
Siz: Kalan sorularıma odaklanamadım senin yüzünden
Siz: neyse
0536**: bir melodi yüzünden mi odaklanamadın?
Siz: evet?
0536**: aferin ne diyeyim
Siz: ismini söyleyecek misin?
0536**: İsmimi bilmiyor musun?
Siz: Hayır
Siz: dedim ya dersteyken duydum melodinin arasında ismini haykırmadın
Siz: senin yüzünden sabahtan beri abartısız 25 kere dinlemişimdir şu şarkıyı
0536**: Uraz
Siz: Ne
0536**: İsmim Uraz
Siz: Ne güzel
. . . . .. . . .. . . .. . . . .. . . .. . . . . .
yeni kitabımla merhabalar! Nasılsınız? Umarım güzel yerlere geliriz <3
Geri takip isterseniz buraya yazın :)
Eğer kitabını okumamı istiyorsanız buraya yazın :)
eğer karşılıklı vote istiyorsanız buraya yazın :)
Görüşürüz canlarım <3
Bu arada bir whatsap (böyle yazılmadığına eminim) kanalım var ve kimsenin numarası vb. gözükmüyor eğer katılmak isterseniz yazabilirsinizz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Kimin İçin Atıyor Bu Yürek? -Yarı Texting - Tamamlandı
General FictionTam sorunun en zorlu kısmındayken o hoş melodinin sesi geldi kulağıma. Şarkıyı söylemiyordu sadece melodisini çalıyordu. Siz: Ölene dek, Siz: Mezara dek, Siz: gel benimle dolaş Siz: Ah kimin içi atıyor bu yürek? Siz: Söyle, kimin için atıyor bu yüre...