Sırama çantamı koyup oturdum ve başımı sıraya gömdüm. Dün Uraz hiç yazmamıştı. Bende yazma fırsatı bulamamıştım. Ağlamaktan.
"ee dün biz gittikten sonra neler konuştunuz kanka?" dedi Eda. "Hiç ya öyle havadan sudan." dedi Dilek. Başımı kaldırıp ona baktım. O da bana bakınca gözlerimiz kesişti. İkimizin de gözleri farklı şeyler söylüyordu. Benim gözlerim 'Böyle olmak zorunda mıydık?' diyordu.
Onunkilerin ne dediğini çözemedim. Belki de çözmek istemedim. Şeyma "Bir şey soracağım neden sana Eflin diye seslenerek geldi?" deyip bana baktı yan yan. "Şey ismimi karıştırdı herhalde." dedi. Biliyordu ismini karıştırmadığını. Biliyordu ama söylemiyordu.
Üçü de sıralarına geçince başımı geri gömdüm. Hırkamın cebindeki telefonum titreyince başımı kaldırıp telefonumu çıkardım.
Dileğimm: Bu konu hakkında tek kelime edersen seni öldürürüm.
Siz: ne?
Dileğimm: Beni senin ile karıştırdığını en başta Uraz, Şeyma ve Eda olmak üzere kimseye söylemeyeceksin.
Siz: Neden söylemememi istiyorsun?
Siz: Çok popüler kaşar grubundan atılmamak için mi?
Dileğimm: laflarına dikkat et Eflin.
Siz: doğru değil mi?
Siz: hiçbir şey demeden hiçbir açıklama yapmadan eskiden kınadığımız arkadaş grubu ile takılman doğru değil mi?
Dileğimm: Eflin sus dedim.
Dileğimm: ağzımı bozdurma.
Siz: Ağzın bozulsa ne olur be?
Siz: kalbin bozulmuş senin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Kimin İçin Atıyor Bu Yürek? -Yarı Texting - Tamamlandı
General FictionTam sorunun en zorlu kısmındayken o hoş melodinin sesi geldi kulağıma. Şarkıyı söylemiyordu sadece melodisini çalıyordu. Siz: Ölene dek, Siz: Mezara dek, Siz: gel benimle dolaş Siz: Ah kimin içi atıyor bu yürek? Siz: Söyle, kimin için atıyor bu yüre...