Merhabalarr :)
Aşağıda küçük şöyle küçük bir yıldız var onu parlatırsanız sevinirim <3
Her zamanki gibi Dilek ile buluşup beraber okula gidiyorduk. Evet barışmıştık. Vee müjdemi isterimm.
DİLEK KAPANMIŞTI!
Dileğim de Dileğimmm!
Kolumu omzuna atıp gülümsedim ve öyle yürümeye devam ettik. O gece mi? o gece hala tarihin tozlu sayfalarında yazılı. Annem o sayfayı asla açmamaya yemin etmiş gibi. Ama açmak zorunda. Bana bir açıklama yapmak zorunda.
Şimdi fark ettim de...
Asıl ben açmamıştım bu konuyu. Karşılarına geçip konuyu geçiştirmelerine izin vermemeliydim. Alacağım cevaptan mı korkuyordum? Evet. O adam babamsa ne yapacağımı asla bilmiyorum. Annem ile abime güvenimi kaybederdim o kesin. Ama hepsinin bir açıklama borcu vardı. Karar vermiştim bugün eve dönünce açacaktım konuyu.
Okula geldiğimizde kol kola girdik okula. Sınıfımızın olduğu kata çıkıp sınıfımıza girdik ve aramızda kilometreler olan sıramıza oturduk. Dilek oturur oturmaz telefonunu çıkarıp onunla ilgilenmeye başlamıştı.
Sınıfa o gıcık olduğum grup girince gözümü devirdim ve onlarla uğraşamayacağım için bende telefonumla uğraştım. Sınıfın pick me gurubu desem? Hatta belki okulun?
Sürekli gözleri erkeklerin geçtiği sokakta olan, erkek gördü mü hareketleri değişen ama sözde imamhatip de okuyup kapalı olan o grup. Şükür sadece 2 kişiler. Dileğin kahkaha sesi gelince başımı o tarafa çevirdim. O iki kız Eda ve Şeyma Dileğin sırasının yanında durmuş bir şeyler anlatıyorlardı. Şeyma çantasını masanın üzerine oturup Dileğin elini tuttu ve sınıftan çıkardı. Eda da arkalarından kahkaha atarak çıktığında kaşlarımı çatıp Dilek geri girene kadar kapıya baktım.
Geri girince hep beraber Dileğin sırasına oturdular. Şeyma birden bağırmaya başladı. "DİLEK SANA HANİ ÜST OKULDAKİ URAZ'IN RESMİNİ ATMIŞTIM YA ONU SANA AYARLAYALIM!" dedi. Kaşlarım mümkünmüş gibi daha çok çatılırken ağzımda açıldı. Dilek gülümseyip başını eğdi. Gözlerim dolunca telefonumu alıp sınıftan çıktım.
Bahçeye inip bir banka oturdum ve dersin başlamasına ne kadar kaldığına baktım. 20 dakik vardı. Harbiden ben neden bu kadar erken geliyordum okula?
Neyse şuan okula erken gelmemden daha önemli bir şey vardı. Lisenin başından beri kınayarak baktığımız insanlar ile mi arkadaş olmuştu Dilek? Uraz'ı mı seviyordu peki?Arkama yaslanıp gözümü kapattım ve zil çalana dek o şekilde durdum. Zil çalınca sınıfıma çıkıp içeri girdim. Dileğe bakmadan sırama oturdum. Arkamdan da hoca girmişti zaten.
.
Okulun bittiğini haber veren zilin sesi kulağıma doluştuğunda çantamı omuzuma takıp ayaklandım. Etrafıma bakıp Dileğin nerede olduğunu ararken göremememle çıktığını anladım. Bende hızlı adımlarla okuldan çıkıp Dileği aradım. "Alo Dilek neredesin?" dedim.
"Ay doğru- ahahah kızlar durun ama- Ya Eflin-ahahah- benim Şeyma ve Eda ile işim var da- ahhahaha- sana - ahaha durun ya- söylemeyi unutmuşum." dedi.
Derin bir nefes alıp durağa doğru yürürken "Tamam." deyip kapadım telefonu. Birden çantamdan biri çekiştirince durup o kişiye döndüm kaşlarımı çatarak. Havva olduğunu görünce kaşlarımı düzeltip gülümsedim. Koluma girip başını omzuma koydu. "İyi değilsin." dedi.
"Doğru. Değilim." dedim. "Dilek yüzünden." dedi bu sefer de. "Doğru." dedim. "Bugün çok garipti Dilek. Neden Şeyma ve Eda ile takılıyor?" dedi. "Bilmiyorum." dedim. "Kavga mı ettiniz?" dedi. "Yo hatta yeni barıştık." dedim.
"Olsun bozma sen moralini ben varım burada. İstersen her teneffüs seninle dışarı çıkarım." dedi. kıkırdayıp "Doğru varsın." dedim ve başımı omzuma koyduğu başının üstüne koydum. Durağa sohbet ede ede gidip durağın oturma yerlerine oturduk.
Otobüs gelene kadar sohbet edip otobüs gelince de bindik.
.
Anahtarımla kapıyı açıp içeri girdim ve bağırdım. "Ben geldim."
Odama girip kapımı kapattıktan sonra arkamı dönmemle çığlık attım. Çekmecemi karıştıran arkası dönük adam çığlıklarım ile bana doğru döndü. Çığlık atmaya devam ederken adamın o gün eve gelen adam olduğunu gördüm. Sırtımdaki çantayı çıkarıp fırlattıktan sonra ( Malum çanta çok ağır) Dizine tekme attım. Diz üstü düşen adam biraz durduktan sonra hızla ayağa kalktı ve üzerime doğru gelmeye başladı. Cebinden çakı çıkarıp bana doğru çekti.
Kapıyı açıp hızla odamdan çıktıktan sonra koşarak arkama baktım. Peşimden geliyordu şerefsiz. Evden çıkıp kapıyı çektikten sonra terliklerimi giyerken cebimi kontrol ettim. Güzel anahtarlar burada.
Adam kapıyı açınca merdivenlerden zıplayarak inip binadan çıktım. Ardımdan da o adam çıktı. Koşarak adamın kafasını karıştırmak için birkaç bilmediğim sokaklara saparken benim kafam karışmıştı.
Girdiğim sokağın çıkmaz olduğunu görüp geri dönecekken adamın karşımda olduğunu gördüm. Başından duman çıktığına yemin edebilirim.
.
.
Nasılsınız?
Profilimde 15.05.2023 tarihine kadar süren küçük bir çekiliş var katılmanızı öneririm <3
Bu arada Profilimden duyuru yaptım buradan da yapıyorum. KİTABA YA KISA YA DA UZUN BİR ARA VERİYORUM.
Nedeni yorum ve oy gelmemesi.
Bana yazmamda gaz veren şey yorumlar oluyor aslında. Ama ama ama benim işim asla belli olmaz belki yarın bölüm atarım. Ama sınır yapmaya devam ediyoruz. Sınır dolmadan bölüm yok hala.
Ama söylediğim gibi ara veriyorum. Başından beri yorum yapıp oy veren sevgili kuzularıma çok çok teşekkür ederim <3
Bölüm sınırı: 13 oy 15 yorum
(Şu sınırı yaparken bile korkuyorum belki asla gelmez 13 oy da bölüm atamam diye :(( )
Görüşürüzz! :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Kimin İçin Atıyor Bu Yürek? -Yarı Texting - Tamamlandı
Tiểu Thuyết ChungTam sorunun en zorlu kısmındayken o hoş melodinin sesi geldi kulağıma. Şarkıyı söylemiyordu sadece melodisini çalıyordu. Siz: Ölene dek, Siz: Mezara dek, Siz: gel benimle dolaş Siz: Ah kimin içi atıyor bu yürek? Siz: Söyle, kimin için atıyor bu yüre...