...
Ayşe: Yanlış bir şey mi söyledim?
Ayşe: seni kırdım mı yanlışıkla
Ayşe: kırdıysam özür dilerim :(
Ayşe: bir dakika
Ayşe: Eflin çok özür dilerim
Ayşe: şimdi aklıma geldi
Ayşe: çok özür dilerim
Ayşe: Eflin?
Ayşe: Orada mısın?
Ayşe: İyisin değil mi?
Ayşe: Eflin?
Siz: iyiyim Uraz sorun yok :)
Ayşe: Bence iyi değilsin
Ayşe: neredesin?
Siz: Kütüphaneye geçiyorum
Ayşe: ders mi çalışacaksın?
Siz: evet
Ayşe: Tamam rahatsız etmeyeyim o zaman
Ayşe: iyi çalışmalar
Siz: teşekkür ederim :)
Ayşe: Rica ederim
.
Kütüphaneye girip etrafıma baktığımda sadece iki tane kız olduğunu gördüm. Karşılıklı oturmuş sohbet ediyorlardı. Aslında tam olarak da sohbet sayılmaz gibi görünüyor. Çünkü bir tane kız sürekli görevliye bakıp gülümseyerek başını eğiyordu.
Karşısındaki kız ise bir yandan çekirdek çitleyip bir yandan konuşuyordu. Görevliye bakıp gülümseyen kız beni görünce karşısındaki kıza "Sus sema." deyip bana gülümsedi. Ben de gülümseyip bir koltuğa geçip oturdum. Bir kaç test kitabı çıkarıp çözmeye başladım.
Yan masamda bir kaç hareketlilik olunca başımı o tarafa çevirip izlemeye başladım. Sema adlı kız kütüphaneden çıkıyordu. Karşısındaki kız Sema çıkar çıkmaz ayaklanıp görevlinin yanına gitti. Görevli kız karnında elini gezdiriyordu. Fısıldadıkları halde sesleri geliyordu. "Ne yapıyormuş benim kızım?" diye sordu görevli kızın karnını okşarken. Galiba evliydiler. "Ömer ya canım çok erik çekti. Sen işten çıkınca markete uğrayalım mı?" dedi kız. Ders çalışmaktan çok daha eğlenceliydi bu çifti izlemek. ÇOK TATLILARDI!
Adı Ömer olan görevli çocuk gülümseyip "İstersen şimdi çıkıp alayım." dedi. Kız Ömer'in yanağına bir öpücük bırakıp "Gerek yok. Yorma kendini çıkışta beraber alırız." deyip kollarını Ömer'in boynuna doladı. Ben de bu kadar izlemenin yeterli olduğunu düşünüp önüme döndüm. Acaba ileride Uraz ile de böyle olur muyduk?
Telefonumun melodisi kütüphaneyi doldurduğunda telefonumu sessize almadığıma pişman olup etrafa baktım. Ömer ile Kız ayrılmış bana bakıyorlardı. Hemen telefonu cevaplayıp dışarı çıktım.
"Alo?" dedim. "Eflin?" diyen Uraz'ın sesini duyduğumda gülümsedim. ""Ne oldu?" dedim.
"Hiç öyle özlemişim herhalde arayayım dedim."
"Aferin sana. Senin yüzünden güzelim romantik an gitti." dedim.
"Ne? Ne romantik anı? Yoksa yoksa sevgilin mi var?" dediğinde kahkaha atıp "Saçmalama. Kütüphane de gördüğüm çiftten bahsediyorum." dedim. O da kısık sesle güldü. O konuşmaya devam ederken benim aklım onun gülüşünde kalmıştı. Sonunda kendime gelebildiğimde telefonu TAK! yüzüne kapattım.
.
.
.
.
Mirhaba!
Nasilsinizz?
Bölümü nasıl buldunuz?
Sena ve Ömer'i tekrar görmek nasıl bir his?
Açıkçası ben Sena ve Ömer'i tekrar burada yazarken ne kadar huzurla doldum ne kadar içim kıpır kıpır etti bilemezsiniz ^^
Çok tatlılaarrr!
Aynı zaman da Uraz ve Eflin de çok tatlı değil mi? ^_^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Kimin İçin Atıyor Bu Yürek? -Yarı Texting - Tamamlandı
General FictionTam sorunun en zorlu kısmındayken o hoş melodinin sesi geldi kulağıma. Şarkıyı söylemiyordu sadece melodisini çalıyordu. Siz: Ölene dek, Siz: Mezara dek, Siz: gel benimle dolaş Siz: Ah kimin içi atıyor bu yürek? Siz: Söyle, kimin için atıyor bu yüre...