"Dileeek" dedim bir şey isteme sesimle.
"Ne isteyeceksiiin" dedi o da benim gibi.
"bugün eve otobüsle dönelim mi?" diye sordum.
"Valla bana uyar zaten sen yürümek istiyorsun diye yürüyordum." dedi.
Sırıtıp sarıldım dileğe. Ben sarılır sarılmaz ittirip söylendi. "Kızım sevmiyorum sarılmayı anla işte ya." dedi. "Ay tamam be." deyip telefonumu aldım elime. Kameramı açıp başım düzgün mü kontrol ettim.
Daha sonra çantamı sırtıma takıp ayağa kalktım ve çoktan sınıfın kapısının önünde durmuş beni bekleyen Dileğin yanına gittim. Koluna girip durağa gelene kadar boş boş konuştum. Durağa geldiğimizde gözlerimle etrafı tarayıp Urazcığımı aradım. Ama yok çocuk. Geçen durakta görünce otobüsle dönüyor zannettim kesin.
Durağın çok azcık ilerisindeki marketi gördüğümde Dileği dürtükleyip "Markete gidelim mi? Çikolata alırız." dedim. Dilek bana sen mal mısın bakışını atarken "Ne çikolatası orucuz biz." dedi. Ana doğru ya biz orucuz. Ağzımı açıp kaşlarımı kaldırdım. Bu yüz ifadesi 'aa doğru' deme yüz ifadem.
Dilek göz devirdi ve cebindeki telefonunu çıkarıp o ile ilgilendi. İşte işte işte işteee. Bundan NEFRET ediyorum. Ben arkadaşım ile berabersem telefon ile oynamayacak kardeşim dönecek bana sohbet edeceğiz Allah Allah ya.
Kaşlarımı çatıp başımı kaldırdığımda karşı kaldırımda onu gördüm. Gözlerimi sonuna kadar açıp başımı geri eğdim. Neden bilmiyorum. Ne de olsa beni tanımıyor. Yani anlamaz değil mi anonimin benim olduğumu?
Nereden anlayacak salak alnında ben anonim mi yazıyor?
Başımı yavaşça kaldırıp çaktırmadan onu izlemeye devam ettim. Başını eğmiş ayağıyla oynadığı taşa bakıyordu. Birden bir çocuk geldi ve Uraz'ın sırtına atladı. Of ne atlamak ama? ikisi de yere yapıştı. Gözlerim tekrar sonuna kadar açıldı. Çocuğun canı acıdı be. Dudağımı dişleyerek uzaktan durum kontrolü yaparken Dileğin kolumu dürtmesiyle gözlerimi çevirmeden konuştum "Efendim?"
"Kız çocuğa gözlerini dikip bakma." dedi. Gözlerimi de Dileğe döndürüp "Çok mu belli ediyorum?" dedim. "Evet." dedi.
Dudaklarımı dişleyip ondan hariç her yere bakmaya başladım.Dilek bu sefer kolumu dürtüklemeyip kafama vurdu ve "şuan daha çok belli ediyorsun." dedi. Kafama vurunca şalımı bozduğu için bende onun sınıfta özenle yaptığı balık sırtı örgülerinden tokayı çektim ve çıkardım.
O balık sırtı ile nasıl uğraştıysa bende başörtüm için o kadar uğraşmıştım bir kere. Çoktan bozulan örgüsü ile bana gözlerini sonuna kadar açmış bakıyordu.
"ne yapayım Dilekciğim sende şalımı bozdun." dedim ve Dilekten biraz uzaklaştım. Her an üstüme atlayabilir de. Gözlerini kısmış bana bakarken telefonuma bildirim gelince Dilek'e masumca gülümseyip telefonumu çıkardım.
Ayşe: şuan durakta olabilir misin acaba?
Siz: ne ne durağı ne diyorsun sen ya Allah Allah
Ayşe: durak diyorum hani otobüs beklenilen yer
Siz: ne otobüsü o ne yeniyor mu?
Ayşe: tamam anladım durakta değilsin
Siz: neden sordun ki?
Ayşe: Hiç öylesine
Siz: OK.
Ayşe: 🔪💀😊😊
.
.
.
Evet arkilerr napıyorsunuz nasılsınız?Bayramınız hayırlı olsun inşallah.
Bayram şekerinizi alın diye attım yeni bölümünüzü. Yedekte bölümüm kalmadı yazmam lazım. Hemen yazıp ya bugün ya yarın atacağım.
Diğer ki bölümde görüşelim inşallah <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Kimin İçin Atıyor Bu Yürek? -Yarı Texting - Tamamlandı
General FictionTam sorunun en zorlu kısmındayken o hoş melodinin sesi geldi kulağıma. Şarkıyı söylemiyordu sadece melodisini çalıyordu. Siz: Ölene dek, Siz: Mezara dek, Siz: gel benimle dolaş Siz: Ah kimin içi atıyor bu yürek? Siz: Söyle, kimin için atıyor bu yüre...