Abimin aldığı giysileri giyip siyah başörtümü de bağladıktan sonra siyah çantamı taktım ve evden çıktım.
Bugün karne günü çıkışta Uraz ve kardeşi ile beraber lunaparka gidecektik. O yüzden oldukça heyecanlıydım.
Yürüyerek hızlı bir şekilde okula ulaştığımda tören olacak konferans salonuna çıkıp bir boş koltuğa oturdum. Yanıma da Havva gelip oturunca sarılıp sohbet etmeye başladık.
Kürsüye müdür çıkınca susup dinlemeye başladık. Yaz tatilinde ders çalışmamızı söyleyen bir kaç şey mırıldandıktan sonra okul birinci ikinci ve üçüncüsünü saymaya başladı.
"Okul birincisi Havva blabla" Havva sahneye çıkıp hediyesini ve karnesini aldıktan sonra geri yanıma geldi ve oturdu. Müdür ikinci ve üçüncüyü de çağırdıktan sonra istiklal marşını okuduk. Sınıf öğretmenimiz karnelerimizi sırayla dağıtıp hepimize sarıldıktan sonra gitmişti.
Dilek Şeyma ve eda üçlüsü beraber takılıyorlardı yine.
Takdir almıştım. Havva ise onur belgesi. Maşallah. Saate baktığımda Buluşmamıza 10 dakika olduğunu gördüm. Havva'ya sarılıp "bne gidiyorum." deyip merdivenleri hızla indim.
Durakta buluşacaktık zaten. Durağa gittiğimde beni beklediğini gördüm. Koşarak yanına gidip "ben geldim." dedim. Uraz bana dönüp gülümseyerek bana baktıktan sonra "Kardeşimi almaya gidelim hadi gel." dedi.
Mesajlaşırken dediğine göre kardeşinin okulu yakınmış. O yüzden yürüyerek gidip alacaktık. Ama soğuk mu konuşmuştu sanki? Normalde hep güzelim, eflin'im diyen çocuk neden bir anda böyle soğuk konuşmuştu.
"Ne aldın belge?" dedim yanında yürürken. "Teşekkür."
"iyiymiş." dedim. "Sen ne aldın." dedi ama bana bakmadı. Acaba artık beni sevmiyor muydu?
"Takdir." dedim ve yola bakarak düşünmeye başladım. Acaba yanlış bir şey mi yapmıştım ki?
Bir anda "Uraz sen beni sevmiyorsun galiba artık." demeyi inanın ben de beklemiyordum.
Neden bir anda öyle demiştim ki? Hay aklıma!
Uraz yürümeyi bırakıp bana döndü ve "O nereden çıktı?" dedi kaşlarını çatıp. "Soğuk konuşuyorsun." dedim. "Sıcak nasıl konuşuluyor öğretsene." dedi. "Sen benden iyi biliyorsun. İşte normalde Eflin'im falan diyordun şimdi hiç bir şey demiyorsun." dedim. Yürümeye devam edip "Derim Eflin'im." dedi 'Eflin'im' i bastırarak.
Kardeşinin okuluna geldiğimiz de Uraz içeri girdi ben ise dışarıda onları bekledim.
Yaklaşık 30 dakika sonra Uraz el ele tutuştuğu minik bir kızla geri döndü.
Ah ah o kızın yerinde olmak için nelerimi vermezdim şu an...
Yanıma geldiklerinde Minik kız "Merhaba yenge. Ben Sıla." dedi. Kız sırıtarak bana bakarken ben ise alık alık kıza bakıyordum.
Uraz "Alış artık bunlara Eflin'im artık hep böyle kelimeler duyacaksın." dedi ve göz kırptı.
Ayayyay göz de kırparmış.
Sıla'nın "Hadi gidelim." diye söylenmesiyle lunaparka doğru yola çıktık.
.
Urazdan...
"Abi! Yenge! Ne olur dönme dolaba binelim." diyen Sıla ile bir sonraki bineceğimiz alet de Dönme dolap olmuştu. Sıla'ya birazcık Eflin'e yenge demesi için rüşvet vermiş olabilirim. Birazcık ama. Birazcık.
Biletleri verip içine bindiğimizde Sıla heyecanlı heyecanlı cama yapışmış dışarı bakarken Eflin de gülümseyerek manzaraya bakıyordu. Ben de manzaram yani Eflin'e bakıyordum.
Başıma gelen en güzel şey...
Eflin bana dönünce gözlerimi kaçırdım. Malum göz göze gelmek günah.
Dönme dolaptan içince Sıla'yı Eflin'e emanet edip dondurma almaya gittim. İki çikolatalı bir tane de vanilyalı dondurma alıp yanlarına döndüm. Çikolatalıları onlara vanilyalıyı da kendime alıp afiyetle yemeye başladım.
Düşünsenize Eflin ile evlenmişim böyle bir çocuğumuz var Eflin ben çocuğumuz lunaparkta beraber gezip eğleniyoruz...
Allah'ım nasip et!
.
.
.
.Bu aralar uzun bölüm yazıyorum (500 kelime) skkckemmc
Mirhabaa
Nasılsınızzz?
Bölüm nasıldı?
Uraz ve Eflin yine çok tatlıydı dimiii?
Ve bugünün ikinci bölümünüüü atıyorumm.
Oy vermeyi unutmayın ^^
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ah Kimin İçin Atıyor Bu Yürek? -Yarı Texting - Tamamlandı
Fiction généraleTam sorunun en zorlu kısmındayken o hoş melodinin sesi geldi kulağıma. Şarkıyı söylemiyordu sadece melodisini çalıyordu. Siz: Ölene dek, Siz: Mezara dek, Siz: gel benimle dolaş Siz: Ah kimin içi atıyor bu yürek? Siz: Söyle, kimin için atıyor bu yüre...