Mutfaktan patlamış mısırın hoş kokusu geliyordu burnuma. Sehpanın üzerinde duran cips paketlerinden bir tanesini açtım.
Mutfağa doğru, "Buraya gelirken çukur tabak da getirebilir misin lütfen," diye ricada bulundum.
Evet, Görkem benim evimdeydi ve beraber film izleyecektik. Dünden bugüne çok şey değişmişti. Artık mutluluğuma daha fazla önem veriyordum.
Ayrıca Görkem'in bana dün söylediği cümle kalbimi delmişti resmen. Bana o cümleyi iki kez nereden duyduğumu anlamadığım bir ses söylemişti. Fakat buna rağmen Görkem'le ilgili paranoyakça fikirler üretmedim.
Görkem mutfaktan elinde bir kâse mısır ve bir boş tabakla oturma odasına geldi. Mısırların başında o bekledi. Çünkü bu konuda süper yetenekli olduğunu iddia ediyordu. İstediğim boş tabağı bana doğru uzattı. Tabağı elinden aldım ve açık olan cips paketini tabağın içine aktardım.
"Kola?" diye sordu.
"Olur."
Görkem ustaca kola şişesini kapağını açtı ve sehpanın üzerinde duran cam bardakların içine döktü.
"Bunu mu izleyeceğiz yani?" diye sordum Görkem'in getirdiği filmi elime alıp. Kapağına bir kez daha baktım. Filmin adı Arkadaştan Öte'ydi. Filmin kapağında Mila Kunis ve Justin Timberlake yer alıyordu.
"Ne var filmde?"
"Romantik komedi mi izleyeceğiz?"
"Evet," diye onayladı.
"Bu filmde çok açık sahneler var gibi duruyor."
"Daha önce bu filmi hiç izlemedin mi?" diye sordu kaşlarını havaya kaldırarak. Şaşırdığı yüz ifadesinden belli oluyordu.
"Hayır, ilk kez seninle izleyeceğim."
Neredeyse küçük bir çocuk gibi hoplayıp zıplayacaktı. "O zaman," dedi sırıtarak. "Filmi izlemeden nereden anladın açık sahneler olduğunu?"
"Çünkü," dedim CD kutusunun arkasını ona doğru çevirerek. "Arkasında yazanları okudum."
"Boş ver yazıları şimdi. Hadi filmi izleyelim."
Oturduğum yerden kalktım ve filmi televizyonda izlemek için ayarladım. Yerime geri oturduğumda kumandayla filmi başlattım. Filmin başı çok komikti. Justin'in telefonda Mila'yla konuştuğunu ve Mila'nın da Justin'le konuştuğunu sanıyordum ama aslında ikisi de birbirini tanımıyorlardı bile.
Filmi izlerken arada bir Görkem'e bakıyordum. Ancak ona bakınca o da bana bakıyordu. Görkem böyle yapınca utanıyordum ve yanaklarım kızarıyordu.
"Bakma bana," diye azarladım onu.
Sırıtarak, "Sen de bakma o zaman," dedi.
Sahte bir öfkeyle, "Ben sana bakmadım ki," dedim.
"Baktın."
"Bakmadım!"
"Yalancı."
"Sensin o."
Kafasını iki yana sallayarak, "Çocuk," dedi.
"Ben çocuk falan değilim. Sus ve filmi izle."
Güldü. Kafamı bu uslanmaz, dercesine salladım ve filmi izlemeye devam ettim.
Film'in ortalarına doğru Justin ve Mila aynı bizim gibi bir kanepede oturmuş film izliyorlardı. İzledikleri film Mila'nın en sevdiği filmdi. Film bitince Mila kanepeden kalktı ve Justin onun poposuna baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümsüz
Mystery / ThrillerÖlümsüz olmak sadece bize mahsustu. Biz, bu kirli dünyanın fani insanlarından farklıydık. Biz ölümsüzdük. İkimiz de sonsuza dek yaşayacaktık. Fakat ben cennette yaşarken, o, bu kirli dünyada yaşayacaktı. ∞ ©Tüm hakları saklıdır. Yazarın izni...