16

362 22 22
                                        

Takıntılı. Bir çok şeylere taktığım doğruydu. Mesela duyduğum sesler ve benimle konuşan kaba ses. Hiçbiri aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Görkem'in dediklerine inanmak istiyordum. Bunların sadece birer panik atak krizi olduğunu düşünüyordum. Takıntılı düşünceler insanı gün içinde fazlasıyla yoruyordu. Tüm bu düşüncelerden arınmayı umarak kitap okumaya karar verdim. Elime okumak için kitabı almıştım ki telefonum çalmaya başladı. Heyecanla telefona yanıt verdim. Tatlı, hoş erkeksi ses tonuyla, "Meleğim," dedi Görkem.

Önce içten bir tebessüm ettim ve daha sonra, "Efendim yakışıklım," dedim.

"Canım sıkıldı. Hadi bir şeyler yapalım bu akşam."

Bu ani teklifi kafamda evirip çevirmeye başladım. "Ne gibi mesela?"

"Gece kulübüne gitmeye ne dersin?" diye sordu.

Sustum. Çünkü böyle yerlere daha önce pek gitmemiştim ve böyle yerler bana pek iyi gelmiyordu. Açıkçası biraz tedirgin olmuştum. Fakat gerginliğimi Görkem'e yansıtmamaya çalıştım.

Cevap vermemden hoşlanmamış olacak ki, "Eğleniriz ya. Hem sen de kafanı dağıtırsın," dedi. 

Biraz daha düşündüm ama düşünmenin faydasız olduğunun farkındaydım. Teklifi yapan Görkem idi. Tabii ki onu kıramazdım veya reddedemezdim. "Olur," deyiverdim.

"Tamam hazırlan. On bir gibi alırım seni."

"Peki," dedim ve telefonu kapattım. 

Daha önce bara falan gitmiştim ama gece kulübüne ilk kez Görkem'le gidecektim. Nasıl giyinmem gerektiğine karar veremiyordum. Etek mi giymeliyim yoksa pantolon mu? Hava gündüz kadar sıcak değildi. Ben de pantolon giymeye karar verdim. Fakat en son her zamanki kararsızlığım sayesinde etek giydim. Çok abartıya kaçmayan makyajımı yaptım ve işte hazırdım.

Görkem söylediği saatte gelip beni evden aldı. Arabasına bindiğimde, "Oo," dedi harfi uzatarak. "Bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim. Bak şimdiden kıskandım. Eğer sana bakarlarsa kavga çıkartırım."

Ani bir korkuyla, "Hayır asla!" dedim.

"Vallahi ben anlamam. Bakana vururum yumruğu," dedi ve elimi tutup öptü. 

"Kıskançlık seviyen artmış."

"Bu kadar güzel olursan artar."

"Abartma."

"Abartmıyorum."

Gülerek, "Abartıyorsun," dedim.

Tek kaşını havaya kaldırarak, "Öyle mi?" diye sordu.

Yanağını okşadım. "Biraz öyle."

"Peki öyle olsun," deyip arabayı çalıştırdı.

Yolda giderken türlü türlü şarkılar dinledik. Arada bir yoldan gözünü ayırıp bana bakıyordu. Bir eli direksiyonda bir eli de benim elimdeydi. Sadece vites değiştirirken elini elimden çekiyordu ve sonra yine elimi tutuyordu. Çok aşkla tutuyordu elimi. Açıkçası buna alışmıştım. 

Gece kulübüne vardığımızda arabadan indik. Sahiplenici bir şekilde belimi kavradı. Güvenlik görevlisinin bedenimizi aramasının ardından içeri girdik. İçerisi farklı farklı yanıp sönen neon ışıklarla kaplıydı. Zaten içeriye ayak basar basmaz ışıklardan dolayı insanın başı dönmeye başlıyordu. Görkem beni bar kısmına doğru götürdü. 

Yüksek sesli müzikten kendini duyurabilmek için kulağıma doğru eğilip, "Ne istersin?" diye bağırdı.

"Bu gece seçimleri sana bırakıyorum," diye karşılık verdim yüksek sesle.

Göz kırptı. Barmene iki tane votka söyledi. Önüme içkim uzatıldığında elime aldım ve öylece boş duran masalardan birine geçtik. Mekandaki herkes kendini müziğe ve alkole kaptırmıştı. Ben de içkiden yavaş yavaş içiyordum ve etrafıma bakıyordum. Alkolün kanıma karışmasıyla yanaklarımın kızardığını ve kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum. Genelde dans eden biri değildim ama alkol beni hava sokmuştu. Görkem çok hızlı bir şekilde içkisini bitirmişti. O üçüncü votkasını içerken ben daha birincisini bitiriyordum.

Kulağıma eğilerek, "Shot atalım," dedi.

"Ağır gelmez mi benim için?" diye sordum merakla. Tamam içki severdim ama bugüne kadar da bira ve şaraptan başka içki denememiştim. Zaten geçen sarhoş olduğumda kendimi zor affetmiştim ve tekrardan sarhoş olmaya hiç niyetim yoktu.

"Bir şey olmaz güzelim. Ben yanındayım. Sadece kafanı dağıtmaya çalışıyorum. Bu sana iyi gelecek."

Ona güvenim sonsuzdu. 

Bara doğru gitti ve elinde iki shot bardağı ile geldi. Bardakları tokuşturduk. Aynı anda hızlı bir şekilde içkiyi kafamıza diktik. Bunun bu kadar iyi geleceğini tahmin etmemiştim. Önce gözlerim bazı şeyleri odaklamayı kesti. Sadece seri olarak yanıp sönen ışıkları görüyordum. Kendimi bir anda müziğin ritmine kaptırdım.

Görkem ve ben olduğumuz yerde deli gibi dans etmeye başladık. Görkem bara gidip iki shot daha almıştı. Onu da aynı şekilde içtik ve dans etmeye devam ettik. Gümbür gümbür müzik mekanı inletirken ben de kollarımı havaya kaldırmış çılgınlar gibi dans ediyordum. Her şey süper gidiyordu. Kendimi kuş kadar hafif hissediyordum. 

Görkem bana bakıp gülümsüyordu ve ara ara yanağımı öpüyordu. Kendimi hiç bu kadar eğlenirken görmemiştim. Bu bir ilkti benim için. Eğlencenin ve alkolün dibine vuruyorduk bu gece.

Görkem'in kulağına doğru bağırarak, "Galiba sarhoş oldum," dedim gülerek.

O da gülerek, "Galiba demekle kalmaz," dedi.

"Beni koru," dedim kahkaha atarak.

"Merak etme. Yanımda olduğun sürece güvendesin." 

Bedenim sağa sola istemsizce sallanıyordu. Deli gibi kahkaha atıyordum. O sırada Görkem beni başımdan tutup kendine doğru çekti ve dudaklarıma arzu dolu bir öpücük kondurdu. 

"Ya," dedim kelimeyi uzatarak. "Çok tatlısın."

"Hadi meleğim eve gitme zamanı geldi."

"Hayır," dedim bir anda. "Gidemeyiz."

Yanağımdan makas aldı. "Niye?"

Gülerek, "Çok eğleniyorum," dedim.

"Bu kadar yeter sevgilim. Biraz daha içersen alkol komasına girersin."

Mızmızlanarak, "Hayır ya ne alakası var?" diye sordum.

"Bünyen içkiye alışık değil tatlım," dedi ve beni kolumdan tuttu. Beni çekiştirmeye başladı ama ben de ona karşı direniyordum. Görkem önce sırttı sonra durup beni belimden tuttu ve omzuna attı. 

"Bırak!" diye bağırdım ve sırtına vurdum.

"Tepinme."

"Bırak sen de."

Hızlı bir şekilde gece kulübünün çıkış kapısına doğru ilerledi. "Arabaya gidince söz bırakacağım."

Ve işte her şeyin benden koptuğu ana geldik. Arabaya doğru ilerlerken gözlerim hızla kapandı.


ÖlümsüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin