(ertesi gün)
Dünkü rüyanın etkisinden hala çıkamamıştım. Toparlanmam zor olmuştu ama toparlanmıştım. Üstüme salaş kahverengi sweat, altıma da siyah pantolon giydim. Converse'lerimi giydim ve işi gitmek için metrobüse bindim. 10 dakikalık bir yolculuğun ardından bara girdim. Birikmiş siparişlerle bakıştıktan sonra "iş başa düştü" diyerek siparişleri hazırlamaya başladım. Her 5 dakikada bir orta masaya bakıyor, onu arıyordum. Neden onu arıyordum ki ? akşam oldu. Ama hala gelmedi. "jisung!" diye bağırdı patronum. Ona doğru döndüğümde eliyle beni yanına çağırıyordu. Yanına gittiğimde "aferin sana!" dedi tebrik ederek. "son 3 gündür çok iyi çalışıyorsun. Hiç şikayet gelmedi" dedi. Sevinmiştim. "bunun için sana biraz para vermek istiyorum" dedi saygıyla. Cebinde iki yüz TL çıkardı fakat "bu kadar yetmez" diyerek 4 adet daha iki yüz TL çıkardı. "al bakalım. İyi çalışmalar" dedi. Bir elimdeki paraya, bir patrona baktım. Patron güler yüzle beni süzerken teşekkür edip odadan çıktım.
Saat 23.49 olduğunda patron gitmeme izin vermiş evime gelmiştim. Bir ev vakası daha yaşamamak için daire numarasını kontrol ederek içeri girdim. Üstümü değiştirmeden kendime ramen yaptım ve love alarm izlerken yemeğe başladım. İlk 2 bölümü izledikten sonra uykum geldi ve yatağa gittim. Yatağa gittim fakat uyumadım. Lee know'u düşündüm. Gülüşü, saçları, giyim tarzı çok güzeldi. Beni neden sevdi ki? Nerem sevilir ki benim?
Bunları düşünürken uyuyakaldım ve kalktığımda saatin 13.50 olduğunu gördüm. Telefonuma baktığımda patron kişisinden 18 mesaj, 4 arama vardı. Kesin çok kızacak diye düşündüm ve geri aradım. "jisung! Nerdesin sen?" dedi kızgın sesiyle. Ama bir dakika! Bana jisung dedi. Bana neden jisung dedi? Han demedi. Kızgındı ama bana han demedi. Bu işte bişey var. "patron dün gece marketten dönerke-" diyprdum ki sözümü kesti. "banane nerden döndüğünden! Neden işe gelmedin onu söyle!" dedi kızarak. Derin bir nefes aldım. "bir grup adam beni sıkıştırdı ve paramı istedi. Vermeyince de dövdüler. Gözüm şiş olduğu için uyanamadım ve gelemedim. Çok özür dilerim." Dedim. Sakinleşmiş ve üzgün bir sesle "çok geçmiş olsun jisung. Yarında dinlen, gelme işe." Dedi. Yaşasın! Kurtuldum. "teşekkür ederim" dedim ve telefonu kapadım.bir hışımla kalkıp hazırlandım ve dışarı çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafya||minsung
Narrativa generalemafya minho, uzun süredir gittiği bardaki barmen jisunga aşık olmuştu. her bara gittiğinde orta kısıma oturur, jisung'u izlerdi. ona açılmak istediğinde jisung onu reddetmişti. bir süre sonra sevgili olmuşlardı falar ileride olacak olaylardan haberl...