mafya||minsung

bölüm 20

HAİİİİ
nasılsınıızzZz

bölüm başında açıklama yaparak başlıyorum;

bölümlerin geç gelme sebebi hem okumaların az olması hemde benim sınav yılım olması.

yani bölümler gelicek evet ama her cumartesi gelemeyebilir okulumda çok fazla deneme yapılmaya başladı üstüne birde ailevi sebepler falan telefon cezası veriyorlar.

NEYSEEEHHH

iyi okumalaarrr

☀️ lütfen yıldıza tıklayıp oy vermeyi ve bölüm hakkında yorum yapmayı unutmayın!☀️
--------

merdivenlerden inerken yorulmuştum. yarısına geldiğimde biraz bekledim ve nefes almaya çalıştım. uzun zamandır bu kadar hızlı nefes alıp vermemiştim.

"jisung? uyandın mı?" diyen minhoyu duyduğumda kafamı kaldırdım.

masada minho, minho'nun banası bangchan ve tanımadığım bir adamla kız vardı.

hepsi bana 'sen kim' der gibi baktığı için açıklama gereği duymuştum.

"merhaba efendim. ben jisung. minhonun se-" demiştim ki sözümü masada oturan kız böldü.

elini uzatan kız konuştu. "ben minwae. minho'nun müstakbel karısıyım. sen neyi oluyosun?" dediğinde kalbimde bir sızı, midemde ağrılar oluşmaya başladı.

minho'ya döndüğümde rahatsız olmamış gibiydi. kimseyi umursamadan yemeğini yemeye devam ediyordu.

"memnun oldum." dedim uzattığı eli tutarak.

bangchan'a, yani minho'nun babasına bakarak saygıyla eğildim. ardından oturan diğer adama doğru saygıyla eğildim.

"şimdi yapacağım şey için hepinizden özür dilerim fakat bunu yapmam gerek yoksa çok daha kötü şeyler olabilir." dedim ve durmadan minho'nun yanına ulaştım.

eğildiğim gibi küçük dudaklarımı onunkilerle birleştirdim ve bir süre öyle bekledim.

ayrıldığımda konuşmaya başladım.

"ben kendimi eksik tanıttım sanırım." dedim ve minwae'ye yani kendisini minho'nun karısı olarak gören kadına döndüm. hafifçe tebessüm ettim.

"ben han jisung. minho'nun sevgilisiyim." dedim ve minho'nun elini tuttum.

"yani minwae hanım." dedim ve minho'nun elini bırakarak ona doğru yürümeye başladım. yürürken ellerimi göğüsümde birleştirdim.

"ne şimdi ne de ileride karısı olamazsınız. çünkü kendisi bana ait olduğu için böyle şeylerin konusunu açmayı bırakın, düşünemezsiniz bile."

cümlemi bitirmemle birlikte kızın bana vurmak için elini kaldırması bir oldu. elini yanağıma doğru götürürken bir el onun elini havada yakalamaştı. bu kişi minhoydu.

"sakın minwae. ona dokunmaya çalışma" dedi ve minwae'nin elini bıraktı.

"baba! bunlar ne saçmalıyor!" minwae masada oturan adam doğru bağırdı.

esmer, saçları hafif beyazlamış adam elindeki çatalı masaya bıraktı ve peçetesini alıp ağzının etrafını temizledi.

"bangchan sana söylemişti." dediğünde minho'yla aynı anda babasına döndük. babası gülerek bizi izliyordu.