Bölüm 8

791 76 27
                                    

(yazarın anlatımıyla)
aradan 1 saat geçti fakat hala ameliyathaneden çıkan olmadı. Ne doktor, ne hemşire neden jisung. Kmse çıkmadı. Minhonun gözleri ağlamaktan şişmişti. Adamlarından biri "efendim, eve gitmemiz gerek" dedi. Minho jisungu bırakmıcağını söyledi fakat adamı babasının çağırdığını, onunla acil bir şekilde konuşmak istediğini belirtti. Minho jisungu yalnız bırakmak istemese de onu burada bırakmak zorundaydı. Olumlu anlamda kafasını salladı ve adamını yolladı. Ameliyathanenin kapısına gitti ve "jisung, dayan sevgilim. En kısa sürede geri gelicem. Sakın kendini bırakma " dedi. arkasını dönmüş çıkışa doğru giderken ameliyathanenin kapısı açıldı. Minho kapı sesini duyduğumda koşarak doktorun yanına gitti ve sevgilisinin durumunu sordu. "bıçak derin saplanmış. 2 santim daha ileri gitseydi kemiği zarar görebilir, felç kalabilirdi. Ama bıçağı çıkardık ve hayati tehlikeyi atlattı" dedi. Minho gülümseyerek teşekkür etti. Ne kadar teşekkür etse azdı onun için. Doktorun arkasında sedyede yatan jisungu gördü. Yanına gidip elini tuttu. "artık içim rahat sevgilim. Sadece 1 saat. Hemen geri gelicem. Seni seviyorum" dedi ve yanağına ufak bir buse kondurdu.

(minhonun anlatımıyla)

Jisung uyandı. Şükürler olsun ki uyandı. Ama önemli bir sorun daha vardı, babam. Beni neden yanına çağırdı ki? Merak için eve girdim. "baba?" dedim odaya girerken. Babam elinde gazete, masada kahve vardı. Beni görünce kafasını gazetesinden kaldırdı. Oturduğu yerden kalkarak masanın önüne geldi. Masaya yaslanıp derin nefesler aldı ve baba döndü. "kafanı kaldır." Dedi emir vererek. Kafamı kaldırdığımda gözlerimin içine baktı. Endişeyle yanıma gelip çenemi kavradı. "gözlerin neden şiş?" diye sordu. Ne diyeceğimi bilemediğim için sustum. Arkadan bir adamım "ağladı." Dedi gülerek. Kafamı ona doğru döndürdüm ve dudaklarımı kıpırdatarak "kovuldun" dedim. Babam bunu fark etmiş olacak ki "kovulmadın." Dedi adamıma doğru. "neden ağladın?" dedi."boşver baba. Beni neden buraya çağırdın?" diyerek konuyu değiştirmeye çalıştım. "işlerini çok aksatıyosun. Dışarı kaç kişi var mal bekleyen." Dedi. Mahcup bir sesle "özür dilerim, bundan sonra daha sıkı çalışıcam." Dedim. "şimdi gelelim diğer konuya. Neden ağladın?" dedi. Siktir! Kurtulamıyorum bu konudan. "dışarı çıkın." Diye emir verdi korumalara. Herkes şaşırarak dışarı çıktı ve kapıyı kapattılar. "otur." Dedi. Oturdum. Yan sandalyeye oturdu. "anlat." Dedi. "sevdiğim adam önüme atladı ve bıçaklandı." Ellerimi gösterdim. "ellerim kanlı onun çıkmasını bekledim. Çok dua ettim ve kabul oldu." Dedim gözümden bir damla yaş düşerken. " sen git hastaneye bırakma onu. Sonra gelirsin." Dedi. Teşekkür ettim ve odadan ayrıldım. Kapıyı kapattıktan sonra adamlarıma "daha demin kim ağladı dediyse kovuldu." Dedim. O adam öne çıkıp "özür dilerim efendim, chan bey sorunca..." dedi ve devam edemedi. "kovuldun." Dedim net bir sesle.

(yazarın anlatımıyla)

Minho çoktan hastaneye gelmişti. Jisungun odasına girip kapıyı kapadı. Koltuğu yatağın yanına çekti ve jisungun elini tuttu. "geldim sevgilim." Dedi gülerken. Bir eliyle jisungun elini tutuyor, diğer eliyle de saçını okşuyordu. Minho dayanamayıp jisungun koluna yatmış, orada uyuya kalmıştı.

(jisung'un anlatımıyla)

Gözlerimi ağır ağır açtığımda bir odadaydım. Kolumu kaldırmaya çalıştım fakat bir ağırlık olduğu için kolumu kıpırdatamadım. Koluma baktığımda uyuyan minhoyu gördüm. sevgilimi. Doğrulmaya çalışırken minho uyandı ve bana baktı. Bir gözü açık bir gözü kapalı iken ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Minhoyu taklit ederek bende aynısını yaptım ve gülmeye başladık. Minho gelip bana sarıldı, bende ona sarıldım. "uyandın sevgilim." Dedi. "uyandım sevgilim." Dedim. Başını göğüsüme yasladı. Bir eli belini kavrayınca kalbimde bir hareketlenme oldu. "kalbin...çok hızlı atıyor" dedi. Utandım. "utanmana gerek yok." Dedi yüzüme bakarak. Çok güzel gülüyordu. Aynı annem gibi..

mafya||minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin