(Duygusal bir bölüm bizi bekliyor hihi...) 😁
Hayat... Tek kelime ama bir çok anlam ifade ediyor. Hayatım da bir kez aşık oldum ve ona olan ümidimi hiç bırakmadım. Tutunduğum daldı o benim için.
Babam... Saçımı şefkatle sevemeyen , gece yatarken alnıma öpücük bırakamayan, kokumu çekemeyen, saçlarımı tarayamayan , kıyafetim yok diye yakınamadığım , oturup konuşamadığım, dizinde uyuyamadığım ,saçlarıyla oynayamadığım, gezip eğlenemediğim, gülüşünü bile bilmediğim , babam...
Annem... Beni hep çok sevdi hala seviyor ama hep bir yanım eksik kalıyor. Ve bu his anneme yakınlaşmamı engelliyor. Babamdan bahsederken gözleri ışıldıyor, elleri titriyor, hala onu arıyor... Bunu üvey babam da biliyordu ve annemden nefret etmek yerine annemin saçlarını okşuyordu, tıpkı küçük bir çocuk gibi. Evet annem 2. evliliğini yapmıştı, üvey babam Bahri Kılıç, bana hiç kötülüğü dokunmamıştı, baba diyeceksin bana diye zorlamamıştı ama yine de onda bir türlü ölü babama hissettiğim hisleri hissedemiyordum. Bahri Kılıç annemle aynı kedere sahip kader ortağı. Onların birlikte olmalarının tek sebebi aynı şeyleri yaşadıkları, aynı acıyı farklı kişilerde tadıp, aynı kişide yani birbirlerinde huzuru buldukları için Bahri Kılıç annemin saçlarını okşuyordu, annem onun elini tutuyordu...
Ve o... Yavuz Akbay. Hayat ve yaşamı birbirinden ayıran o incecik çizginin anlamı benim için oydu. Hayat benim için yaşadığım şeyler di. Ama yaşam, nefes almak demek. Benim nefes almamı sağlayan oydu. Bu da demek oluyor ki, o benim yaşamım. O benim nefesim... Ben onunla aşık olmayı sevmeyi öğrendim. Ve de, sevilmemeyi.
Hiç bir zaman arkadaş acısı çekmedim çünkü sadece bir arkadaşım oldu. Ve o benim bir tanem dir. İlkokul da tanıştım Ekim ile. Ağlıyordu.
O ânı hiç unutmam, çünkü benim için çok değerli. Yanına eğilip neden ağladığını sorduğum da yüzüme baktı.
"Sana neden güveneyim ki, ya gidip Elif'e söylersen o pislik yayar herkese" dediğinde ona kocaman gülümsedim."Annem bana kimseye güvenme der ama eğer sen anlatırsan ben de sana anlatırım sırrımı ve birbirimizin sırrını saklarız. Sen eğer benimkini birine söylersen ben de seninkini söylerim anlaştık mı?"
Kafasını salladığında anlaştığımızı anladım. Ve anlatmaya başladım.
"Ben yan sınıfta ki yakışıklı çocuğu çok seviyorum,aşığım ona onla evlenip çocuk yapıcam, iki kedi bir köpek ve-"
Gülmeye başlayınca amacıma ulaştığımı anladım ve bende güldüm.
"Nasıl yani!" Diye bağırınca gözlerimi büyüttüm.
Bu sefer fısıldadı "Hangisine ve nasıl aşık yani şu bildiğin el ele tutuşmak öpüşmek mi!?" Dediğinde güldüm.
Omuz silktim "Bilmiyorum ki sevgililer öyle yapıyor"
"Anladım peki hangisi, adı ne?"
"Adını henüz bilmiyorum ama öğrenicem. Çıkışta da gösteririm." Kafa salladığında onu kolundan tutup minik yeşil sandalyelere çektim.
"Hadi şimdi de sen anlat bakalım"
Gülüşü soldu ve yutkundu.
"Annem ve babam ayrılıcaklarmış. Çünkü annem başkasını seviyormuş onlar konuşurken duydum. Evde bağırıyordu seni sevmiyorum diye. Ama normalde karı kocalar seni seviyorum demez mi? Niye evlendiler ki o zaman. Beni niye leylekler başkasına bırakmadı ki?"
Diye tekrar ağlamaya başlayınca ona kocaman ve sıkıca sarıldım.
"Adın ne senin güzelim" dedim iç çekerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anonim +18
ChickLitİlk kurgum bu yüzden saçma sahneler, yazım hataları, klişeler vardırm. Kısa bir hikayedir. İyi okumalaarr *** Bileklerimi tuttu ve birleştirdi. Ben ne yapmaya çalıştığına baktığımda kemerini bileklerime sardı ve yatak demirine bağladı. ''Hey bu hiç...