1

1.1K 41 77
                                    

"İsmail abi!"

Bir anda mutfağın altındaki boru direkt suratımın ortasına patladığında saniyeler içerisinde saçımdan ayak parmaklarıma kadar sırılsıklam olmuştum. Kafamı tazikli sudan çevirdim fakat bu sefer de kulağımın içine doldu. Kulağım feci şekilde ağrıdığı için başımı eğip tazikli suyun yine saçımı yarmasına izin verdim.

"Kapat şunu İsmail abi! Hay ben böyle işe!"

Borunun diğer ucunu bırakırsam yaptığımız bütün iş boşa gidecek, mutfak borusu tekrar kırılıp bütün evi sel götürecekti bu yüzden tazikli suyu yemekten başka çarem yoktu.

"Dur oğlum dur, hallettim."

İsmail abi benim aksime sakince işini yapıyordu, zaten o çok ıslanmamıştı.

Su birden kesilince derin bir nefes aldım. Suya girmeden yüzmüştüm resmen. Saçım sırılsıklam olmuş, tutamlarım alnıma yapışmıştı. Tişörtüm, pantolonum hepsi sırılsıklamdı. Ayakkabılarımın içi su dolmuştu. Başımı hızla sağa sola sallayıp az da olsa saçımdaki suyu attım ve alnımdaki tutamları savurdum. İsmail abi duymasın diye sessizce homurdandım. "Sıçayım böyle işe."

İsmail abinin umrunda değildi ıslanmam, hala boru ile ilgileniyordu. İyice eğilmiş, yerinden çıkıp bütün suyun fışkırmasına neden olan boruyu yerine takıyordu. Kendi kendine mırıldandı. "Oldu galiba..."

Galiba mı... Bu ıslanmaya boru tamir olmadıysa bu mutfağı yerle bir ederdim.

"Oldu oğlum, oldu," dedi İsmail abi yerden kalkarken. "Biraz ıslatmış oldum seni de," dedi alet edevatını alırken. Kıs kıs gülüyordu, suratı eğleniyor gibiydi.

"Sağol abi ya," diye söylendim ben de ayağa kalkarken. "Bir daha patlar mı bu boru?"

"Şimdilik tutuyor ama bir daha olmamasına garanti veremem," dedi musluğu açıp bana suyun aktığını gösterirken. "Sana diyorum, komple yenilenmesi lazım."

"Biliyorum da abi..." Mırıldandım. Çok pahalıydı yenileme, param henüz çakışmıyordu.

"İdare eder bir süre," dedi çantasını alırken. "Bir şey olursa çağır beni tekrar." Eliyle bir selam verip dış kapıya yürüdü. Ben de onu takip ettim. Elimi hemen cebimdeki sırılsıklam cüzdanıma attım. İsmail abi beni görüp elini salladı yeller gibi. "Saçmalama oğlum, benden."

"Yok abi, olmaz."

"Olur, olur..." Uzattığım parayı iterken tekrar elini salladı bana selam verir gibi. Ben de başımı salladım ve teşekkür ettim.

İsmail abi gidince mutfağa geri döndüm ve hasara baktım. Neyseki halıyı kaldırmayı akıl etmiştim, bir de onu temizlemekle uğraşamazdım. Üzerimdeki sırılsıklam tişörtü çıkartıp tezgaha attım. Hala tenimden damlalar akıyordu. Duş almış kadar olmuştum.

Arka banyoya gidip bir kova ve silme paspası aldım. Söylene söylene mutfaktaki suyu nemli kalana kadar paspas ile kovaya doldurdum. İşe geç kalacaktım.

İşim bittiğinde ortalığı toplayıp daireden çıktım. Elimde ıslak tişörtümle 4. kata, kendi daireme yürüdüm yavaşça. Su yüzünden kulağım ağrıyordu ve kafamı sallayınca su sesi duyuyordum. Bütün modum düşmüştü.

2. ve 3. kattaki kiracılarım ile bu halde karşılaşmadığım için seviniyordum. 1. kattaki daireyi birilerine kakalamaya çalışıyordum ama sıkıntı çoktu. Dairenin baştan aşağı yenilenmeye ihtiyacı vardı fakat benim param yoktu. Biriktiriyordum. Yeterli miktarı toplar toplamaz 1. kattaki daireyi yenileyecektim, bu yüzden o daireyi çok ucuza kiraya çıkarmıştım. Ucuz fiyatına rağmen evi gelip görenler daireyi kiralamamışlardı. Tamam kötü bir daire olabilirdi ama o kadar da değildi be. Bu ekonomide gayet güzel fırsattı. Millet salaktı esas.

tóxo kai vélos | 18+ | 𝐛𝐱𝐛 🏳️‍🌈 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin