3

675 38 8
                                    

Takım elbisenin yakalarını düzeltirken yaka iğnesi gibi gözüken dinleme cihazını yakalarıma yerleştirdim. Kulağıma da kulaklığı sahte deri ile saklarken aynada kendime bakıp kısa bir ıslık çaldım. Siyah takım elbise cidden çok yakışmıştı. Yarım ağız sırıttım ve arkamı döndüm. Hazırlanması yeni biten Demir Komutana baktım.

"Komutanım yakıyorsunuz he."

Dediğim şey ile soğukça bana baktı. Gergince gülümsedim ve arkamı döndüm. Diğerleri çoktan gitmişti. Biz sadece partiye katılacaktık. Ondan sorun yoktu.

"Gidelim."

Başımı aşağa yukarı salladım. Sonra karargahtan çıktık. Bizim için ayarlanan arabaya bindik. Spor bir arabaydı. Sürücü Demir Komut'ken ben de yine yanına oturmuştum. Arabayı sürmeye başladı. Ben ise başımı geriye yasladım. Yolu izliyordum.

"Planı anlat Şahin."

İrkildim ani sesle ve boğazımı temizledim. Yola donukça bakarak anlatmaya başladım.

"Plan olarak ben kızın yanından ayrılmayacağım. Siz de o esnada etrafı izleyeceksiniz. Teslimat olana kadar kızlayım. Sonrasında ise adam öğrendiği an ortalığı dağıtma ihtimali çok yüksek. Bunun yanında adam anideb gideceğinden biz de onu yakalamaya çalışacağız. Silah sokabileceğiz çünkü Kaan kontrol edecek bizi. "

Beni dinlerken başını aşağa yukarı sallıyordu. Bitince tekrar sessizleştim. Yavaş yavaş parti yapılan otele gelirken belimdeki silahı çıkarıp mermilerini kontrol ettim. Sonra belime yerleştirdim. Yavaşça gelirken Demir Komutan arabayı park etti. Arabadan indin. Derin bir nefes aldım. O esnada Demir Komutan diğerlerine haber verdi.

"Kartal ve Kurt girdi. Ne alemdesin Pusula?"

O esnada kulağımda Kaan'ın sesi yankılandı.

"Etrafı taradım. Adamlar her tarafta. Kontrolünüzü ben yaparım ama hızlı olmalısınız."

"Anlaşıldı."

Bana bir baş işareti yaparken girişe yöneldim. Böyle görevlere gelmediğim genelde gerilmiştim biraz. Ama sakin olmalıydım. Yoksa bu iş batardı. İçeri girerken gözlerim hızla etrafı taramıştı. Kaan gelenleri kontrol ediyordu. Onun tarafına gittik. Sıraya girerken bizi kontrol ediyormuş gibi yaptı ve cebime bir kağıt sıkıştırdı. Teşekkür ederek uzaklaşırken Demir komutan da yanıma gelmişti. Biraz tenha bir yere giderken cebimdeki kağıdı çıkardım.

"İlk işaret verildi."

Demir Komutab başını sallarken klasik müzik sesi gelen ortama giriş yaptım. Anında rolüme girerken gözlerim Dilara'yı aradı. Kenarda misafirlerle konuşuyordu. Ona yaklaştım gülümseyerek. Beni görmesi ile gözleri parlarken vijdanım ansızın sızlamıştı. Kendine gel Ulaş. Vijdan yapmabın sırası değil.

Ona yaklaştım. Hafifçe sarıldım ve geri çekildim. Onu süzdüm ve bir ıslık çaldım.

"Doğum günü kızı ne kadarda güzel olmuş böyle. Hayran olmamak elde değil doğrusu."

Bunu dememle utanarak başını eğdi. Ufak bir kahkaha attım. Kulağına doğru yaklaştım ve kısık sesle.

"Pasta kesildikten sonra terasa gel. Hediyen vereceğim."

Gözleri parlarken gülerek geri çekildim ve komutan ile oradan uzaklaştım. Dolanan garsonların birinden iki içki alıp birini Komutana verdim. Alırken etrafı izliyordum ben de. O esnada gördüğüm kişi ile bir küfür ettim. Komutan kaşlarını çattı ve benim baktığım yere baktı. Gözleri büyürken bana baktı.

"Kavga sakın çıkarmıyorsun. O yeltenirse uğraşmıyorsun Kartal."

Başımı sallarken arkamı döndüm. Geçen dövdüğüm adam buradaydı. Ve bu hiç iyiye işaret değildi.

Taramalı/BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin