Taramalı/BxB

10

Ağrıdan uyuyamadığım için telefondan mobil legends bang bang oynuyordum. Tim güya işleri olduğundan gitmişti. İnsan bi refaketçi bırakır ama nerede. Bunun yanında o telefon konuşmasını hatırlıyordum. Hani bayılmadan önce olan. Ama hatırlamıyormuş gibi yapıyordum. Çünkü o bir adımdı. Sıradakı adımı onun atmasını bekleyecektim. Sonuçta sevdiğimi öğrendi.

"Olan Wanwan senin ben var ya. Oynayacağın kontrollere. İyi ki bi orman aldık burnumdan getirdin lan!"

Telefonu sinirle kapatıp arkama yaslandım. O esnasa aklıma ses kayıtları geldi. Gözlerimi kapatıp sessizce iç çektim. Elim yarama gitti.

"Bütün böğrümü almış karı ya. Ulan ben de tüm yılların acısını çıkarıcam senden bekle sen."

"Cidden yeni iyileşen birine göre baya agresifsin."

Sese döndüm. Gördüğüm kişi ile sırıttım.

"Ben de diyorum Albay'ın oğlu o kadar doktor nerede bu herif. Velede bak sen anca mı geldik aklına?"

Dediklerime göz devirip yanıma geldi. Uzanmamı sağlarken ona somurtarak bakıyordum. Yarayı pansuman ederken ben ona saydırıyordum.

"Ege beni çıkar bari gelmişken. Bi' işe yara lan."

"Dinleniyorsun beyefendi. Yat yatağında."

"Egeee ne olurrr. Önceki zamanların hat-"

"Buradan çıkamazsın Şahin."

Araya giren üçüncü şahış ile gözlerim kapıya kaydı. Demir bana soğukça bakıyordu. Derin bir nefes aldım ve başımı başka tarafa çevirdim. Ege'nin işi bitip uzaklaştı.

"Yarın öğlen çıkabilirsin. Ama ani hareketlerden kaçıyorsun. Ağır kaldırmak yok. Ve yemeklerine dikkst et."

Sadece başımı sallayıp onaylamıştım. O bir şey demememe şaşırırken uzaklaşarak Demir'in yanına gitti. Kısık sesle konuşsa da duyuyordum.

"Konuşun artık yoksa sizi buraya kitlerim."

Diyerek gitti. Ben ise serum çubuğunu inceliyordum. Ne güzel adam dövülür he.

"Yüzüme mi baksan?"

Dediği şey ile yutkunurken istemesem de bakışlarım ona döndü. Daha demine kıyasla yorgunca bakıyordu bana. Yaklaşmıyorduda. Neden yaklaşmıyor bana be.

"Biliyordun di mi?"

Ne dediğini anlarken sırıtmaya başladım. Kollarımı göğsümde birleştirdim.

"Okulda kavgaları çıkarıp tek atılmayan bendim. Cezalarım hafifti. Bir gün koridorları silerken okuldaki Albay ve senin konuşmana denk geldim..."

FlashBack

Sinirle elimdeki villada sopasına bakarken derin bir nefes alarak yerleri silmeye devam ettim. O çocuklar en azından atılmıştı. Bulasmayacaklardı olum.

"Onu her zaman koruyamazsın Demir."

"Gittiği yere kadar Albayım."

Duyduklarım ile duvarın kenarına saklandım. Kim, kimi koruyormuş la?

"Ulaş neredeyse hep haklı evet. Ama haksız olduğu durumlarda atmamız gerek."

"Orası öyle olsa da okul birincinizi atmayacağınıza eminim."

Adımı duymam ile kaşlarımı çattım. Yatakhanedekilerde hep derlerdi. Kesin kurtarıcı meleğin var diye de inanmazdım. Harbi varmış...

"Bu hep devam edemez. Onu sertçe uyarmalıyım da ama. Hep hafif ceza verdim ama ağır-"

"Albayım... bedeni zaten ip ince. Kaldıramaz o."

Ulan ben kiloluyum bi kere. Sen hayırdır diyemedim tabii.

FlashBackEnd

"Bi kere o zamanlar kilom gayet iyiydi benim tamam mı!?"

Derin bir nefes alarak devam ettim.

"Sonrasında ise bu kurtarıcı meleği araştırdım. Ve her şeyini buldum. Neden yardım ettiğini bulamamıştım. Ama ben uzaktan beni koruyan bu meleğe bir sempati duymuştum işte. Sonrası da bildiğin gibi işte."

Hala uzaktan bana bakarken ben de ona bakıyordum. Tıp oyunu sevmem ama. Konuşacak şey de kalmadı.

"Neden bir sey dem-"

"Telefonda dediklerin peki?"

Ani sorusu ile donup kaldım. Yo yo hayatta ilk ben demem. Cama döndüm. Konu değiştir Ulaş. Hemen değismeliyim.

"Hava yağacak gibi. Umarım fazla yağ-"

O esdana yüzümde hissettiğim nefes ile başımı çevirdim. Burun buruna gelirken şaşkınca onun gözlerine bakarak yutkundum. O ise gözlerime sırıtarak bakıyordu. Tanrım... bu adam daha çok gülmeliydi.

"Kaçamazsın Ulaş. O telefon kapanırken ki son cümleni tekrar duymak istiyorum. Duymadan salmam seni."

Gözlerim büyürken gergince hafifçe uzaklaştım.

"Ne cümlesi ya... b-ben hatırlamıyorum ki. S-Siz söyleyin bence."

Elini çenemde hissederken gözlerim tekrar onun gözlerine kitlendi. Gözleri... Daha farklı bakıyordu.

"O güzel gözlerini benden ayırma. Hatırladığını bal gibi de biliyorum güzelim. Şimdi söyle bence."

Güzelim demesine mi düşeyim, gözlerime ettiği iltifata mı bayılıp kalp krizi geçireyim, ne yapayım ben. Ben iptal arkadaşlar siz devam edin.

Kuruyan dudaklarımı dilimle ıslatırken onun gözleri dudaklarıma kayarken yutkundum. Elimle üzerimdeki ince çarşafı sıktım. Nefesimi düzende tutmaya çalısıyordum. Off güya o adım atacaktı bok.

"B-Ben de sizi seviyorum komutanım."

Fısıltıdan farksız çıkmıştı adeta. Onun ise gülümsemesi büyümüştü. Bana iyice yaklaştı ve burnunu burnuma sürttü.

"Uslu güzelim benim. Ben de seni seviyorum."

Dedikleri ile gözlerim büyürken şaşkınca geri çekildim. Geri çekilmem ile acı ile inlemistim. Elim yarama giderken o elimi durdurmuştu.

"Bu kadar heyecan yapacağını bilseydim hep derdim..."

Ben de bilseydim senden adım beklemezdim Komutanım... kalbim maraton koşuyor çünkü.

Beni yavaşça yastığa yaslayıp üzerimi örttü. Eliyle saçlarımı geriye itti ve gözlerime baktı. Ben ise sıkı sıkı çarşafı sıkıyordum hala.

"Sen şimdi dinlen tamam mı? Birazdan yanına Akın gelecek. Ama gece refaketçin tekrar ben olacağım. O zamana kadar sakinleş. Ve merak etme. Lidya'nın senin eşcinsel olduğunu yaymaya çalışacağını biliyordum. Ondan bunu halletmeye çalışacağım."

Dedikleri ile şaşkınca ona bakarken o şaşkınlığımdan yararlanarak saçlarımdan öptü ve geri çekildi.

"Ve cezanı da unutmuş değilim. Sen de kabul etmiştin. Buradan çıktıktan sonra ona da bakacağız güzelim."

Saçlarımı sonkez karıştırıp giderken arkasında mala dönen bir ben bırakmıştı. Elimle sırtımdaki yastığı aldım. Yüzümü bastırıp çığlık atarken geri çektim yüzümü.

"Nasıl her şeyi bilebilir. Na-Nasıl normal karşılayabilir. BANA GÜZELİM DEDI BIRDE."

Yüzümü tekrar yastığa bastırıp çığlık atıp geri çektim.

"Üst düzey gerginlik yaşıyorum. Aniden ameliyatlı insana yapılır mı bu? Liseli ergenler gibi hissediyorum. Yirmi dört yıllık saplığım bitti galiba... Bunu beklemiyordum. Pekala Ulaş sakin ol. Her şeyi hazmetmelisin. Evet Ulaş..."

***************

Sonunda yb attım helal bana. Erken kavustular galiba... neyse iki üç bölüme bir bok bulurum ben.