9

617 36 18
                                    

Dıştan Görüş:

Aşk cidden garip bir şeydi. İnsan nasıl anlardı aşık olduğunu? Bazıları ilk görüşte bazıları kavga ede ede. Peki ya Ulaş ile Demir? Ah onları soracaksanız çabuk olan ama uzun süren bir şeydi. Eminim bu cümleyi anlamadınız. O halde daha detaya girelim.

Demir zaten Ulaş'ı uzun süredir biliyordu. Harp okulundan başlıyor bu. Orada görmüştü onu. Tek başına takılan sessiz sakin biriydi. Tabii bu yeri geldiğinde. En ufak haksızlığı görürse. Hemen kavga çıkarırdı. Bu olaylardan çok başı yanmıştı onun. Ama gizli bir kurtarıcısı vardı. Tahmin edersiniz ki o da Demir idi.

O kurtarırdı onu. Bu okul bitene kadar devam etti. Sonrasında yolları ayrıldı. Demir kendine engel koyuyordu. İlk inanmıyordu ama sonrasında bıraktı. Uzaktan da olsa bilgilerini alırdı. En sonunda ise bu tim işi çıktı. Demir Komutana bir tim toplayın dediler. Demir Ulaş'ın başarılarını biliyordu. Onu hemen yanına almıştı. Bu onun için daha iyiydi. Elbette ileride bu konuları daha detaylı konuşacağımız zamanlar gelecek okuyucu tim.

Ulaş için peki? Ahh Ulaş. Saf gibi duran ama her şeyi bilen kişiydi. Lidya'nın bildiği sır onun eşcinsel olmasıydı. Askerliğini yakabilirdi. Ama umursamadı. Elbet bu olacaktı.

Demir Komutan'a çekimi elbette vardı. Bunu o da biliyordu. Ama sanki bu çok önceden varmış gibiydi onun için. Uzun süredir vardı sanki ama yeni anlamış gibiydi. Nasıl uzun süredir oluyordu? Ah bu da başka bir hikayenin konusu. Bunu uzun süre bilemeyeceksiniz.

Sevgi, aşk, özlem, koruma ic güdüsü, ilgi... Bunları bazen insanlar arzular. Ulaş da elbet arzuluyordu. Yetim biri olarak hepsini arzuluyordu. Demir'de öyle. Benzer hisler farklı hikayeler. Ulaş sevilmeyi isteğen bir çocuktu. Demir belki de o çocuğu görmüştü. Ona sevgi vermek istiyordu.

Her neyse hadi şimdi ki zamana dönelim. Ulaş ölecek mi? Kurtarabilecekler mi? Yoksa her şey daha tam başlamamışken bitecek mi? İkilinin birbirlerine tavırları ne olacak? Neden bu kadar çabuk kabullendiler? Bunlar eminim aklınızda ki soruların birkaçı. Ama sabırlı olmak en iyisidir. Öyle değil mi?

--------

Akın ve Turgay olay yerine geldiklerinde ilk donarlarken Akın hemen Ulaş'ın yanına gelmişti. Yarasına baskı yaparken gözleri dolmuştu. Önceki timinde de birini kaybetmişti. Şimdi de kaybedemezdi.

"Hayır hayır. Ulaşım sakın. Sakın bizi bırakma Ulaş!"

Nabzı azalmıştı. Akın'ın korkusu büyürken Turgay sinirle yerdeki adama tekme atıyordu. O esnada ambulans gelmişti. İki yaralıyıda götürürlerken Akın Ulaş ile gitmişti. Dolu gözleri ile sedyede yatan arkadaşını izliyordu.

"Hemen ameliyathaneye hazırlayın. Hasta 24 yaşında. BRh- kanı. Karnından derin yarası var. Bilinci açık değil."

Akın'ın içi gidiyordu adeta. Arkadaşı gözleri önünde gidiyordu.

Hastaneye geldiklerinde Ulaş'ı hemen indirmislerdi. Ameliyathaneye yol alırlarken Akın ve Turgay da peşlerinden gidiyorlardı. İkili kapının önünde dururken Akın kapıya bakıyordu.

"T-Turgay o iyi olur di mi?"

Turgay yanında ki çocuğa baktı. Dolu gözlerine baktı. Titrek bir nefes alırken onu kendine çekip sarıldı. O da ağlamamalıydı. Güçlü olmalıydı.

"İyi olacak tabii. Hadi ellerini yıkayalım."

Başını anında iki yana salladı Akın.

"Hayır... onu tek bırakmayalım... k-kalalım burada. Gidersek hisseder."

Taramalı/BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin