19

185 23 9
                                    

" Hoş geldin Hyunjin!"

" Geç mi kaldım?"

" Yok hayır ben birkaç dakika erken geldim."

" İyi o zaman. Niye erken geldin sen? Psikopat mısın?"

Hyunjinle buluşma fikri her zamanki gibi Minho'yu heyecanlandırmış ve erken gelmesine neden olmuştu. Bu soru karşısında paniklemedi hazirlıksız olmasına rağmen. Kıvrak bir zekâsı vardi onun.

" Evet psikopatım hatta seni nasıl öldüreceğim hakkinda plan yaptım. Senden önce gelip ortami hazırladım."

" Oo anlıyorum."

Minho otomattan iki limonata aldı.

" Ee Minho abi nasıl anladın?"

" Dur bir Hyunjin biraz oyun oynayalım, enerjimizi atalım sonra konuşuruz."

" Benim atılacak enerjim kalmadı okul sömürdü hepsini. Şimdi anlat."

" Yalnız sandığın gibi afili bir hikâyesi yok."

" Anlat ona ben karar vereyim."

" Sen niye unutmadın ki bunu?"

" Unutmam ben anlat."

" Biraz oyun oynayalım mı?"

" Sen niye bu kadar kastın ki?"

" Kasıyor muyum?"

" Kasmıyor musun?"

" Öyle mi yapıyorum?"

" Evet öyle yapıyorsun."

" Belki de sadece seninle takılmak için bahane arıyorumdur?"

" Bahane aramana gerek var mı benimle takılmak için?"

" Bazen."

" Bana söylesen ben seninle takılmak için hevesliyim zaten."

" Öyle misin?"

" Evet."

" Güzelmiş."

" Ee hadi anlat."

" Ya ben kızlardan hoşlanmadığımı fark ettim ortaokulda lise birdeyken falan erkekler bana çekici geliyordu. Ben ikinci sıniftayken son sınıflarda çok çekici bir çocuk vardı. Uzun boylu, uzun saçlıydı. Gözünün altında çok hoş duran bir beni vardı. Düz kaşlarının altında mutlu olunca parıldayan siyaha yakın koyu kahbe gözleri çok mükemmeldi. Açıkçası dudakları da beni çekiyordu. Dolgun dudakları vardı. Öpmek istedim. Yaklaşık bir aylık kafa karışıklığindan sonra emin oldum erkeklerden hoşlandığıma."

" O çocuk mezun oldu herhalde."

" Hmm."

" Bana benziyor muydu?"

" Nasıl yani?"

" Uzun boylu, uzun saçlı, dolgun dudaklı, düz kaşlı ve bir de şu var." dedi gözünün altındaki beni göstererek.

" Hmm. Aslında evet bayağı benziyorsunuz. Hatta çeneniz de..." elini karşısındaki küçüğünün çenesinde gezdirdi.

Hyunjin kalbini kontrol edemiyordu. Bunun ne anlama geldiğini anlamamıştı. Çok hızlı atıyordu. Dikkatı Minho'num ellerinden yüzüne çekildi. Minho direkt dudaklarına bakıyordu. Çekindi. Bu yüzden öksürdü.

" Hadi oyun oynayalım."

Minho yarım ağızla sırıttı. " Oynayalım bakalım. Heyecandan hafif hafif titremeye başlayan ellerini cebine soktu. Kalbi gümbür gümbür atıyordu ama havasını bozmadı.

Anlaşma- Hyunho/ RyejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin