3. Bölümden herkese merhabalar efendim. Nasılsınız hepiniz iyisiniz değil mi?
Neyse çok tutmayayım sizleri. İYİ OKUMALAR.✨
••••••••••••••••
3. Bölüm:Gerçeğin Zırvalıkları
"Dünya küçük. Tıpkı senin gibi."Sabah sabah soğuk zeminde oturmaktan donan her yerim ve karın ağrısı eşlik etti uyanmama. Ama bu normal bir karın ağrısı değildi. Hadi ama ya! Şu an bu düşündüğüm olmasındı lütfen.
Güçlükle ayağa kalkıp etrafa bakındım. Sabah 8 sularında gibiydi. Hiç ses yoktu. Mahalle sessizlik içerisindeydi. İşe gitmek için araba kullanan insanlar hariçti tabiiki.
Kapıya dönüp birkaç kere tıklattım. Biraz bekledikten sonra annem kapıyı açtı. Yüzüme bile bakmadan mutfağa gidip işlerine devam etti. Artık alışmış gibiydi kaçıp kaçıp buraya gelmeme. Odama çıkarken merdivenlerde babamla karşılaştım. Bana ters bir bakış atarak mutfağa girdi o da. İfadesizliğimi koruyup odama girdim. Çekmecelere,yatağın altına,dolabıma her yere baktım. Ama aradığım şeyi bulamadım.
Bir anda dönüp aynada kendimi görünce bir an çok korktum. Duşa girip biraz kirden arınmak istiyordum.
Odamdan çıkıp duşa girdim. Yaklaşık yarım saatlik sonra çıkıp odama gittim. Beyaz bir t-shirt ve siyah bir pijama giydim. Islak saçlarımı aynanın önüne geçip kurutmaya başladım.
Saçlarımı tam kurutmayıp nemli bırakmayı tercih ettim. Nasıl olsa kuruyacaktı. Daha fazla burada duramazdım. Yoksa kavga çıkacaktı yine. Çantamdan bir miktar para alıp odamdan çıktım.
Yavaş yavaş inerken yine bağırışmalar yükseldi.
"Bunun yine ne işi var burada?" Diye bağırdı babam.
"Ne bileyim ben! Sabah kapıdaydı." Dedi annem.
Artık alıştığım bu seslere artık hiçbir tepki veremiyordum. Gözlerimin dolması dışında...
Elimin tersiyle gözyaşlarımı silip onlara görünmeden kapıyı açıp çıktım. Onlarsa kavga etmeye devam ettiler.
Bahçeden dışarı çıkıp her zamanki markete ilerlemeye başladım.
* * *
Karşımda daha açılmamış marketi görmemle sıkıntılı bir nefes verdim. Olduğum yerdeki kaldırıma oturdum. Bileğimdeki tokayla toplayabildiğim kadarıyla saçlarımı topladım.
Dizlerimi kendime çekip, kollarımı ve başımı dizlerime yasladım. Aradan geçen, yaklaşık 5 dakika sonra yakınımda hissettiğim konuşma oldukça rahatsız ediciydi. Söyledikleri şeyler ise bana hitabendi.
"Merhaba bayan. Yüzünüzü görmememize rağmen çok hoş görünüyorsunuz." Demesiyle yanındaki arkadaşıyla iğrenç kahkahaları inletti sokağı. Kafamı kaldırıp onlara ters ters bakmamla gülmeyi kesmişlerdi.
Yanındaki arkadaşı kelimeleri ağzında geveleyerek arkadaşına doğru,"Hadi ama dostum. Sen böyle nazik değilsin. Şu sizli-bizli konuşmayı kaldır." Dedikten sonra bana dönüp,"Değil mi güzellik?" Demesiyle sertçe ayağa kalkıp yanağına, sert bir tokat attım. Adam tokadımla Hint dizilerinden fırlamış gibi dönerken tükürürcesine yüzüne,"Pis sarhoş." Diye konuştum.
Yanındaki arkadaşı sarsak adımlarla bana yaklaşırken karına sert bir tekme geçirmemle, zaten alkolden kendinde olmayan bedeni iyice çökerek yere yığılmıştı.
Karnına tekme attığım adam yerde yatarken diğeri az da olsa kendine gelmiş ve pis pis yüzüme sırıtıyordu. Ben daha ne olduğunu anlamadan her iki kolumu da birer adamın tutmasıyla afallamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAŞKOMİSER
Novela JuvenilGökyüzüne bakıp "Ben artık yaşamak istemiyorum. Ben yaşamayı hak edenlerden değilim. Artık benim için yaşamak isteyeceğim son şey." Sonra da ellerime baktım. "Bu eller tuttu o şeyi." Üzerimdeki kana göz attım."Bu eller yüzünden kirlendi bu üst."...