Keyifli okumalar...
Dünyamın Tersi - 10.Bölüm: Saklanamayan Sır
***
Benim ellerim, tanıdık bir sıcaklığa özlem duyuyordu. Benim avuçlarım, kavradığı yanakların sıcaklığını arıyordu. Benim ellerim, uzandığında tutamadığı ellerin varlığını arıyordu.
Benim gözlerim, beni hayallere sürükleyen gözleri görmek için etrafı tarıyor. Benim gözlerim, her detayını ezberlemek istediği yüzü görmek istiyor.
Benim kalbim, kendisi için attığını hiçbir zaman hissedemediği bir kalp için hiç durmadan içimde çırpınıyor.
Umutlarım tükeniyor, hayallerim yıkılıyor, kalbim kırılıyor... İçimde bir zelzele oluyor ve ben hiçbir şey yapamıyorum. Beynim, onu unutmaya programlasa da kendini; kalbim, kendi bildiğini okumaya yemin etmiş gibi onun için atmaya devam ediyor.
Kollarım başkasına doladığımdan beri üşüyor, dudaklarım başka bir tene değdiği için alev alev yanıyor ve en kötüsü de gözlerim başkasının gözlerine bakarken ışıldadığı için gözyaşı döküyor.
Baran benim için o kadar güzel bir şey yapmıştı ki haberi yoktu. Telefonumu parçaladığı için ına kırılırım sanmıştı ta da kızarım... Ama bana iyilik yapmıştı. O telefondaki fotoğraflarımız, mesajlaşmalarımız ve geriye kalan her şey gitmişti.
Benim geçmişimi, duygularımın katili olan adam tek hamlesiyle silmişti. Anılar yoktu, hatıraların hatrı kalmamıştı. Biz artık farklı kişilerdik. Biz değildik, Baran ve Zehra adında iki yabancıydık.
Beni kaybettiğinde söylemişti yıllarca duymayı beklediğim iki kelimeyi. Bir anlamı kalmamıştı tabii o ayrı.
Evlenecek olan bir kadına sevdiğini söylemek nasıl bir aptallıktı?
Ne sanıyordu? O sevdiğini söylediği gibi Yavuz'u silip onun kollarına mı atlayacaktım? Baran bu kadar aptallaşmış olabilir miydi?
Ben senden geçtim Baran. Senin kalbin bana kapılarını açmadı bende başka kalpte teselli buldum kendime. Senin umurunda olur mu bilmem ama seninleyken bile bu kadar mutlu değildim ben.
Senden tek bir isteğim var Baran. Ne olursun, bana yaşattığın hiçbir şeyi başka bir kadına yaşatma. Ben çok yandım, başkası yanmasın.
"Kuzum, nasılsın?" Diyerek odama giren annemle bakışlarım elimdeki kırık telefondan ona döndü. Bana gülümsedi ve yatakta yanıma oturdu.
Sırtımı yasladığım yatak başlığına başımı da yasladım ve bacaklarımı kendime çekip anneme baktım. Her şeyi bilen ama benden çekinip hiçbir şey belli etmeyen anneme...
"Nasıl olayım anne?" Diye sordum gözlerim dolu doluyken. Anneme belki de ilk defa bu kadar açık bir şekilde duygularımı belli ediyordum. Bu duyguyu da tadabildiğim için çok mutluydum. "Baran gün geçtikçe saçmalıyor ve ben artık katlanamıyorum." Diye fısıldadım zar zor çıkan sesimle.
Annemin bakışları yüzümde dolandı. Gözleri beni anladığını bağıra bağıra baktı gözlerime. "Güzel yavrum benim." Dedi ve uzanıp saçlarımı okşadı. Onun da gözleri hafiften dolmaya başlamıştı. "Sen bu kadar vurulurken hiç mi aklına gelmedi abin?" Diye soran annemle dudaklarımda alaycıl bir gülümseme belirdi.
"Yavuz da abimin arkadaşıydı. Abim dedi mi bir şey? Hayır." Dedim ve gözümden damlayan bir damla yaşı elimin tersiyle sertçe sildim. Onun için artık ağlamak istemiyordum. "Ben ona yalvardım. Evliliğe gitmek üzere olan bir ilişkide aileler bilsin dedim ama o..." Dedim ve sessizce yutkundum. Kelimeler boğazımda bir yumru oluşturmuştu ve ben artık yutkunamıyordum bile. "Ama o benden her seferinde daha da uzaklaştı." Dediğimde annemin elleri sağ elimi sardı.
"O senden böyle uzaklaşırken hiç mi düşünmedin ayrılmayı? Belki sizin için ayrılık daha hayırlı olurdu annem, ha?" Dediğinde güldüm deli gibi ama güldükçe gözümden dökülen yaşlar arttı.
"Ben çok sevdim anne. Biz adını koymadığımız bir ilişki yaşadık yıllarca. Ben ona 12 senemi verdim ya, dile kolay." Dedim ve hayal kırıklığı dolu bakışlarım kırım telefonuma döndü. "Ama o ne yaptı? Beni kaybettiğinde ilk adımını attı." Soluklarım hızlandığında derin nefesler alıp vererek kendimi rahatlatmaya çalıştım. Annemin eli elimi okşarken gözlerimi kapattım bir süre.
"Telefonunu o mu kırdı?" Diye sordu bakışları telefonumda gezinirken. "Kavga mı ettiniz?"
"Dila'nın evine gelmiş. Bilmiyordum orada olduğunu. Yavuz beni oraya bırakınca ve samimi hallerimizi görünce sinirlendi. Bağırdı çağırdı, kırdı döktü ama umursamadı." Boştaki elim yanaklarımı sildiğinde annemle kesişti bakışlarımız. Gözleri artık benim gibi yaşları tutamamış salmıştı. "Sanki ben ona yeterince kırgın değilmişim gibi daha çok kırdı beni. Oluru varsa da olmaz artık, o ihtimalleri yok etti." Dedim ve yanaklarımdan çektiğim elime telefonumu aldım. Açılmıyordu. Her yolu denemiştim ama darmadağın olmuştu, ruhum gibi.
"Artık daha da dikkat etmen lazım." Diyen anneme odaklandım. "Abin anlarsa şimdi tepki verir. 12 sene az bir zaman dilimi değil kızım." Derin bir nefes alıp avuçlarındaki elimi sıktı. "Onca sene sakladınız bir ömür de saklarsınız herhalde." Dedi îmayla.
Tam ağzımı açmış bir şey diyecektim ki kapının oradaki karartı dikkatimi çekti. Ardından odada adım sesleri yankılandı. Annemle bir anda ayaklandık ve önce birbirimize sonra abime baktık. Sanırım büyük patlamıştık. Daha saniyeler önce annem abimden saklamam konusunda uyarırkrn beni, şimdi abim karşımda bana sinirle bakıyordu. Ne kadar çok isterdim şuan onun kıyafetlerinden hiydiğim için bana kızmasını. Ama durum oldukça farklıydı.
Abim her şeyi duymuştu.
Sanırım her şeyin sonuna gelmiştim.
Teşekkür ederim Baran. Hayatımı mahvettiğin için teşekkür ederim. Senden başka biri bu kadar mahvedemezdi beni. Senden başkası beni böyle yaralayamazdı.
***
Bölüm sonu...
Bu bölüm biraz kaos getirici olduğu için kısa kestim. Bakalım bakalım neler olacak.
Sizce abi bey ne tepki verecek?
Bölüm Yayım Tarihi: 28.04.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyamın Tersi |Texting
RomanceAbimin arkadaşına bir akımı denemiştim ama ne geçmişi düşünmüştüm ne geleceği. Hayatı akışına göre yaşamayı biraz abartmıştım. *** "Geldin..." diye fısıldadım ellerim yüzünü daha sıkı kavrarken. Hayal görüyor olmaktan korktum. Kollarımın arasında o...