DT ~14~

5.3K 195 53
                                        

Hellöööö! Ben geldim canolar. Hem de fişşek gibi bir bölümle geldim. Uzun oldu ama burdayım. Sorgulamayınız, okuyunuz. Fişşek bölüm diyoruz be!

Keyifli okumalar...

Dünyamın Tersi - 14.Bölüm: Karamel

***

Yalan söylemek her insan için olduğu gibi benim için de büyük pişmanlıklara sebep olmuştu. Anneme, babama, abime söylediğim yalanlar ortaya çıkmış ve beni kötü duruma düşürmüştü.

Artık yalanlar olmayacaktı, olmamalıydı.

Yavuz karşımdaydı ve gözleri hala kırgın bakıyordu. Burukça gülümsedim. O, kırgın bakan gözlerine inat bana tebessümünü bahşettiğinde sedire oturdum. Hemen yanıma oturduğunda aramızda bir kişinin oturabileceği bir mesafe vardı.

Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Yapabilirsin Zehra! Ona her şeyden bahsedip üstünden bu yükü atabilirsin.

Bakışlarım tekrar bakışlarını bulduğunda arkasında kalan kapıdan annesi çıktı ve elindeki tepsiyi gülümseyerek yanımızdaki masaya bıraktı. Müstakil evlerinin bahçesindeki sedire oturmuştuk ve annesi bize yiyecek içecek bir şeyler getirmişti.

"Teşekkürler Gonca teyze." Diye mırıldandım.

"Afiyet olsun çocuklar." Dedi ve önce oğluna sonra bana baktı. Derin bir nefes alıp dudaklarını birbirine bastırdığında aramızda geçenlerden haberdar olduğunu anlamıştım. "Ben içerideyim. Bir şey isterseniz seslenmeniz yeter." Diyerek içeriye geçti.

Konuşmaya başlamadan önce kimse bizi rahatsız etmesin ve konuşmamız bölünmesin diye telefonumu hızlıca uçuş moduna aldım. Tek bir aramayı bile görmek istemiyordum bu konuşmanın ortasında.

"Yavuz, sadece beni dinlemeni istiyorum." Dedim ve bir derin nefes daha aldım. "Bölme çünkü bunları bir daha anlatabileceğimi, daha doğrusu sana anlatabileceğimi hiç sanmıyorum." Dediğimde yüzündeki gülümseme anlayış dolu bir tebessüme dönüştü.

"Merak etme Zehra. Sen bitirene kadar seni dinleyeceğim, sonrasında benimde söylemek istediklerin var." Dediğinde bakışlarım korkuyla bakışlarını buldu. Ayrılık istemezdi, değil mi? Beni bırakmazdı, değil mi? Tekrar birine güvenmişken yapmazdı bunu, değil mi?

Tüm korkuları şimdilik kenara bıraktım.

"Ben gençtim evet ama sevdim. Bunu sana demem yanlış biliyorum ama bil, her şeyi bil ve ileride önümüze çıkacak olan her şeyde yanımda ol." Dedim ve ona bakarken parmaklarımla oynamaya başladım. Lanet olası stres... "Güzeldi her şey ama bir ismi yoktu. Ben adını koyalım istedim, o istemedi. Bunu açık açık söylemese de benden uzaklaştı. Çok soğuk davrandı. Çok değil bir sene sonra adı konulmamış ilişkimize bir isim koyacağımızı sandım bana uzattığı o ufak kutuyla." Yutkundum. Zordu. Yavuz'a karşı söylemek çok zordu. "Aslında başkası içinmiş. Evlenme kararı almış ama başkasıyla. Ben aramızda bir şeyler var sanmıştım." Derken kendimi anılara kaptırdığımı fark edip silkelendim ve kaldığım yerden devam ettim anlatmaya. "Onların ayrılığına kesinlikle sebep olmadım. Masum bir kızın hakkına giremem, yapamam böyle bir şey." Dedim ve bakışlarımı gökyüzüne çevirdim. "Bırakmadı, istemedim ama o bırakmadı. Benimde hatam var konuştum onunla. Mesaj attım, irdeledim olayları. Sonra annelerimiz öğrendi ama bu benim onunla olmam için bir sebep olmadı." Gökyüzündeki bakışlarımı tekrar ona indirdiğimde hem biraz merakla hem de biraz kırgınlıkla bakıyordu hala.

Senin kalbini kırdığım gibi onaracağım Yavuz; hak etmedim, edemeyeceğim seni. Hiç değilse seni toparlayıp çıkayım hayatından. Başkalarında arama yara bandını. Yaran da ben olayım yara bandında. Sev başkasını ama gerçekten sev, benden izler kalmadan.

Dünyamın Tersi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin