DT ~16~

5K 198 87
                                        

Keyifli okumalar...

Dünyamın Tersi - 16.Bölüm: İlkler

***

Çocukken abim ve Baran'ın peşinde koştururdum. Evet, Baran'ı çok seviyordum o zamanlar ama bir abi gibi. Sonraki yıllarda ona olan sevgimin değiştiğini düşünmesemde değişmişti. 17 yaşında bir çocuktum ben ve onu deli gibi sevmişttim. Yıllar sonra sevgime karşılık buldum dediğimde mutluluk gözümü boyamıştı ve onun beni yarı yolda bırakacağını anlayamamıştım. Şimdiki aklım olsa onu terk ederdim. Onu, beni yarı yolda bırakacağını anladığım anda terk ederdim.

Abim onun kardeşi gibiydi ama o abimi tanıyamamıştı. Ben ona abimin tepki vermeyeceğini söyledikçe o geri çekilmişti. Abimden korkmuştu da terk edilmekten ve bensiz kalmaktan korkmamıştı.

Yavuz... O da abimin arkadaşıydı. Abimin, evimize girip çıkan tek arkadaşı Baran'dı ama Yavuz'da abimin arkadaşıydı. Son yıllarda onu çok görememiş olsam da tanıyordum. Önceleri sadece abimin arkadaşı olan adam şimdilerde sözlüm olacaktı. Şimdilerde dediğimde yarın gibi yakın bir tarihteydi.

Yavuz'la konuşmamızın üzerinden bir hafta geçmişti ve aileler ile oturup konuşmuştuk. Onların da ortak kararıyla sözün yarın olmasına karar vermiştik. Nikahı ise tamamen bize bırakmışlardı. Bu bizim işimize gelmişti. Bir süre daha tanıyacaktık birbirimizi.

İş yerimden yeni çıkmıştım ve yorgun argın eve ilerliyordum. Hava kararmıştı ve ay çok güzel görünüyordu bu gece. Mahalledeki esnaf dükkanlarını yavaş yavaş kapatıyorlardı. Mahalle kahvesinin önünden geçerken abim ve arkadaşlarının da kahvede olduğunu gördüm. Daha dış kesimde oldukları için yanlarına gittim. Masada Yavuz ve Baran vardı ama muhabbet güzel ilerliyor gibiydi. Gerildim istemsizce.

"Hoş geldin fıstığım." diyen abim beni ilk fark eden kişiydi. Onun sesiyle masadakiler de bana döndü.

"Hoş buldum abi." dedim ve ayağa kalkan Yavuz'a kaydı bakışlarım. Abimle bakıştıktan sonra yanıma geldi ve elimi tutup kahveden çıkardı beni. Ellerimize bakıp gülümsedim. "Nereye kaçırıyorsunuz beni beyefendi." dedim ve boştaki elimle de koluna sarıldım.

Bana baktı ve güldü. Adımlarımız yavaş, bakışlarımız güzel ve hissettiklerimiz özeldi. Kalbim yıllar sonra ilk defa başkası için çarpmaya başlamıştı. Yıllarca acıyla kavrulan kalbim şimdilerde eskisi gibi sevgiyle çarpıyordu.

"İstediğiniz özel bir yer yoksa çekirdek kola ikilisini bir parkın bankında yapmayı teklif ediyorum size hanımefendi." dediğinde güldüm ve koluna daha çok sarıldım. Öyle güzel bakıyordu ki her şeyi yaptırabilirdi bana.

"Sizinle istediğiniz her yere gelirim beyefendi." Başımı da omzuna yasladım. Kokusu huzur veriyordu. Ona ömür boyu sarılabilir, kokusuyla bir ömür huzurlu kalabilirdim. 

"Günün çok yorucu geçti sanırım." dediğinde başımı sallayarak onayladım onu.

"Çocukların yaşadıkları fazlasıyla yoruyor." Derin bir nefes aldım. "Hele onları güldürmeye çalışmak..." Bakışlarım onu buldu. Bana bakan gözleri öyle güzeldi ki. "Ama seninle böyle olmak bana iyi geldi. Ne yorgunluk kaldı ne de başka bir şey." Boştaki eliyle yüzüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdı.

"Sen de bana çok iyi geliyorsun." dedi ve eliyle yanağımı sardı. "Hem de öyle iyi geliyorsun ki, tüm sıkıntılarım ve dertlerim siliniyor. Belki de ben bu dünyanın en dertsiz adamı oluveriyorum." Baş parmağıyla yanağımı okşadı. Gözleri öyle güzel parlıyordu ki bana bakarken...

Mahalle bakkalından çekirdeğimizi kolamızı aldık ve parktaki çardaklardan birine oturduk. Arkamızdaki çardakta da mahalleden tanıdığımız teyzeler oturuyordu. Ayıp olmasın diye selamımızı da verdik. Yan yana oturup paketlerimizi açtık ve sohbet etmeye başladık. Dakikalarca konuştuk. Birbirimize dair merak ettiğimiz ne varsa sorduk.

Dünyamın Tersi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin