DT ~20~

5.1K 205 193
                                    

Üzgünüm, seni sevmemek elimde değil

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Üzgünüm, seni sevmemek elimde değil.

Son kez, keyifli okumalar...

Dünyamın Tersi - 20.Bölüm: Elimde Değil 

~FİNAL~

***

4 Ay 17 Gün Sonra

Ellerim titriyordu, dizlerimin bağı kopuyordu, gözlerimdeki yaşlar dinmek bilmiyordu... Ellerimin arasındaki buz kesmiş yüz gerçek miydi? Bu yaşadıklarım gerçek miydi? 

Gözlerim kapandı ve hıçkırıklarım dudaklarımın arasından firar etti. Dile kolay dört buçuk ay... Ömrümden ömür giden bu zaman diliminde kendimi işime vermiştim ve kafamı ancak öyle dağıtabilmiştim. Ağlamamıştım onun yokluğunda. Verdiğim sözü tutmuştum. Gözlerim gözlerine hasretti nasıl ağlamam dedim en başlarda ama sonra ağlamamak için kendimi tuttum. Öğrendim, bunu da öğrendim. Yavuzla birlikte bunu da öğrendim. 

Peki ya şimdi?

Benim gözlerim yaşları içinde saklayamazken verdiğim sözü daha ne kadar tutabilirdim? Kendime ne kadar daha acımasız olabilirdim ki? Eziyet çektirmiştim gözlerime, kalbime... 

"Geldin..." diye fısıldadım ellerim yüzünü daha sıkı kavrarken. Hayal görüyor olmaktan korktum. Kollarımın arasında olan adamın hayal ürünüm olması beni çok korkuttu. 

Ama değildi...

Gülümsedi, yaşadığımı en derinlerimde hissettim. "Geldim sevgilim." diye fısıldadı bana. Sonra içimi cayır cayır yakan damlalar gözlerinden düştü. "Senden başka nereye gidebilirim ki zaten?" dedi ve kollarını belime sarıp yüzünü boynuma sakladı. Benim kollarım da onun boynuna dolandı ve kokusunun kaynağını bilir gibi başım boynuna gömüldü. Nefes almak anlamlı geliyordu onun kokusunu soluduğumda. Nefes almak bile güzeldi, bir tek onun yanında.

"Çok özledim Yavuz. Çok..." dediğimde burnunu çektiğini duydum. Ağlıyordu. Onu şimdi daha iyi anlamıştım, ağlamamı neden istemediğini... Bakmaya kıyamadığım gözlerinden, gözlerini yakan damlalar sorgusuzca dökülüyordu. "Ağlama Yavuz, bari sen yapma." dediğimde kolları daha sıkı sardı beni.

"Ağlamıyorum ben, iftira atma." dediğinde sesinin çatallaşmasından bile anlaşılıyordu ağladığı. Yine de güldüm. Yapmak istediğini anladım ve onu zorlamadan güldüm. Dudaklarını boynuma bastırdı ve geri çekildi. İkimizin de elleri yüzümüzdeki yaşları silmek için havalandığında gülmeye başladım. O da bana gülerken eşlik etti. Her şey güzelleşti benim hayatımda. Ne derdim kaldı ne de başka bir şey...

"Neden haber vermedin geldiğini?" diye sorduğumda gülümsemesi buruklaştı. Abim karargahta işleri olduğu için gelmemişti daha ama Yavuz hemen annesigile gelmişti. Elbette onları önce görecekti ama bana da geldiğini haber vermesini isterdim. Onların ne halde olduğunu düşünmekten kafayı sıyırmıştım. 

Dünyamın Tersi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin