Aşka doymalı okumalar...
Dünyamın Tersi - 19.Bölüm: Güven (Part 2)
***
Sessizce oturma odasına geçtiğimizde Yavuz telefonundan birine mesaj atıyordu. Kaşlarımı çattım ve telefona eğilmeye çalıştım. Bir anda bana dönmesi ve ekranı açık telefonu elime tutuşturması bir oldu. Şaşkın bakışlarım bakışlarına döndüğünde bana gülümseyerek baktığını fark ettim. Öyle bir gülüyordu ki gözlerinden kalp falan çıkacak sanmıştım.
"Kiminle konuştuğumu öğrenmek için gizlice hareket etmene gerek yok güzelim." dedi ve yanağıma bir öpücük kondurup kapısında durduğumuz oturma odasına girdi. Elimdeki telefonuyla öylece kalakalmıştım ki telefon bir kere daha titredi. Bakışlarım açık sohbete kaydı.
Yavuz: Kardeşim, ben şimdi Dilalardayım.
Yavuz: Zehra ile olacağım için sana haber vermek istedim.
Mirza: Allah razı olsun kardeşim.
Yavuz: Ne demek başkan.
Yavuz: Bilmen gerekiyor.
Mirza: Eyvallah ciğerim :)
Mirza: Yarın akşamki görevi de konuş Zehra ile.
Mirza: Geri gelmeyecek gibi vedalaşmamız gerekiyor, biliyorsun.
Bakışlarım okuduğum mesajdan sonra oturma odasının kapısından görünen Yavuz'a kaydı. Gülerek Dilalarla konuşuyordu. Gözlerim doldu. Abimle aynı yerde çalışıyorlardı ve işlerinin ne derece zor olduğunu biliyordum. Genelde karargahta olurlardı göremezdim abimi. Bazen karakolda olurlardı, görmeye giderdim abimi. Alışmıştım abimin bir gelip bir gitmesine ama şimdi Yavuz...
Telefonun ekranını kararttım ve içeriye girdim. Yavuz'un bakışları anında bana döndüğünde içim bir tuhaf olsa da ona gülümsemeye çalıştım. Kolunu kaldırdığında gülümsemem genişledi ve yanına oturup kolunun altına girdim. Başımı omzuna yasladığımda gözlerim istemsiz kapanmıştı. Kokusunu derince soludum ama kalbime depolamak istercesine bir solumaktı benimkisi.
Dudakları saçlarımı buldu. Bir yandan saçlarımı okşuyor bir yandan öpüyordu. Ayrıca Dila ve Uraz ile konuşmayı da ihmal etmiyordu ama ben sohbetten çok uzaktım.
"Güzelim sen iyi misin?" diye sorarak bakışlarını bana çeviren Yavuz'a baktım ve derin bir nefes aldım. Keşke onunla daha önce karşılaşsaydık. Onu böyle deli gibi sevmek istiyordum. Ondan hiç kopmak istemiyordum.
Başımı omzundan hafif kaldırdım ve gözlerini daha iyi görebileceğim bir mesafe bıraktım aramızda. "Biraz konuşalım mı?" diye sordum içimdeki sıkıntıyı dışa yansıtarak. Kaşlarını çattı ve başını sallayarak ayağa kalktı. Tutmam için uzattığı elini tuttum ve onunla birlikte balkona geçtim. Ana sokağa bakan bir balkondu ve Dila bu balkonu çok güzel yapmıştı.
Karşılıklı sandalyelere oturduğumuzda ben parmaklarımla oynuyordum. Duvarlardaki ledler yandığında bakışlarım anlık olarak oturma odasının penceresine kaydı. Dila bana gülümsedi ve bir anda güneşliği çekti. Bu kız gerçekten deliydi.
"Anlat artık derdini sevgilim." dediğinde bakışlarım tekrar Yavuz'a döndü. Ben resmen çocuk gibi olmuştum. Onun yanımdan ayrılacak olması ve hatta bir daha gelemeyecek olma ihtimali... Kafayı yiyecektim galiba.
"Yavuz..."
"Efendim canım?" dediğinde öyle içten söyledi ki 'canım' kelimesini, yaptığım şeyin onu üzecek olma ihtimali düştü kafamın içine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyamın Tersi |Texting
RomanceAbimin arkadaşına bir akımı denemiştim ama ne geçmişi düşünmüştüm ne geleceği. Hayatı akışına göre yaşamayı biraz abartmıştım. *** "Geldin..." diye fısıldadım ellerim yüzünü daha sıkı kavrarken. Hayal görüyor olmaktan korktum. Kollarımın arasında o...