Keyifli okumalar...
Dünyamın Tersi - 12.Bölüm: Yaralar ve Yaraları Saranlar
***
Ben felaketleri çektiğimi biliyordum, emindim. Ama bu felakete hazır değildim. Baran'a kızgındım ve kırgındım ama ona zarar gelmesi yine en çok benim canımı yakacaktı.
Seviyordum be!
Ne kadar kızsam da seviyordum. Unutmaya çalıştığım doğruydu ama sevdiğim de bir gerçekti. Ona zarar gelmesini istememek bir yana benim yüzümden ona zarar gelirse kendime de kırılırdım.
Arabadan hızla inen abimi bende koşarak takip ettim. Kolunu tuttuğumda sertçe geri çekti ama tekrar tuttum. Baran'ı ve yanındaki iki arkadaşını seçebilmiştim uzaktan. O arkadaşlarından biri de Yavuz'du.
Panik tüm bedenimi sardı.
"Abi dur. Abi, Yavuz orda. Dur lütfen dur." Dediğimde bir anda adımları bıçak gibi kesildi. Birbirimize baktığımızda kaşlarını çatmış bana bakıyordu.
"Ne olacak Yavuz orada olsa? Sen hala Baran'ı sevmiyor musun?" Diye sorduğunda kalbime bir bıçağı da abim saplamış oldu. Kelimelerimi aldı benden, konuşamadım.
"Ben Yavuzla yeniden başladım abi. Şimdi öğrenirse her şey daha da kötü olur." Dedim ama beni dinleyecek gibi değildi. Ki tam da tahmin ettiğim gibi oldu. Abim beni arkasında bırakıp Baran'a doğru hızlı adımlarla yürümeye başladı.
Abimin önüne geçtim koşarak ve soluğu Baranların yanında aldım. Hiçbirine odaklanmadan direkt Yavuz'un kolundan tuttum.
"Biraz konuşalım mı Yavuz? Lütfen..." Dediğimde kaşlarını çattı ve o sırada yanımıza gelip sorgusuz sualsiz Baran'a yumruk atan abime uzandı hızla.
"Mirza! Dur oğlum delirdin mi, ne oluyor?" Diye sorarak abimi uzaklaştırmaya çalışan Yavuz'un yanına gittim ve ona yardım edip abimi geri çekmeye çalıştım. Annem de diğer koluna girdi ve geri çekmeye çalıştı ama abim küfür edip Baran'a saydırmaya devam ediyordu.
"Sen nasıl böyle bir şey yaptın lan şerefsiz herif?!" Diye bağırdı ve ileri atıldı ama Yavuz onun önündeki en büyük bariyerdi. "Ben sana emanet ediyordum lan kardeşimi! Kimse kırmasın üzmesin diye emanet ettiğim kardeşimi nasıl paramparça edersin lan sen?!" Diye bağıran abimle irkildim ve ellerimden bir anlığına güç çekildi.
Yavuz'la göz göze geldiğimizde bana öyle bir baktı ki her şeyi anladığını anladım. Ama inkar etmem için baktı sanki. Öyle bir şey olmadığını söylememi istedi sanki.
Baran burnundan akan kanı sildi elinin tersiyle ve kaşlarını çatıp abime yaklaştı. "İstersen oturup konuşalım kardeşim, ha? Böyle vurup kırarak bir yere varamayız." Dediğinde bir kahkaha koptu parkın ortasında. Gözlerim kahkahanın sahibine döndüğünde bunun Dila'dan başkası olmasını beklemem aptallıktı.
"Ay Barancığım ya! Geçen gün benim evimde kopardığın tufandan sonra böyle laflar sende eğreti duruyor." Diyen Dila ile bakışlarım tekrar Yavuz'a döndü. Sadece bana bakıyordu. Her şeyi anlamıştı. Her şeyi öğrenmişti.
"Yavuz." Diye fısıldadığımda gözlerini kapattı ve ellerini abimin üzerinden çekti. Abim de sakinleşmişti ve bize odaklanmıştı. Az önce ona anlatmaya çalışmıştım ama fevriliği yine zararıma olmuştu. "Yavuz, dinle bi..." Dememe kalmadan bana arkasını döndü ve ilerlemeye başladı. Kalbim sıkıştı, peşinden gitmek istedim ama Dila tuttu kolumdan. Uraz da Yavuz'un peşinden gidince bakışlarım tekrar abimi buldu.
Baran ve abim arasında mekik dokuyan gözlerim dolmaya başladığında her şeyin neden bu kadar üst üste geldiğini sorguluyordum.
"Teşekkür ederim ya. Gerçekten teşekkürler. Tam hayatım düzene girmişken, tam her şey yolunda dediğimde ikiniz de mahvettiniz hayatımı. Ben şu hayatta kimseye güvenemeyecek miyim?" Diye sordum sinirle ve abimi Baran'a doğru ittim. "Hadi döv onu. Şimdi sana engel olan yok. Al hıncını ondan. Ama seni Baran'ı dövdüğün için değil beni dinlemeyip Yavuz'un yanında her şeyi ortaya döktüğün için affetmeyeceğim." Dedim ve gözümdeki yaşları silip burukça gülümsedim. "Ben her şeyi diyecektin zaten Yavuz'a ama siz benim hayatımı mahvetmekte usta olan iki şahıs yine benden önce davrandınız. Teşekkür ederim." Dedim ve kenardaki banka çöktüm.
Annem bir yanıma, Dila bir yanıma oturduğunda Baran dizlerinin üstüne çöküp bana yaklaşmak istedi ama abim yakalarına yapışıp kaldırdı onu ve kafasını yüzüne gömdü. Yere iki seksen serilen Baran'a yumruk atmaya devam eden abim ile gülmeye başladım. Sinirimden gülmeye başladım.
"Ben sadece sevdim Mirza." Diyen Baran ile kahkahalarım arttı. Sırf bu lafı yüzünden bile abimin onu dövmesine engel olmayacaktım. Ama tahmin etmediğim bir şey oldu ve Dila engel oldu abime.
"Bayıldı zaten, bir de öldürme." Diyen Dila abimin kana bulanmış elini tuttu ve yanıma oturttu. Abim hala burnundan solurken yanıma oturdu. Baran ise yarı ayık yarı baygın doğrulmaya çalıştığında istemsiz ona doğru atıldım ama hem annem hem abim beni yerimde oturmam için zorladılar.
"Sadece yaralarına bakayım, izin verin." Dediğimde abim alayla güldü ve gözlerimin en içine baktı.
"O senin yaralarına eğlenmek için baktı, sen iyileştirmek için bi bakacaksın?" Diye sorduğunda yutkundum. Abime bugün ilk defa hak vermiştim. "Sana nişan tepsisi tutturup yarana tuz basmıştı şimdi sen onun yaralarına merhem mi basacaksın?" Diye devam etti beni parçalamaya. "Yapma güzelim, yapma güzel kardeşim. Canı yanan sadece sen olacaksın." Dediğinde düşünceli bir şekilde bakışlarım Baran'a döndü ama o sırada arkasından gelen Yavuz'u ve Uraz'ı gördüğümde hızla ayaklanarak Yavuz'a doğru koştum.
"Yavuz bak gerçekten beni dinlesen anlayacaksın. Ben zaten sana diyecekt..." Sözümü yarıda kesen Yavuz'un bana sarılan kolları oldu. Alnıma bir öpücük kondurup yüzünü boynuma gizledi ve kolları belimi sıkıca sardı. İçimde bir yer rahatlarken gözyaşlarım kendini serbest bıraktı ve kollarım boynuna sıkıca sarıldı.
"Seninle bu konuyu ayrıca konuşacağız ama şuan sadece sana sarılıp sakinleşmek istiyorum." Dediğinde gülümsedim gözyaşlarımın arasından. Saçlarımın üstünden boynuma öpücük kondurduğunda gülümsemem genişledi.
Arkada Baran'ın öksürükle karışık kahkahası yankılandığında Yavuz'un kollarından çıktım ve ona döndüm. Bana baktı ama abime hitaben konuştu.
"Sevdiğin kadın başkasının kollarındayken sana hiç gülmediği gibi gülerse bir gün, anlarsın beni kardeşim. Ayrıca sevdiğin kadın senin sevgini hak etmeyecek kadar masumsa daha da iyi anlarsın. Hele yıllarını sana vermiş bir kadınsa çok iyi anlarsın beni." Dedi ve yüzündeki kanları üniformasına silerek ayağa kalktı. Bakışları Yavuz'a döndüğünde burukça gülümsedi. "Merak etme Yavuz, Zehra beni çoktan unuttu." Dedi ve arkasına bakmadan, sarsak adımlarla çıktı gitti.
İçimde bir alev topu vardı. Patladı, etrafa saçıldı ve yangına sebep oldu. Ben kendi intiharımı yazmıştım. O yangın beni yok edecekti ama bunu ben yapmıştım. Buna ben sebep olmuştum.
Ben hala Baran'ı seviyordum ama onu affedemiyordum. Bana yaptıklarından sonra onu affedecek bir sebep kendime sunamıyordum.
***
Bölüm sonu...Sizce Yavuz yerinde bir tepki mi verdi? Yada ne tepki vermeliydi?
Baran acı çeksin mi yoksa ciktir olup gitsin mi 🤭?
Bölüm Yayım Tarihi: 09.05.2023
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dünyamın Tersi |Texting
Любовные романыAbimin arkadaşına bir akımı denemiştim ama ne geçmişi düşünmüştüm ne geleceği. Hayatı akışına göre yaşamayı biraz abartmıştım. *** "Geldin..." diye fısıldadım ellerim yüzünü daha sıkı kavrarken. Hayal görüyor olmaktan korktum. Kollarımın arasında o...