DT ~18~

4.1K 157 13
                                    

Keyifli okumalar...

Dünyamın Tersi - 18.Bölüm: Güven (Part 1)

***

Uraz ile birlikte Dila'ya gelmiştik. Yiyip içip dedikodu yapıyorduk. Halimizden de gayet memnunduk. Karşımdaki ikili birbirlerini seviyorlardı. Benimde içimde sakladığım dedikodu buydu. Bir gün dışıma vuracağım bir dedikoduydu. 

Mahalle hakkında yaptığımız dedikodudan bizi koparan Dila'nın telefonuydu. Susmak bilmeyen telefonunun ekranına bakan Dila bana baktı önce. Ardından aniden ayaklanıp balkona çıktı ve telefonla konuşmaya başladı. Kaşlarımı çattım. Bizden ne saklıyordu bu deli kız?

Tam Uraz'a neler olduğunu soracaktım ki benim de telefonum çaldı. Bakışlarım telefonumun ekranına döndüğünde yüzümde bir gülümseme oluştu. Daha fazla bekletmeden aramayı yanıtladım.

"Sevgilim, nasılsın?" Diye sordu anında. Sesindeki gülümser ton içimdeki karanlık sokakları aydınlatıyordu.

"İyiyim, sen nasılsın?" Diye sordum ama ona diyecek herhangi güzel bir söz bulamamıştım. Aklıma gelmemişti ve bu beni istemsizce huzursuz etti. Onu sevmediğimi düşünür müydü? Düşünmesindi. Aklından bile geçmesindi.

Derin bir nefes aldığında sesini özlem sardı. "Sensizim be yavrum. Nasıl olayım?" Dediğinde güldüm. Bu hallerine bayılıyordum. Kusursuz bir adamdı. "Sen hala Dilalarda mısın?" Diye sorduğunda bakışlarım balkon kapısına kaydı. Dila kiminle konuşuyordu sahiden?

"Evet..." Diye mırıldandım. Ama merakımı tetikleyen bir şey oldu. "Sen neden bu saatte aradın? Bir sorun mu var?" Diye sordum ve saati tekrar kontrol ettim.

23.17

"Aslında seninle bir şey konuşmak istiyorum ve eğer müsaitseniz orada konuşalım, olur mu?" Diye mırıldandığında kaşlarımı çattım. Benimle ne konuşacaktı? Gece gece bu kadar önemli olan neydi?

"Olur, gel. Ama önemli bir şey yok, değil mi?" Diye sordum içimdeki sıkıntıya engel olamadan.

"Yok sevgilim. Sadece bir konudan sana bahsetmeliyim o kadar." Dediğinde görmese de başımı salladım ve 'görüşürüz' diyerek telefonu kapattım.

Yavuz bana ne söyleyecekti ki? Her şeyi konuşmuştuk biz ve geriye kalan bir konu yoktu. Kafam iyice karışsa da sakin kalmaya çalıştım ve derin bir nefes aldım.

Balkon kapısının sesiyle bakışlarım Dila'yı bulduğunda onun fazlasıyla sinirli bir şekilde aşağı kata indiğine şahit oldum. Uraz ile birlikte peşinden gitmeye başladığımızda kendi kendine söylenen Dila dış kapıyı açmıştı. Kaşlarım çatıldı ve bakışlarım kapının önündeki kişiye döndü.

"Lan? Ne işin var senin burada oğlum?" Diye sinirle sesini yükselten Uraz'ın kolunu tuttum ve uyarır şekilde hafifçe kolunu sıktım.

Baran'ın bakışları benden başka bir yere kaymıyordu. Ama ben onu görmekten rahatsız oluyordum.

"Zehra, kusuruma bakma ama beni çok sıkıştırdı. Ne diyecekse desin ve gitsin." Diye homurdanan Dila ile elimle yüzümü sıvazladım.

Bakışlarım tekrar Baran'a döndüğünde başımı iki yana salladım. "Birazdan Yavuz gelecek ve seni görmesini istemiyorum. Lütfen gider misin?" Diye sordum son derece kibar bir şekilde.

Başını iki yana salladı ve tam dudaklarını aralamış bir şey diyecekken arkasında Yavuz belirdi. O buraya ne kadar da yakındı öyle. Daha az önce konuşmuştuk ve hemen gelmişti.

Yavuz'un aşırı derecede sakin durması beni korkutuyordu. Baran ise Yavuz'dan hiç çekinmiyor ve bana bakmaya devam ediyordu.

"Zehra, seni bir yanlıştan döndüreceğim. O yüzden buradayım." Diyen Baran derin bir nefes aldı ve Yavuz'a baktı. İkisi arasında geçen bir olay olduğunu anlamam çok uzun sürmedi. Kafamı karıştıran iki nokta Yavuz'un son derece sakin bir şekilde olanları izlemesi ve söylenenleri söylenecekleri sakince dinlemesiydi.

"Dinlemek istemiyorum, gider misin?" Diye mırıldandım Yavuz'un yanlış anlamasından korkarak. Umarım onun burada oluşunda benim parmağım olduğunu düşünmüyordu.

"Dinle." Dedi Baran ve bana doğru bir adım attığında Yavuz kaşlarını çatarak iki adım geldi arkasından. "Yavuz seni bir hırs uğruna kurban edecek. Onun istediği işi ben aldım ve onun istediği koltukta ben oturuyorum diye benden bu şekilde intikam almak istedi." Dediğinde çatık kaşlarım yavaş yavaş havalandı. Ne diyordu bu? "Onunla evlenerek bir 12 sene daha çöpe atmana göz yumamam." Dediğinde dolu gözlerine baktım. O kadar çok saçmalamaya başlamıştı ki...

"Baran çeneni kapatmayı öğretmediler mi sana aslanım, ha?" Diye sordu Dila eline geçen ilk vazoyla ona doğru yaklaştığında Uraz onu belinden yakaladı.

Bakışlarım Yavuz'a döndüğünde bana gülümsediğini gördüm. Ona sarılma ihtiyacı ile yanıp tutuşuyordum.

"Bir şey söylesene sevgilim." Diyen Yavuz kendinden oldukça emin duruyordu. Ondan böyle bir sebepten dolayı uzaklaşmam mı amaçlanmıştı? Daha çok beklerlerdi.

Yavuz'un dudaklarının arasından çıkan sözler Baran'ı çıldırtmaya yetse de bu umurumda değildi.

"Sen bana anlattığın şeyleri tekrar tekrar anlatmak için mi geldin buraya kadar?" Diye sorduğumda Yavuz'a, Yavuz hariç hepsinde şaşkınlığı hissettim. Baran oldukça beklenmedik bir hamle ile karşı karşıyaydı. Bakışlarım Baran'a döndü. "Sen anlamakta zorluk çeksende ben artık evli sayılırım ve böyle basit mevzuları bir kere konuşmak bize yetiyor. Sen bu konuları tekrar açınca da ben onunla ayrılmıyorum." Dedim ve Baran'ın yanından geçip Yavuz'un elini tuttum ve eve çektim. Baran kapının dışında kalmıştı. "Şimdi git de biz biraz önemli konu konuşalım." Dediğimde Baran'ın suratına kapıyı kapattım. Artık fazla bile dayanmıştım.

Derin nefesler alarak arkamdaki üçlüye döndüm. Yüzümde kocaman bir gülümseme oluşurken ellerimi iki yana açtım.

"Eee? Ne oynuyoruz?" Diye sordum heyecanını bastıramadığım sesimle. Güya önemli şeyler konuşacaktık. Hepsi bana bakarak güldüğünde bu gece bol eğlenceli geçecekti, anlaşılmıştı.

***
Bölüm sonu...

Kısa oldu ama yorgunluk beni bitirdi. Bugünlük böyle idare edin en kısa zamanda tekrar buradayım guzulaaar.🤍

Bölüm Yayım Tarihi: 10.08.2023

Instagram: ceyvehikayeleri

Dünyamın Tersi |TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin