8

74 5 0
                                    

Naber?

Iyi okumalar.

☆☆☆

Gün aymaya gece kendini sabaha bırakmaya başlamıştı yavaş yavaş. Kanepe de yan yana yatan ve daracık alandan dolayı iyice birbirine sokulmuş durum da olan, iki bedenden birsi çoktan uyanmış ve gece omzunda uyuya kalan Jeongguk'u rahatsız olmasın diye kucaklayıp kulübede ki kanepeye yatırmış kendisi de yanına yatmıştı. Güzeller güzeli bedeni izleyen Taehyung neden bunu yaptığını bile bilmiyordu içinden gelmiş ve kendini artık tutmak istememişti.

İyi ki tutmamışım diye düşündü esmer tenli oğlan çünkü bu güzelliği bir daha böyle izleyip bu huzurun tadına bir kez daha ne zaman bakacağı meçhuldü. Eline geçen fırsatı iyi değerlendiryordu genç adam.

Parmaklarını, süt beyaz olan tene düşen koyu kahve saçları kulağının arkasına itmek için kullanmıştı. Şimdi güzel yüzü daha iyi göryordu. Onu incitmek istemiyordu ama şartları bunu gerektiriyordu, ona onu taciz etmediğini söylemek istiyordu o gün barda onun sandığının aksine ona art niyet ile yaklaşmamıştı ne kadar sarhoş olsa da hatırlıyordu bir çok şeyi, hatırlıyordu hatırlamasına ama yanında yatan güzele söyleyemedikten sonra ne yazardı hatırlaması.

Uyurken melek gibi görünen ama güzel gözleri açık olunca asi bir yaban ceylanına benzeyen beden, yavaş yavaş gözlerini açmaya başlamıştı. O sırada Taehyung ellerini hemen çekmiş ve gözlerini kapatmıştı, daha yeni uyanan ve bilinci yerinde olmayan genç adam bu hareketi fark etmemişti bile.

Gözlerini ovuşturmuş ve hâlâ dipdibe olduğu bedene bakmıştı. Güzel uyuma taklidi yapıyordu Taehyung, bunun getirisi de yanağına dokunan parmaktı, tahminince işaret parmağıydı. Hafifçe yanağını dürtüyor ve bazen de okşuyordu.

"Dün dediğim şey yüzünden umarım beni yanlış anlamaz ve kötü davranmazsın. Evet onu söyledim ama sonuçta başkasını seviyorsun ve zamanı geri alamayız ayrıca sana aşık fln da değilim." Bir anda konuşmaya başlayan Jungkook ile ilk başta nerdeyse tepki verecek olan Taehyung kendini sıkmıştı.

Bir anlığına uyuma numarası yaptığını anladığını düşünmüştü, Jeongguk sadece kendi içini rahatlatmak ve Taehyung'a uyanıkken söylmeye cesareti olmadığı için o uyuyorken açıklama yapıyordu. Tabi sadece o uyuyor sanıyordu.

Jeongguk susmuş ve Taehyung'u izlemeye devam etmişti, Tae eğer şuan gözlerini açmaz ise uyuyacaktı ve Jeongguk'un da gözlerini çekmeye hiç niyeti yok gibi duruyordu, o yüzden yavaşca sanki yeni uyanıyormuş gibi gözlerini aralamıştı. Gözlerini açtığında bir çift ela göz ile karşılaşacağını bilse bile irkilmişti.

"Ne yapıyorsun öyle uyandıysan gitseydin ya neden beni izliyorsun." Taehyung hafif de olsa panik yapıştı ve bunu belli etmemek için sert konuşuyordu.

Jeongguk alışmıştı ve umursamıyordu artık. " Gidiyordum zaten dalmışım sadece hemen kendi üstüne alınma." Ve o da aynı şekilde karşılık veriyordu.

"İyi, ayrıca kendi üstüme falan al-" sözünü kesen küçük ve boş kulübe'nin içinde yankılanan bir kapı çalma sesiydi, kulübe'nin  kapısı çalmıştı. Kimdi acaba? Bu saat de kim olabilirdi?

İki beden birbirine bakmış ve en sonunda kapının tekrar çalması ile ilk atak yapan Jeongguk olmuştu Taehyung'un üstünden geçmiş ve kapıya doğru gitmişti tam kapıyı açacakken.

"Dur! Bekle ben de geleyim ne olur ne olmaz tek açma kapıyı." Sözünü bitirmeden Jeongguk'un yanında yerini almış ve kapıya dönmüştü. Ardından Jeongguk kapıyı açmış ve karşılarında gördükleri beden ile ilk tepki veren hala eli kapı kolunda olan Jeongguk'du.

"Yeon?!" Şaşırmış yüz ifadesi ile Yeon'a bakan Jeongguk kendine gelmiş ve tekrar dudaklarını aralamıştı, "Ne arıyorsun burda geleceğini söylememiştin, dün de konuşmadık geleceğini." Yeon ilk önce sırıtmış ardından dudaklarını aralayıp konuşmaya başlamıştı.

"Seni kontrol etmeye geldim, malum bir alfa var yanında ne olacağı belli olmaz. Ayrıca okul için de geldim beraber gideriz diye, hazırlan da çıkalım hadi."

"Ah tamam ben geliyorum telefonumu felan alayım bekle biraz." Yeon kafasını sallamış ve Jeongguk'un içeri girmesini izlemişti, Jeongguk'un gözden kaybolması ile yüzündeki tebessüm bir anda yok olmuş ve ifadesiz yüzünü karşısında ki hâlâ kapının yanında dikilip ona aynı kendisinin baktığı gibi bakan Taehyung'a çevirmişti.

"Bak eğer gerçekten Hejae'yi seviyorsan Jeongguk ile arana belirli bir mesafe koy, ama yok ben kararsızım diyorsan da, kafan hâlâ karışıksa da otur düşün düzgünce ne Hejae'yi ne Jeongguk'u üzülmesine izin verme. Ha eğer Jeongguk'u üzersen karşında beni bulursun ve beni karşında bulursan o bedenin yerde ağzın yüzün dağılmış bir şekilde yatıyor olur. Anladın mı?"

"Bitti mi? Eğer bittiyse ikile boş gürültü yapıyorsun."

Bu sırada Jeongguk geri gelmiş ve birbirilerine öldürecek gibi bakan iki bedene kaşları çatık bakmıştı. "Ne oluyor? İki dakika yanlız bıraktım niye öldürecek gibi bakıyorsunuz birbirinize."

"Gibisi fazla!"

"Gibisi fazla!"

İkisi aynı anda söylemiş ve birbirlerine bakıp yüzlerini buruşturmuşlardı. Jeongguk tam birşey diyecekken Taehyung konuşmuş ve Jeongguk'un konuşmasını engellemişti.

"Neyse git artık haftaya yine aynı saat de burda olursun." Jeongguk dışarı adımını atmış ve başı ile onaylayıp Yeon'nun koluna girmiş ardından birde sözlü olarak onaylayıp son kez Taehyung'a bakıp biraz ilerideki arabaya yürüyüşlerdi.

"Tamam. Görüşürüz."

Tabi arkasında sinirli bir Taehyung bıraktığında habersiz. Taehyung kapıyı çarpmış ve içeri girmişti.

°°°

Okula giriş yapan ikili biraz ileride ki kamelyada oturan Jimin'in yanına gitmişlerdi.

"Jeongguk nasılsın? Umarım kötü birşey olmamıştır, normalde bir kaç saat durmayacak mıydın? Sabaha kadar duracağınızı söylememiştin."

Kamelya'ya oturan ikili ile Jimin dirket soru yağmuruna başlamıştı. "Evet planımız o yöndeydi ama ben uyuya kaldım o da ses etmedi sonra yorgunluktan o da uyuya kalmış sanırım, öyle işte. Birşey olmadı." Jeongguk hızlı hızlı konuşmuş ve kısa kesmişti biraz da geçiştirmişti ama Jimin'in tabi ki susması mümkün olmamıştı.

"Nerde yartınız ki o kulübede pek birşey yok, bir kolduk bir pike var sadece. YOKSA AYNI KALEPEDE YAN YANA AYNI PİKENİN ALTINDA MI YATTINIZ?"

Bir anda yükselen Jimin'in sesi ile birkaç kafa oturan üçlüye dönmüştü ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Bu sırada Jeongguk Jimin'in ağzını kapatmaya çalışıyor ve bağırması engellemek için çabalıyordu.

"Jimin sus sana niye bağırıyorsun, Ahh herkes bize bakıyor." Jeongguk telaşlamış ve paniklemişti, bu duruma Yeon bir yandan gülüyor bir yandan da Jeongguk'u sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Jeongguk dur tamam sakin ol, biliyorsun Jimin heycanlanınca sesinin ayarını kaçırıyor bağırmaya başlıyor."

Yeon ortalığı sakinleştirmiş ve Jeongguk'u yerine oturtmuştu bu sıra da Jimin dağılan saçlarını düzeltiyordu.

"Off neyse hadi sınıfa gidelim duyan duymuştur zaten banane. Zil çalacak şimdi hadi kalkın." Umursamaz davranmaya çalışyordu Jeongguk ne kadra başarabilirse tabi.

Oturdukları yerden kalmış ve sınıfa doğru ilerleremişlerdi. Jeongguk ne kadar umursamıyorum dese de o duyanlar arasında bir kişi vardı Jeongguk'un bile umursayacağı. Daha doğrusu duymasını istemeyeceği ve duyması sonucunda kaosun çıkacağını bildiği bir kişi.

Hejae,

Jeongguk'ların oturduğu kamelyanın solunda, 2 kamelya ileride ağaçların altında bulunan ve görülmeyen bir bank da oturyordu ve tüm konuşulanları duymuştu.





Devam edecek...

•Tatiana•

Love | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin