11

78 9 0
                                    

Naber?

Başta ki italik yer önceki bölümden hatırlatmadır.

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum💜

İyi okumalar.

☆☆☆

"Benim." Jimin'in sözünü kesen ses ile iki arkadaş da sol taraflarına dönmüş, onlara bakan Min Yoongi ile karşılaşmışlardı. Jimin'in gözleri kocaman açılmıştı hızla arkasını dönüp saçını, üstünü ve duruşunu düzeltmişti ardından tekrar Yoongi'ye dönmüş, "Min Yoongi? Selam." Elini kaldırmış ve sağa sola hafif bileğinden oynatmıştı. Yoongi garip garip bakması ile hızlıca elini indirmiş arkasına saklanmış ardından gözleri kısılacak kadar büyük gülümsemişti.

Jungkook azıcık şaşırmış olsa da hemen toparladı tahmin etmezdi ama olmuştu bir kere ne diyebilidi ki.

"Adımı biliyorsun." Yoongi, Jimin'e biraz daha yaklaşmış ve iki adımlık mesafe bırakmıştı.

"Bilmemem saçma olmaz mı? Aynı okuldayız ve sen basketbol takımındasın, aynı zaman da çok da popülersin." Jimin büyük gülüşünü küçültmüş ve tebessüm ederek konuşyordu. Bir yandan ise kazağının ucu ile oynuyordu, Jeongguk ise sanki orda hiç yokmuş gibi cilve yapan arkadaşını hayretle izliyordu.

Jeongguk telefonuna gelen mesaj ile odağını ikiliden çekmiş ve telefonu eline alıp şifreyi girerek Kakaotalk'dan gelen bildirime girmişti. Mesaj Taehyung'dan gelmişti ve aklına oda da gördüğü görüntüler doluşmuştu, gözleri telaş ile kocaman açılmıştı.

Taehyung ucubesi:
Nerdesin?
Çabuk gel

Mesajı görmüş ve dirket ayaklanmıştı bir yandan meseja cevap veriyor diğer yandan ise âni hareketi ile üzerine çevirilen iki çift göz ile arkadaşına açıklama yapmaya çalışıyordu.

Jeongguk:
Tamam iki dakikaya ordayım

"Jimin benim gitmem gerek acil bir işim çıktı sonra görüşürüz. Tanıştığıma memnun oldum Yoongi ."

Cevap beklemeden ordan ayrılmış, ortak binaya doğru yürümeye başlamıştı hızlı yürüdüğünden bir kaç dakika içinde ortak binanın kapısına gelmiş vakit kaybetmeden içeri girmişti. Girişden sağ tarafa yönelmiş kantin bölgesi ile karşılaşmıştı. Dikkat çekmemek için hızını düşürmüş ve etrafa bakmıştı Hejae yoktu, kantinin sonuna gelmiş sol tarafa yönelip yangın merdivenlerinin oraya girmişti, ardından binanın arkasına açılan kapıdan çıkmış sessizce kapatıp etrafına bakmıştı.

Bir kaç adım atmış ve sol taraftan kolunun çekilmesi ile dengesi şaşmıştı, kendini zar zor ayakta tutmuşken sırtının sert bir yere çarpması ile acı ile bağırmıştı.

"Ahh! Sırtım... Amına koyim ne yapıyorsun ya!" Sırtını tutmuş ve kendisinin canını acıtan kişiye bakmıştı. Tabii ki de karşısındakinin kim olduğunu biliyordu, kolunun tutulduğu andan beri. " Ne yapıyorsun sen? Senin yüzünden hem düşecektim hem belimi kıracaktım hareketlerine dikkat et ben senin ordan oraya savurabileceğin eşya değilim. Adamca çağır, gelelim düzgünce konuşalım."

Jeongguk hafif bir şekilde üstüne yürümüş ve sesi yükselmişti gözlerindeki öfke bariz hissediliyordu. Taehyung beklemediği tepki ile dona kalmış ve kendisine yaklaşan kızgın yüz, öfkeli gözler ile kasları havaya kalkmış gözleri açılmıştı.

 Taehyung beklemediği tepki ile dona kalmış ve kendisine yaklaşan kızgın yüz, öfkeli gözler ile kasları havaya kalkmış gözleri açılmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Love | Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin