15-''İyi misin?''

2.6K 244 42
                                    




Elimde televizyon kumandası önümde açık Netflix vardı ama hiçbir şey izlemiyordum.Bugün her saniye daha da kötüye giden bir gün olmuştu.

Şerefsiz piç şef, yine en ufak bir şeyde bu sefer müşterilerin önünde beni azarlamıştı ve cevap bile verememiştim. Eşi ile boşanma sürcinde oluşunun tüm hıncını benden çıkarıyordu ve mutfaktan kimse beni öyle gördükleri halde iyi misin demek için yanıma gelmemişti. Ben onların üstü de olsam hiçbir zaman onlara bana davranılan şekilde davranmamıştım ama yine de biri bile iyi misin diye sormamıştı.

Kendimi tuvalette ağlarken bulmuştum ve kapının açılıp kapanma seslerinden birilerinin içeri girip beni duyduğunu biliyordum. Yine de kimse iyi misin diye bile sormamıştı.

Bu bana duygularım olmadığımı iddia eden İlker'den sonra hiç iyi gelmemişti. Bir ilişki içine girmemem duygum olmadığı değil, güvenim olmadığı anlamına gelirdi. Herkes sadece zevkine bakıyordu bu hayatta, bir gün ona daha çok zevk veren bir şey sonunda herkes çekip giderdi.

Oflayarak saçlarımı karıştırarak kumandayı bırakarak gözlerimi tavana diktim. Kendimi yalnız hissediyordum, kimsenin iyi misin diye sormamasını kafamdan çıkaramıyordum.

Lise zamanlarına dönmüş gibi hissetmiştim kendimi. Homofobik çocuklar üstüme gelip beni dövdüklerinde tuvaletin bir köşesinde ağlardım. O zamanda kimse bana iyi misin diye sormazdı çünkü bir arkadaşım bile yoktu.

Uzaktan ne kadar sosyal bir kelebek gibi görünsemde üniversiteye kadar arkadaşım bile olmamıştı. Sonra hayatıma Fuat ve Ekin girmişti. Ekin'i ona aşık olamadığım için kaybetmiştim, bu duygusuz olduğumu göstermezdi sadece ona karşı o tarz bir duygum olmadığını gösterirdi.

Kendimi o kadar yalnız hissetmiştim ki bugün restoranttan dönüşte annemi aramıştım.Beni ne zaman ziyarete geleceğini sormuştum,babamın hasta olduğunu onu bırakıp gelemeyeceğini söylemişti. Bir şerefsiz de babam olduğu için annemin yanına onu bile ziyarete gidemiyordum.Erkeklerden hoşlandığımı öğrendiğinde beni evlatlıktan reddetmişti.

Annemin gelemeyeceğini öğrenince abimi aramıştım.Geçenlerde izine geleceğinden bahsetmişti o yüzden bir umutla onu arayıp ne zaman geleceğini sormuştum. Bana izninin iptal olduğunu ama en yakın zamanda geleceğini söylemişti. Bozuntuya vermemeye çalışsamda ağladığım için kırık çıkan sesimden dolayı ne olduğunu sorup üstelemeleri üzerine telefonu kapatmıştım.

Beni aramaya devam ettiği için telefonum saatlerdir kapalıydı çünkü ağzımı açsam küçük bir çocuk gibi ağlayarak; abi çok yalnızım ,derdim.

Abim ise işinden dolayı gelemezdi ve bu durumuma kahrolurdu. Onu üzmekten başka bir işe yaramazdı.

Gözümden akan yaşı silerek gözlerimi kaşıdım. Kendimi güçsüz hissetmekten ve ağlamaktan nefret ediyordum.

Çalan kapıyla oflayarak uzandığım koltuktan kalktım. Gecenin bu saatinde evime gelse gelse hırsız gelirdi, o da kapıyı çalmazdı.

Israrla çalan kapıya doğru sinirle yürüdüm. ''Alacaklı mısın lan ne basıyorsun zile bu kadar?!''Diye bağırırken kapıyı açtığımda gördüğüm kişi belki de şu an düşünsem aklıma gelecek son kişiydi.

Belki de en ihtiyacım olan kişiydi.

''Çağ iyi misin?'' diye nefes nefese sorduğu soru ile elim kapının kulbunda şaşkınlık içinde ona bakıyordum. Bugün bir kişinin bile bana sormadığı soruyu duymak gözlerimi yaşartırken kafamı yere eğdim.

''Senin ne işin var burada?'' derken hala kapıda dikilen adama kapıyı biraz daha açarak elimle içeriyi işaret ettim. ''İçeri gel.''

''Abin,Fuat'ı aramış saatlerdir sana ulaşamıyormuş. Fuat'ın da işi vardı gelemedi.''Diye açıklama yaparken az önce yatarak tavanı izlediğim koltuğa oturmuştu. Siyah gömleği üstünde resmi bir blazer ceket ve altında ise kumaş pantolon vardı. Saçları üstüne tezat çok karışık duruyordu, gözleri endişeli.

Kafası Güzel  [BoyxBoy]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin