"Anlamıştım ki insanın ahlaksız olması için zaman yada mekanın bir önemi yoktu."
Sanırsam bu sarayda tek huzur bulduğum yer bu bahçeydi. Kuşların sesi,her renkten olan çiçekler ve o çiçeklerin insanı sarhoş edecek kadar olan güzel kokusu... Sanki cennetten bir köşeydi.
Bugüne kadar bir çok kez huzurun tanımı yapılmıştı.
Huzurun farklı şekilde ifade edilmesinden dolayı da binlerce farklı tablo resmedilmişti.Huzur tamamı ile soyut olan bir kavramdı. Tanımı herkes için çok farklıydı.
Kimine göre bir yavru kedi,kimine göre bir kitap,kimine göre sessizlik...
Benim huzur tanımım da bu bahçeydi.
Bu bahçe huzuru tüm hücrelerim ile hissetmemi sağlıyordu.
"Bu bahçeyi sevdin herhalde Hatun?"
Ayşe'nin bana yönlendirdiği soru ile kafamı Ayşe'ye çevirdim.
"Bu kadar mı belli oluyor?" dedim gülümseyerek
"Günün büyük bir çoğunluğunu bu bahçede geçiriyorsun."
Sarayda başka yapılacak bir şey vardı da ben yapmıyordum sanki.
"Saraydaki tek huzur bulduğum yer burası."
Ayşe bana cevap vermek için ağzını açmıştı ki bize doğru gelen veziri görmesi ile ağzını geri kapadı.
Ayağı kalkıp veziri selamladı.
Vezirin bana doğru yönlendirdiği adeta emir niteliği taşıyan bakışları yüzünden ben de mecburi olarak ayağa kalkıp veziri selamlamak zorunda kalmıştım."Sıhhatiniz nasıldır Hatun?"
"İyiyim. Sağolun." dedim. Ayşe'nin yalandan uyarı niteliğinde olan öksürmesi ile" Vezirim." diyerek cümleyi tamamladım.
"Âlâ."
Yanındaki askerlerden birisine "İbrahim." diye seslenmesi ile başı önünde bir asker öne doğru çıktı."Bu vakitten sonra senin güvenliğinden İbrahim sorumludur."
"Buna gerek yoktu vezirim."
'Vezirim' kelimesini üzerine basa basa kinayeli bir şekilde söylemiştim.
Vezirin de yüz ifadesine baktığım zaman onun da bunu anlamış olduğunu fark ettim.
"Sana fikrini soran olmadı hatun. Bu sarayın şuan da tek yetkili kişisi olarak bu karara vardım. Senin de kararıma sorgusuz sualsiz uymanı emir ediyorum."
Bu vezir bozuntusunun beni öldürmeyeceğini bilsem karşı çıkardım. Ama karşı çıktığım an beni öldüreceğinden kuşkum olmadığı için susmak ile yetindim.
Yanıt verme gereği hissettiğim için
"Tamam." dedim.Vezir bana doğru bir adım daha gelerek bana daha yakın olmuştu.
"İbrahim bundan sonra senin hizmetindedir. Saray kurallarını aşmayacak takdirde her emrini yerine getirip güvenliğini sağlamak için sana hizmet edecektir." dedi.
Sonra İbrahim isimli askere dönerek
"Yüzümü kara çıkarmayasın İbrahim. Dilşah hatuna gözün gibi bakasın."
"Hiç kuşkunuz olmasın vezirim."
"Âlâ." diyerek peşindeki diğer askerler ile yanımızdan uzaklaştı.
İbrahim ise bizim yanımızda kalmıştı.
"Bir isteğiniz var mı Efendim?" diyerek yanıma yaklaşan askere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I FEVERAN (DÜZENLENİYOR)
Fiction HistoriqueBedenler bir kıyafet gibidir. Asıl gerçek vücut olan ruhtur. Ve şuanda o bahsettiğin kızın ruhu burada değil. O bahsettiğin evrende sıkışıp kalmış. O evrenden kurtulup buradaki beden kıyafetini giymesi gerek. Yoksa sonsuza kadar ruhu orada hapis kal...