"Çiçek sevdiğini herkes,papatya sevdiğini bir ben bilirim sevgilim."
Kaç gündür zindandayım bilmiyordum. Ama artık dayanacak gücüm kalmamıştı.
Kaç gündür her şeyin üstesinden gelmek için çabalıyordum.Ama bugün çabalarımın boşa olduğunu anladım.Beni attıkları bu iğrenç zindanda susuzluktan ölecektim.
Su hariç hiç bir şey düşünemiyordum.
Soğuk, açlık, zindan... Şuan bunların bir önemi yoktu gözümde.Tek istediğim bir yudum da olsa su içmekti.
Boğazım yanıyordu...
Askerlerden birisini çağırıp su istemeyi istiyordum.
Ama boğazımdaki kuruluk bunu engel oluyordu.
Bırak askerlere seslenmeyi nefesi bile zor alıyordum.
Nefes alacak hâlim bile kalmamıştı.
Annemler ile televizyon da bir belgesel izlemiştik.
Dünyadaki su kaynaklarının tükenmesi ile insanların büyük sıkıntılar çekeceğini anlatan bir belgesel.
"Gerekli önlemler alınmazsa beklenen su savaşları çok yakın bir gelecekte olacak.....
Bir bardak su için bile insanlar çok kolay katil olabilir.."
Şuan da anlıyordum... O zamanlar sadece dinleyip geçtiğim şeyi şimdi çok iyi anlıyordum.
Su için insan katil olabilirdi. Bundan artık emindim.
Susuzluk insana her şeyi yaptırabilir...
Şuan eğer ayağa kalkacak gücüm olsa, bana bir bardak su vermeleri için her şeyi yapardım...
Ağzımın içinde en ufak bir damla tükürük kalmamıştı. Dudaklarım çatlamıştı.
Gerçekten ölecektim. Bir şeyle yapmassam ölecektim.
Bir ümit ile;
Elimi vurarak ses çıkarmaya çalıştım.
Amacım sesi duyan askerlerin buraya gelmesiydi.Ama olmadı...
Elimi vuracak kadar gücüm yoktu. Parmağımı bile kıpırdatamadan soğuk zemin üzerinde yatıyordum.
Aklım karışıktı...
Düşünemiyordum.
Beynim sanki çalışmayı bırakmış gibiydi.Üzerime kara bir bulut gibi çöken halsizlik ile gözlerimi kapadım.
Ölüyordum...
Bu sefer eminim gerçekten bu sefer ölüyordum.Belki ölürsem gerçek hayata dönebilirdim.
Bu gördüğüm korkunç rüyadan uyanmamın tek yolu ölmekti...
Annem,babam,Dilara,Ege,Aslan....
Bana en yakın olanlara şimdi en uzaktım.
Onların yanına gitmek istiyordum.
Kulağıma giren uğultu ile;
Beynimin içinde bir ses yankılandı."Keşke bize bir şans verseydim."
Bu Aslan'nın sesiydi.
Aslan... Kaç yıldır plotonik olduğum çocuktu.
Her kızın beyat atlı prensi olur derler ya.
İşte benim prensim de oydu.
Hiç bir masala başrol olamayacak kadar mükemmel bir prensti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I FEVERAN (DÜZENLENİYOR)
Fiksi SejarahBedenler bir kıyafet gibidir. Asıl gerçek vücut olan ruhtur. Ve şuanda o bahsettiğin kızın ruhu burada değil. O bahsettiğin evrende sıkışıp kalmış. O evrenden kurtulup buradaki beden kıyafetini giymesi gerek. Yoksa sonsuza kadar ruhu orada hapis kal...