31.Bölüm SON part 2

58 8 8
                                    

Lanetli sıfatının artık benim ayrılmaz bir parçam olduğuna emindim. Çünkü hayatına bir kez de olsun girdiğim her insanı kendi lanetime çekip hayatlarını karartıyordum. 


 El bileklerimde ki kalın halatlardan yürümem için beni çekiştiren askere öfkeli bir şekilde bakarak; " Bu halde beni sürüklemeye devam edersen saraya varmadan ölmüş olacağını bilmen gerek." dedim. 

 Asker ise beni umursamadan "Bundan daha güzel ne olabilir ki? Dünyadan bir fahişe eksilmiş olur." diye yanıt verdi.

 Bana fahişe demek Onun ne haddineydi? Ahh! Ellerim bağlı olmasaydı da o aptal yüzüne yumruğumu geçirebilseydim.

 "Padişahın köpeği olan bir zavallıdan bunları duymak inan beni h-" Yüzüme inen tokat darbesiyle sendeleyerek arkama doğru düştüm. Gerçekleri duymak ağrına gitmişti anlaşılan.

 Hıncını alamayıp üzerime doğru yürüyen askeri diğer asker durdurmuştu. Sarı saçları gözünün önüne düşmüş daha çocuk denebilecek yaştaki asker; "Onun söylediklerine sağır ol Ali kardeş." dedi.

"Padişahımıza hakaret etti. Böyle bir durumda onun kellesini almış olmamız gerekmez mi?" "Hünkarın Onları canlı istediğini bilirsin! Onun suçunun cezasını hünkarımız kese-" Cümlesini yarıda keserek; "onlar derken başka kimi kast ettin?" diye sordum.


 Şuanda ellerinde olan tek kişi bendim yoksa başka biri daha mı vardı? Sakin mizaçlı asker; "Cüneyt de dün yakalandı. Senle birlikte saray-" diye bana yanıt verirken, şu lanet olası diğer asker "Ona malûmat vermen gerekmez Sina." dedi. Sonra beni işaret ederek "şunu yerden kaldır da yolumuza devam edelim." diyerek cümlesini tamamladı. Sina isimli asker kolumdan tutarak beni kaldırırken benim aklım da tek bir düşünce vardı. 

 "Cüneyt"

 Cüneyt yakalanmıştı. Bu nasıl mümkün olabilirdi? Onu o ormanda nasıl bulabilmişlerdi?

Gerçi olaydan sonra  dört gün geçmesine rağmen beni Ferzan dedelerin evinde bulan askerlerin ormanda Cüneyt'i bulması daha kolay olmuştur.

 Evet doğru duydunuz. Ferzan dedeler ile kahvaltı sofrasına oturduktan hemen sonra kapıyı kırarak içeri giren askerler beni yakalamışlardı. Tam bir film sahnesi gibi değil mi? Ama yaşadıklarımın hiç biri film değildi.

Yaşadığım her şey beni sonuma doğru bir adım daha yaklaştırıyordu. 


merhaba canlar  bu bölüm kısa çünkü diğer bölümün part 2 si olduğu için diğer olayları bu bölümde anlatmak istemediğim için bu bölümü kısa tuttum ve üzülerek söylüyorum bitiyorr. kitabın finaline sadece 2 bölüm kaldı. ve o iki bölümü de dolu dolu yazacağımdan şüpheniz olmasın. dediğim gibi artıkı son iki bölüm kaldığı için onları bir çırpıda yazmak istemiyorum. üzerinde baya emek sarf edeceğim 2 bölüm olacak. 

ama merak etmeyin sizlerle ayrılmayacağız yeni kurgularım var o kurgularda görüşmek dileği ile. şimdilik kendinize iyi bakınnn


AŞK-I FEVERAN (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin