İyi okumalar! Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)
Bölüm şarkısı:Aydilge-Sorma
2.Bölüm:Yer ve gök
"O askerse ben de hemşireyim değil mi anne?"Evet hemşireydim.
Gün öylece muhabbetlerle geçti.Ertesi sabah evin içindeki koşuşturmalara sağır kalmak mümkün olmamıştı.Duysanız annem ve babam bildiğiniz eve at sokmuş koşturuyorlardı zannederdiniz.Söylene söylene kalktım yatağımdan.Olacak iş değildi!
Odadan çıktığım gibi biriyle karşılaşmam bir oldu.Bu muydu adımlarıyla yeri göğü inleten?
Şen kahkahasıydı yeri göğü inleten,şimdiyse adımları.
Gördüğüm kişiyi uyku mahmurluğuyla umursamaksızın adımlarımı merdivene yöneltip aşağıya indim.
Mutfağa girip alelacele bir şeyler hazırlayan annemi görmemle sormam bir oldu."Birincisi ne bu acele ve ikincisi yukardaki adam kim anne?Hayır benim odamın önünde işi ne ayrıca?"
Annem anında bana dönerek inanamayan gözlerle baktı."Şaka yapıyorsun değil mi?"
"Ne şakası anne ne diyorsun ya?"daha gözlerimi bile doğru düzgün açamazken annem bana şaka maka diyordu.
"Ömer geldi Ceylan.Yukarıdaki o."
İşte tam bu andı.Belki bazılarının hayatında jenerik müziği en başından başlardı ancak benim jenerik müziğim tam şu an başlamıştı.Kafama darbe almış gibi yankılandı ismi kafamın içinde.Önce inanmak istemedim.Onu görmeyeli yıllar olmuştu.Öyle ki onu tanıyamamıştım.
Mutfaktan çıkıp merdivenlere geri yöneldiğimde aynı yerde duvara yaslanmış Ömer'i gördüm.Bu o muydu yani?
En son gördüğüm Ömer çocukken şuan karşımda bildiğiniz kocaman bir adam vardı.
Üzerindeki gri tişörtü ve altındaki pantolonu oldukça hoş bir hava katmıştı.Yanık teni daha da iyi gösterirken,geniş omuzları ve yapılı bedeniyle tişört vücuduna tamamen yapışmıştı.Tişörtünün altından kabarıklığı belli olan asker künyesini de fark ettim.Tişörtünden gördüğüm kadarıyla kolları da oldukça güçlü gözüküyordu.Orta derecede olan sakalları esmer teniyle uyum içerisindeydi.Hafifçe öksürerek bakmayı kestim.Ayaküstü adamın fotokopisini çekmiştim gözlerimle.Bir şey bekleyen bakışlarını sürdürdü.
Yıllar sonra ne söylenirdi ki?Özledim mi diyecektim?Özledim mi diyecekti?İkimiz büyümüş,küçükken ise bambaşka yerlere dağılmıştık.
"Ömer."gülümsedim kendimi zorlaya zorlaya.Ne yapmam ne demem lazımdı?
"Ceylan" ses tonu da epey değişmiş, erkeksi bir tona bürünmüştü.
"Gerçekten tanıyamadın mı?"dediğiyle güler gibi bir ses çıkarttım. Çocukluk halini görsem elbette tanırdım ancak o kadar çok değişmişti ki. Belki de odaklanmadığım için de tanımamış olabilirdim.
Tam ağzımı açmış yanıt verecekken babam ortama giriş yaptı.İyi ki gelmişti çünkü ben daha ne diyeceğimi bile seçememiştim.Heyecandan falan değildi.Konuşmak çok değişik hissettirmişti sadece.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN
Teen Fiction"Ömel! Ömel!" Gülmeden edemedi Ömer. "Zilli! Napıyorsun tek başına!" "Bakkala dittim" haylaz bi şekilde sırıttı küçük kız.Kelimeleri kendine göre değiştirerek konuşabiliyordu ancak. Ama Ömer onu ezbere biliyor,her dediğini anlayabiliyordu.