Yine geç gelen bir bölüm!Kusura bakmıyorsunuzdur inşallah bebişler.Umarım hoşunuza gider.Bu bölüm biraz olayların başı niteliğinde olacağı için kısa olabilir.Belki sıkıcı gelebilir ama lütfen sonuna kadar okuyun.Özlem giderelim biraz.İyii okumalar oylarınızı ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen 🤍.
Bölüm şarkısı:Gökhan Türkmen-Çatı Katı
5.Bölüm:Beklenmeyen
Hayat her zaman insanlara kazık atmayı severdi.Mutlu edince ağlatır,ağlayınca da mutlu ederdi.Böyle sonsuz bir döngünün içinde döner durduk aslında.Ne zaman gülüp ne zaman ağlayacağımız hiç belli olmazdı.Belki derdiniz "benden mutlusu yok,hiç bir şey beni üzemez."üstünden fazla geçmeksizin bir felaket bulurdu sizi.Bu yüzden her şeye sınırında sevinir,sınırında üzülürdüm ben.Alışmıştım böyle olmaya.Çok heyecanlanırsam gider diye korkar,çok ağlarsam unutamam diye korkardım.
Ömer ve ailesi de benim çocukluğumun en iyi yanıydı.Beklenmedik olaylar bizi derinimizden vurup savurmuştu.Böyle olmasını kimse beklemezdi.Bir gece önce beraber uyuyakaldığım Ömer'in sabah alelacele şehir değiştirmesini beklemem mümkün müydü sizce?Tabii ki değildi.Olamazdı.Kimse ne zaman ne olacağını tahmin edemezdi.Ancak her şeyi sınırında yaşayacağım diye heyecanları ve istekleri de göz ardı etmemeliydik.Bazen sınırlar kalkar korkular kaybolurdu.
Düşünürdüm.Her zaman olduğu gibi şuan da düşünüyordum.Ömer ile ilgili sınırlarımı kaldırmalı mıydım?Bilmiyordum.Bildiğim tek şey ise zamanın her şeyi en net şekilde göstereceğiydi.Beklersem her şey netleşirdi ama içimden geçen de zamana bırakmayıp gidip konuşmaktı.En azından aramızdaki sınırlar kalkar normal bir arkadaşlık da sürdürebilirdik.İlerisi hayalim olan bir durum değildi zaten.
Odamdaki kitapların bulunduğu raftan bir şiir kitabını aldım ve rastgele bir sayfayı açıp oradan denk gelen Özdemir Asaf'ın bir şiiri ancak en sevdiğim Lavinia şiiri denk gelmişti.Yüzlerce kez okumamış gibi tekrar ezbere okudum sözleri,
"Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim
Sen de bilme, Lavinia."Şiir bitince dudaklarımda kalan ufak gülümseyle kitabı bırakıp yatağımdan kalktım.Ömer'i motor ile görmemizin üzerinden bir gün geçmişti.Ondan sonra bir daha onu görememiştim.Sabah saatleri olduğu için aşağıya kahvaltı için indim.Ben kalkalı bir kaç saat olmuştu oysa,nedendir bilinmez uyku tutmamıştı.
"Güzel kızım iki ekmek alıp gel sana zahmet."annemin çıkarıp uzattığı parayı aldım.
"Tamam gelirim hemen."genelde mahallede giydiğim terliklerimi giyip çıktım.Yeni uyanmadığım için saçım başım da düzgündü tabii ki.Bakkala gitmek için aşağı mahalleye doğru ilerlerken yolun kenarında çok ufak bir kedi görmüştüm.Hızla çöküp başın okşamaya başladığımdaysa bir tane daha gelmişti.Ardından da anneleri geliyordu.Yavruların başını ve annelerinin başını da okşayıp huzur dolmuş bir şekilde ayağa kalktım.
Hayvanlar o kadar iyi geliyordu ki bana dünyanın en iyi yanları belki de onlar olmalıydı.Sonunda bakkala varabilmiştim.Uzak değildi ancak şuan sanki on kilometre yürümüş gibiydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEYLAN
Teen Fiction"Ömel! Ömel!" Gülmeden edemedi Ömer. "Zilli! Napıyorsun tek başına!" "Bakkala dittim" haylaz bi şekilde sırıttı küçük kız.Kelimeleri kendine göre değiştirerek konuşabiliyordu ancak. Ama Ömer onu ezbere biliyor,her dediğini anlayabiliyordu.