Bugün bir ormanda göreve gidiyoruz. Ilk kez! Birkaç gün kamp kuracağız. Üstelik orada ne tür yaratıklar olduğunu da bilmiyoruz.
Şafak sökmeden uyandım. Üzerimi değiştirdim. Çantami hazırladım. Kılıcımı kılıfına koydum ve dışarı çıktım. Bizim ekip beni orada bekliyordu. Hepsinin gözünden uyku akıyor, ayakta uyuyorlardi. Komutan da geldi ve bize binmemizi söyledikleri at arabasına bindik ve yola koyulduk. Yol biraz uzundu. O yüzden uyumak için zaman da bulabildim. Nihayet ormana gelmiştik. Arabalardan indik ve etrafa göz atmaya başladık. Orman çok büyük ve karanlıktı. Icine girdik. Garip bir şekilde sessizdi. Birkaç adım sonra komutan bizi durdurdu ve ağaçlardaki tırmık izlerini gösterdi. Herkesi bir korku, bir kuşku kaplamisti. Komutan sakince yürümeye devam etti. Sonra arkadan garip bir ses geldi. Sanki bir hirlama gibiydi. Kafamızi çevirmemizle koca bir kurtu görmemiz bir oldu. Ben de dahil herkes kılıcını çıkardı. Kurt önce komutana doğru koşmaya başladı. Bir kılıç darbesiyle yere savruldu. Sonra kalkıp pencelerini çıkarıp yeniden koşmaya başladı. Bu sefer engel olamadı ve pençe komutanın koluna girdi. Hiç bozuntuya vermeden bir kılıç darbesiyle yine yere savurdu onu. Bu sefer bana koşmaya başladı. Tam üstüme atlayacakken kolyemi gördü ve durdu. Yavaşça yaklaştı. Beni biraz daha suzdukten sonra gitti. Herkes şok oldu tabi. Komutan dayanamadı ve yere çöktü. Yanına gittik. Güvenli bir yer bulmak için yola koyulduk.
Akşam
Güvenli bir yer bulmuştuk. Ateş yakıp avladığımız kuşları yetiştik. Sonra herkes yatağa gitmişti. Komutan ve ben kalmıştık.
Sonra yaralanan kolunu tutup acıyla inledi.
" Bir bakabilir miyim? "
" Gerek yok önemli bir şey degil."
" Olmaz canın yanıyor bakmama izin ver. "
Basını salladı. Yanına gittim. Yara olan bölümü sıyırdım. Elime bir bez alıp kanı temizlemeye başladım.
"Niye kurt seni görünce durdu? "
" Bilmiyorum ben de anlamadım."
" Kolyeni mi gördü? "
" Muhtemelen. Ama benim kolyemle alıp veremediği ne? Nereden görecek o kolyeyi? "
" Bilmiyorum biri tarafından kontrol ediliyor da olabilir. "
" Olabilir. "
Biraz fazla sıktım kolunu.
" Ahhh! Yavaş! "
" Özür dilerim yanlışlıkla oldu."
" Ben Özür dilerim fazla abarttim. "
Bandajı sardim.
"Teşekkürler Allen "
" Önemli değil komutanım! "
" Bir de senden bir şey isteyeceğim. "
" Tabi."
" Bana komutan olarak değil adımla hitap et."
" Olur, Shiro. "
" Tamam iyi geceler o zaman. "
" Iyi geceler!"
Çadıra gittim ve kısa sürede uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmparatorluk Savaşları
AdventureKayip Annesini ve babasını bulmak için çabalayan Allen Walker, en sonunda hayalindeki akademiye girer. Akademide babasının öğrencisi olan Shiro ile karşılaşır ve takım olurlar. Annesi ve babasi öncü birliklerinde oldugu icin taninmis kisilerdir.Herş...